Bu hafta, ne yazık ki bir kez daha içimize ateş düştü. Çok da akla yatmayan bir şekilde, 12 askerimizi yitirdik. Her zaman olduğu gibi acı, sıvasız evlere, yoksul halkın ocaklarına düştü. Dün sıralarımızda olan öğrencilerimizi bugün toprağa veriyoruz. Şehitlerimizi saygıyla anıyor, ailelerine ve tüm sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyoruz. Ruhları şad olsun. Umarız ki bir daha böyle bir acı yaşanmaz.
Öte yandan kamu emekçilerinin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal yıkım derinleşerek sürmektedir. Ağustos ayında başlayacak olan 2026-2027 dönemine dair toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde, emekçinin ve emeklinin bir kez daha kandırılmasına izin vermeyeceğimizi ilan ediyoruz. Eğitim Sen ve KESK olarak 30 Kasım’da Ankara’da gerçekleştirdiğimiz “Geçinemiyoruz, yoksulluğa karşı birleşiyoruz” mitingiyle başlattığımız eylemlilik sürecini sürdüreceğiz. Bu süreci tüm emekçiler adına ve onlarla birlikte, kararlılıkla örmeye devam edeceğiz.
Ülke genelinde geçtiğimiz hafta boyunca art arda yaşanan yerel yönetimlere yönelik gözaltı ve tutuklamaları ise büyük bir kaygıyla takip ediyoruz. Eğitim Sen olarak, bu operasyonların muhaliflere yönelik açık bir sindirme harekâtı olduğunu düşünüyor; sürecin hem siyasal hem toplumsal hem de ekonomik olarak tehlikeli bir boyuta evrilmesinden endişe duyuyoruz.
AKP'de geçmişte milletvekilliği yapmış, kamuoyunun “Yeliz” ismiyle tanıdığı bir kişinin kullandığı “Kanlı 1923 darbesi” ifadesi, yaşananların üzerine tuz biber ekmiştir. Bu açık provokasyon karşısında iktidar ve yargıdan en küçük bir adımın atılmamış olması, bizlere neyle karşı karşıya olduğumuzu açıkça göstermektedir. Ayrıca, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü’nün önümüzdeki yıl ara tatil dönemine denk getirilmesi de asla tesadüf değildir.
Şunu net olarak ifade ediyoruz: provokasyonlara gelmeyeceğiz ama bu anlayışla da mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz.
Eğitim Sen olarak, TÖS ve TÖB-DER’den bu yana sürdürdüğümüz demokratik mücadelemizi sürdüreceğiz. Anayasada tanımı bulunan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti idealinden sapmadan; bilimin ve aklın rehberliğinde, Türkiye’yi tüm yurttaşlarını mutlu edecek bir yapıya kavuşturma hedefiyle mücadeleye devam edeceğiz.
