DEM Parti, 22 Temmuz 2025 tarihinde Ankara’da gerçekleştirdiği Parti Meclisi toplantısında önemli mesajlar verdi. Rojava Devrimi’nin 13. yılına denk gelen toplantıda hem Ortadoğu’da hem Türkiye’de barış ve demokratik çözüm çağrısı yinelendi. Parti Meclisi, IŞİD saldırılarında hayatını kaybedenleri andı, Suruç Katliamı’nın 10. yılında 33 Düş Yolcusunun ideallerine bağlılık vurgulandı.
Rojava Devrimi ve Ortadoğu’daki gelişmeler
Toplantıda Kuzey ve Doğu Suriye’de inşa edilen Rojava modeli, bölge halklarının ortak çözüm alternatifi olarak tanımlandı. Süveyda’da Dürzilere yönelik saldırılar ve Gazze’deki insani kriz kınanarak, çok kimlikli ve çok inançlı bir toplum yapısının egemen güçlerce yok sayılmasına karşı çıkıldı.
Demokratik çözüm süreci ve Öcalan’ın mesajı
Parti Meclisi, 27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının ardından yaşanan gelişmeleri yeni bir çözüm süreci olarak değerlendirdi. 9 Temmuz’daki tarihi video mesajı ve 11 Temmuz’da Süleymaniye’de gerçekleştirilen silah bırakma töreni, çatışmalı dönemin son bulması açısından “cesur ve kalıcı bir irade beyanı” olarak tanımlandı.
Parti, bu sürecin Meclis çatısı altında kurulacak bir komisyonla anayasal ve yasal zemine taşınması gerektiğini vurguladı. "Demokratik siyaset" ve "bütüncül hukuk" vurgusuyla, çözümün toplumsal sözleşmeyle gerçekleşeceği ifade edildi.
Barışı toplumsallaştırma çağrısı
PM toplantısında, yaklaşık 2 bin halk toplantısının gerçekleştirildiği, bu toplantılarda barışa yönelik güçlü bir sahiplenmenin ortaya çıktığı belirtildi. Barışın toplumsallaşması ile ekonomi, toplumsal cinsiyet eşitliği ve ekoloji gibi alanların iç içe geçtiği ifade edildi.
Yeni dönem çağrısı: Platformlar kuralım
DEM Parti, demokratik güçlere, kadın ve gençlik hareketlerine, emek ve meslek örgütlerine çağrıda bulunarak, her il ve ilçede barış ve demokrasi platformları kurulması gerektiğini belirtti. Parti, bu süreci hak ihlallerine karşı mücadeleyle birleştirerek büyütmeyi hedefliyor.
Toplantının sonunda şu mesaj öne çıktı:
“Halklarımıza barış ve demokrasi sözü verdik. Şimdi bu sözü demokratik hukukla, demokratik kurumlarla ve toplumsal katılımla gerçek kılma zamanıdır.”
