Adana Baro Başkanı Av. Semih Gökayaz; "Bireyler arasındaki ilişkiyi belirleyen ekonomik ilişkilerdir. Bugünün anlam ve önemi de o ekonomik ilişki o ekonomik sarmala itiraz eden kadınların cesareti sayesinde 8 Mart'ı kutluyoruz" dedi.

Gökayaz sözlerine şu şekilde devam etti;

Whatsapp Image 2024 03 08 At 13.02.45

"O kadınların cesareti olmasaydı belki bugün sadece Türkiye'de değil Avrupa'da da Dünyada da kadınlar gerek çalışma yaşamında gerekse sosyal hayatta bu ölçüde yer almayacaklardı. Yaklaşık iki yüz yıllık süren bir Emekçi Kadın Hareketi Türkiye'de Cumhuriyet'in ilanı, Atatürk devrimleriyle yükselişe geçmişken ne yazık ki aşama aşama kadınlar Türkiye'de savruluyor Daha az iş aşamasında yer alıyor. Ve ne yazık ki bir gün öncesi bir gün sonrasından daha iyi bir hale geliyor. Eğitim politikamız ne yazık ki dincileşerek bir şekilde toplumu dönüştürerek, değiştirerek kadının sosundaki yerini geriletiyor. Çok molis kararlarla kadın hareketinin dirençleri kırılmaya çalışıyor. Bunlardan bir tanesi burada salonda yer alan çoğu meslektaşımla Danıştay'daki duruşmaya gittik. Danıştay onuncu dairesinde görürler. İstanbul Sözleşmesi bakan mahkemenin başkanı ödül niyetine, Anayasa Mahkemesi üyesi yapıldı. Bunlar, bunlar kadın hareketinin direncinin kırılması açısından çok sembolik kararlar çok sembolik hareketler. Toplumu hep birlikte kalkındırmak durumundayız. Hep birlikte ayağa kalkmak durumundayız. Ve bu kadınların Daha çok iş yaşamına katılmasıyla, kadınların haklarının daha güvence altına alınmasıyla sağlanacak bir durum. Bakın kötülük çağında yaşıyoruzdan, bir kastımda bundan on sene önce, bundan yirmi sene önce kadın cinayetlerini bu nispetle konuşmuyorduk. Bu nispette konuşmuyorduk. Geçen hafta bir gün içerisinde yedi kadının öldürüldüğüne şahit olduk. Katledildiğine şahit olduk" dedi.

8 Mart Programında Av. Ülcaz Şahin anısına onur plaketi, Hatay da depremde vefat eden Av. Hatice Can adına oğluna takdim edildi.

Adana Barosu adına Kadın Hakları Merkezi Av. Açelya Güneş Can, TÜBAKKOM adına Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü Av. Ayça Kara Sığırcı, basın metnini okudu.

Whatsapp Image 2024 03 08 At 13.02.24

Adana Barosu adına Kadın Hakları Merkezi Av. Açelya Güneş Can tarafından okunan metin;

167 yıl önce bugün New Yokta tekstil fabrikasında çalışan kadın işçiler ağır çalışma şartlarını protesto etmek ve eşit işe eşit ücret gibi insanca yaşama ve çalışma koşullarına sahip olabilmek adına bir eşitlik mücadelesi başlattılar. 129 dokuma işçisi kadın bu insanca yaşam hakkı ve eşitlik taleplerinin bedelini, atölyelerinde çıkarılan yangında kilitli kapılar ardında can vererek ödediler.

Whatsapp Image 2024 03 08 At 13.48.37 (1)

Bundan yıllar sonra, "Zincirlerinizden başka kaybedecek bir şeyiniz yok, fakat kazanacağınız koca bir dünya var" diyen bir başka kadın CLARA ZETKİN 8 Mart'ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmasını önererek kadınların mücadelesini tarihin sayfalarına yazdırdı.

Görüyoruz ki; kadınların temel hak ve özgürlükler mücadelesinin tarihi, insan hakları mücadelesi tarihidir. İnsanca çalışma koşulları ve eşit işe eşit ücret amacıyla başlayan bu mücadele, daha sonraki yüzyıllarda hatta ve hatta günümüzde cinsiyete dayalı ayrımcılığın ortadan kaldırılması mücadelesine dönüşmüştür. Ailede, sosyal hayatın içerisinde, siyasette ve iş dünyasında eşitliğin sağlanması, emek sömürüsünün ve cinsiyet ayrımcılığının sonlandırılması ve kadının insan haklarının ihlal edilmesinin önlenmesi için; hayatın her alanında son nefesimize kadar, tek başımıza kalsak bile bu uğurda mücadele vermiş kadınlardan devraldığımız bayrağı yine bugünde dalgalandırmak için 8 Martları DAYANIŞMA VE MÜCADELE GÜNÜ OLARAK HAYKIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ.

2024 yılında sözüm ona uzay çağında olmamıza rağmen, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de fırsat eşitliğinin sağlanamaması nedeniyle, kadınlar eğitim haklarından yoksun bırakılmakta, istihdam olanaklarından yararlanamamakta, yönetim ve karar alma mekanizmalarında yeterince yer alamamaktadırlar. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği hayatın her alanında kadına yönelik ayrımcılığa ve şiddete, kadın cinayetlerine neden olmaya devam etmektedir. Ülkemizde kadın cinayetlerinin önlenememesini aksine artarak devam etmesinin nedeni de kadını özgür ve eşit bir birey olarak görmeyen zihniyetin beslediği, gittikçe güç kazanan sosyal ve siyasi ortamdır. Bu nedenle aile içinden başlayarak kamusal alana yayılan cinsiyet ayrımcılığına ve eşitsizliğine neden olacak politikaların sonlandırılması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.

Bizler biliyoruz ki; kadının emek, beden ve en önemlisi de yaşam hakkını koruyamayan yasaların hiçbir meşruiyeti yoktur. Kadın cinayetlerindeki önlenemez artış, istihdam oranlarında kadın sayısının akıl almaz düşüşü; kadın cinayeti davalarında gözümüzün içine baka baka her türden gerekçe ile uygulanan iyi hal ve haksız tahrik indirimlerinin ve her fırsatta kadının yerinin evi ve tek görevinin de çocuk doğurmak olduğunu vurgulayan bir zihniyetin sonucudur.

Hak savunucusu olarak bizlerin temel misyonu “insan haklarını korumak ve geliştirmek, kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması için çalışmaktır." uzun mücadeleler ve bedeller sonucunda elde etmiş olduğumuz Kadın Hakları kazanımlarımızdan vazgeçilmesine yönelik her türlü girişimi ve siyasi erkin şiddeti önlemek yerine yargı paketleriyle 6284 sayılı kanunu tartışmaya açmasını ve İstanbul Sözleşmesinden bir gecede tek imza ile çekinilmesini kabul etmiyoruz. Aksine bizler mücadelemizi dünden daha büyük bir inanç ve dayanışmayla sürdürme kararlılığındayız. Bu mücadelede beyaz atlı prenslere, reislere ve kahramanlara ihtiyacımız yoktur.

Adana Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak; bu yıl 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlemiş olduğumuz Av. Ülcaz ŞAHİN ödül törenini depremde kaybettiğimiz kadın mücadelesinin önde gelen isimlerimden değerli mücadele arkadaşımız ve üstadımız Av. Hatica CAN'a ithaf ediyoruz.

Cumhuriyet Devrimleri ve uzun mücadelelerle elde ettiğimiz kadın hak ve kazanımlarımıza zarar verecek her türlü zihniyetin, söylemin ve girişimin karşısında olacağımızı,  şiddetten ve ayrımcılıktan uzak bir Türkiye ve dünya için dayanışma ile mücadele edeceğimizi ve her zaman söylediğimiz gibi İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN VE LAİK CUMHURİYETTEN VAZGEÇMEYECEĞİMİZİ KAMUOYUNA SAYGI İLE DUYURUYORUZ.

EŞİK,  DEĞİŞİM KADINLARLA GELECEK EŞİK, DEĞİŞİM KADINLARLA GELECEK

TÜBAKKOM adına Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü Av. Ayça Kara Sığırcı tarafından okunan metin;

Whatsapp Image 2024 03 08 At 13.48.37

8 MART ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZİN SEMBOLÜDÜR

8 Mart, “eşit işe eşit ücret” isteyen kadınların neredeyse iki yüz yıl öncesinden bugünkü eşitlik ve adalet mücadelemize ışık tuttuğu dayanışmanın ve direnişin adı; tüm dünyada kadının insan hakkı ihlallerine karşı yaşamın her alanında eşitlik ve adalet talep etme kararlılığının, ayrımcılığa ve şiddete karşı duruşun ve örgütlü kadın mücadelesinin sembolüdür.

Başta, Cumhuriyetimizin devrim yasalarından olan ve kadın ile erkeği eşit konuma getirmeyi amaçlayan laik Medeni Kanunumuz olmak üzere örgütlü kadın mücadelesi sonucunda yasal güvenceye kavuşturulan kazanımlarımızın daha ileriye taşınmasını, toplumsal cinsiyet eşitliğinin mutlak surette sağlanmasını, kadına yönelik şiddeti önleyici bütüncül politikaların geliştirilmesini, cinsiyete dayalı ayrımcılığın ve şiddetin son bulmasını savunurken; İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykırı bir biçimde keyfiyetle çıkıldığı, şeriat karşıtı düşüncelerini açıkladığı için meslektaşımızın gözaltına alındığı, bir günde 8 kadının katledildiği, uygulanan cezasızlık politikalarının erkek failleri daha da cesaretlendirdiği bir süreçten geçiyoruz. Bütün bunlara rağmen Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında kadınlar sanat, spor ve bilim alanlarında uluslararası arenada elde ettiği başarılarla mücadelemize güç katıyor ve kadınların yıllardır büyük bir inanç ve azimle sürdürdüğü mücadele, demokrasinin temelini oluşturuyor.

TÜBAKKOM olarak; uzun yıllar verilen kadın mücadelesi sonucunda elde edilen kadın hak ve kazanımlarından bizi bir nebze dahi geriye götürecek her türlü söylem, girişim, eylem ve karanlık zihniyetin karşısında olacağımızı bir kez daha vurguluyor; kadının insan haklarının yaşama geçirildiği, kadının hayatın her alanında erkekle eşit konumda ve özgür bir birey olarak var olduğu; ayrımcılık, yoksulluk ve şiddetin son bulduğu, kadın emeğinin görünür olduğu bir dünya özlemiyle mücadelemizi ve dayanışmamızı sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.

Saygılarımızla.

Türkiye Barolar Birliği

Kadın Hukuku Komisyonu

(TÜBAKKOM)

Editör: Haber Merkezi