"Depremzede kardeşlerimizle 6 Şubat depreminin ilk gününden itibaren başlattığımız dayanışmamızı büyütmeye, acılarımızı paylaşmaya, yaralarımızı hep birlikte sarmaya devam edeceğiz."

Adana'da Emek ve Meslek Örgütlerinin Atatürk Parkında Ortak Gerçekleştirdiği Basın Açıklamasında Konuşan Eğitim Sen MYK Üyesi Evrim Gülez; "Takvimler bugün 6 şubatı, bir yıl önce hepimizi yasa boğan bir acıyı gösteriyor. Ne yazık ki yaşadığımız bu coğrafyanın tarihi her zaman acıların, yıkımların, felaketlerin tarihi oldu. Bu topraklarda yaşayan insanlar olarak çok acı gördük. Çokça çile çektik" dedi.

DİSK, KESK, Adana Tabip Odası, Adana Barosu, TMMOB tarafından yapılan ortak açıklamanın ardından Gülez konuşmasına şu şekilde devam etti;

Bundan bir yıl önce, 6 Şubat 2023 ise hepimizin yüreğine kordan bir ateş düştü.

Sadece Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Malatya, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis, Elâzığ ve Diyarbakır değil, hepimiz derin bir acıyla sarsıldık, yıkıldık.

ACILIYIZ- ÖFKELİYİZ

Yetirdiğimiz canları anılarıyla birlikte yüreklerimizde yaşatacağız. Bu yaşadıklarımızı unutursak kalplerimiz kurusun.

100 binden fazla canımız 6 Şubat depremi ile aramızdan koparıldı. Başta yıkımın yaşandığı 11 kentimizde yaşayanalar olmak üzere kimimiz eşini, annesini, babasını, kimimiz çocuklarını, yakınlarını, dostlarını kaybetti.

Yaşadığımız felaketi anlatmaya sözcüklerin yetmediği günler, aylar yaşadık. Haftalarca “Ben iyiyim ama” diye başlayıp gerisi boğazımızda düğümlenen cümleler kurduk. Hepimizin yüreği yandı.

Whatsapp Image 2024 02 05 At 20.08.41

Bir yıldır adeta yüreğimize saplanan onlarca kara saplı bıçakla yaşıyoruz.

Aradan bir yıl geçse de ne yasımız bitti. Ne acımız ne de öfkemiz dindi.

Bu ülkede onlarca deprem, yıkım, felaket yaşadık. Ama hepimiz biliyoruz ki bunlar yaşanmadan yıllar önce bilim insanları, meslek odaları defalarca kez uyarıda bulundu, raporalar hazırladı.   

Sadece bilim insanlarının, meslek odalarının değil, devletin hazırladığı resmi raporlarda da hep aynı şeylerin altı çizildi.

Hatırlayalım, on binlerce sayfalık o raporlarda ne denildi?

·       Deprem öngörülemez, bilinemez bir doğa olayı değil. Bu ülkenin bir gerçeği” denildi.

·       “Deprem kaçınılmaz. Ancak depremin ağır sonuçlarından kaçınmak mümkün” denildi.

·       “Depremin ağır sonuçlarından kaçınmak için gerekli bilgimiz, insan kaynağımız, hukukumuz, kurumsal yapılarımız var. Yeter ki bunları işlevli hale getirelim, gecikmeden derhal önlem alalım” denildi. 

Tüm bunlara rağmen ülkeyi yönetenler ne yaptı? Her seferinde “duymadım, görmedim, bilmiyorum” diyerek üç maymunu oynadılar. Dolayısıyla sadece 6 Şubat depreminin değil, yaşadığımız her felaketin ağır sonuçlarına adeta davetiye çıkardılar. 

1999 Marmara depreminin ardından dönemin Cumhurbaşkanı Demirel “Altımız çürüktür, ama yine de bu altın üstünde yaşamaya mecburuz. Bu depremden çok şey öğrendik.”  Demişti.

Whatsapp Image 2024 02 05 At 20.09.06

24 yıl sonra gerçekleşen 6 Şubat depremi ise üstümüzün yani mevcut devlet organizasyonunun altımızdan çok daha çürük olduğunu gösterdi.

Japonya’da yaşandığında can kaybı üç beş kişiyi geçmeyen bir deprem biz de on binlerce vatandaşı hayatından eden, kentleri yerle bir eden bir felakete dönüşmüştür.

6 Şubat depremi ile yaşadığımız yıkımın sorumlusu bırakalım olası deprem riskine karşı önlem almayı, doğal afetin göz göre göre büyük bir felakete dönüşmesine neden olacak politika ve uygulamaları hayata geçirmekten dahi geri durmayanlardır.

Devletteki neo liberal dönüşüm politikalarının, kamu hizmetlerinin piyasaya açılmasının, özelleştirmelerin, devletin bir Anonim Şirket gibi yönetilmesinin, iktidarın devleti adeta inşaat şirketlerine teslim etmesinin, denetimsizliğin, kamuya ve yatırımlara yeterince bütçe ayrılmamasının faturası 6 Şubat depremi ile başta hayatını kaybeden vatandaşlarımız olmak üzere halka, depremzedelere yıkılmıştır. 

Whatsapp Image 2024 02 05 At 20.16.17

Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Depremin ilk iki günü boyunca ortalıkta görünmeyenleri de kendi sorumluluklarının üzerini örtmek için başlattıkları algı operasyonunu da unutmadık.

·       Yakınlarımızdan haber almak için çırpınırken devreye konulan bant daraltmalarını, internet kesintilerini unutmadık.

Adana Emek ve Demokrasi Güçleri; 1 Mayıs’ta Hukuk Tanımayanlara Sesleniyoruz, Suç İşlemeye Devam Ediyorsunuz Adana Emek ve Demokrasi Güçleri; 1 Mayıs’ta Hukuk Tanımayanlara Sesleniyoruz, Suç İşlemeye Devam Ediyorsunuz

·       Depremin yaşandığı illerde daha 24 saat geçmeden OHAL ilan edenleri, çaresizlikle kıvranan, derdine derman arayan depremzedeleri “kimse kalkanları kaldırmayacağımızı zannetmesin” tehdidiyle susturmak isteyenleri unutmadık.

·       KESK olarak yüzlerce gönüllümüzle deprem bölgesine gitmeye çalışırken önümüze konulan engelleri, sadece bizim değil muhalefet partilerinin, STK’ların yardımlarının depremzedelere ulaştırılmasına engel olanları unutmadık.

·       Kızılay’ın çadır satmasından, yardımları zimmetine geçiren yetkililere kadar uzanan rezaletler zincirini unutmadık.

Aradan bir değil, yüz yıl da geçsede, bu acıları bizlere reva görenleri unutmayacağız.

KESK’e bağlı sendikaların üyeleri olarak 6 Şubat depremi başta olmak üzere bugüne kadar yaşadığımız depremlerde hayatını kaybeden tüm yurttaşlarımızı özlemle anıyor, yakınlarını kaybedenlere bir kez daha başsağlığı diliyoruz.

Ve buradan bir kez daha iktidara sesleniyoruz.

Depremden sonra Milli Dayanışma Paketi çıkardınız. Halktan alınan KDV, ÖTV. Motorlu Taşıtlar Vergisi gibi vergiler fahiş oranda artırdınız.

Yetmedi.. 2023 Temmuz’unda 762 milyar lirası depremle ilgili harcamalara ayrılmak üzere 1 Trilyon 120 Milyarlık Ek bütçe yaptınız.

Bu da yetmedi... 2024 bütçesinde yine halktan, çalışanlardan alınan vergiler bir yıl öncesine göre ikiye katladınız.

Ama aradan geçen bir yıla rağmen deprem bölgesinde hala tek bir çivinin çakılmadığı, molozların dahi kaldırılmadığı yerler var. İşsizlik, kayıt dışı çalışma, sömürü diz boyu.

Milyonlarca insan adeta konteyner kente, çadır kente dönüşmüş şehirlerde kaderin terk edilmiş durumda.

Barınma, sağlıklı beslenme ve eğitim sorunları başta olmak üzere, en temel ihtiyaçların karşılanmasında yaşanan sorunlar sürüyor.

Soruyoruz: Nereye gitti bizlerden topladığınız vergiler?

Topladığınız vergileri depremzedenin yaraları sarmak yerine kime, kimlere harcadınız?

·       Milyonlarca insan sizden resmî törenler düzenleyip, nutuklar atmanızı değil, başını sokacak bir çatı istiyor.

·       Milyonlar sizden yaşadığı acıları istismar etmenizi, yerel seçim yatırımı olarak kullanılmanızı değil, temiz su, sağlıklı beslenme, nitelikli bir eğitim istiyor.

·       Yoksulluk ve çaresizlik kıskacındaki milyonlar sizden “zorunlu kamulaştırma” adı altında topraklarına çökmenizi, yüzlerce yıllık zeytinlikler yerine binalar dikmenizi değil, en azından depremden etkilenen evlerinin yapı denetim masraflarını karşılamanızı istiyor.  

·       Milyonlar, sizden 6 Şubat depremini “asrın felaketi” olarak yutturmaya, “kader” olarak göstermeye çalışmaktan artık vazgeçmenizi, olası depremlere karşı bir an önce önlem almanızı bekliyor.

Kısacası ardan geçen bir yıla rağmen, milyonlar sizden anayasasında sosyal hukuk devleti yazan bir ülkenin yurttaşları olarak en temel haklarını istiyor.

Son söz olarak buradan depremzedeler başta olmak üzere tüm halkımıza sesleniyoruz.

Depremlerin, sellerin, doğa olaylarının binlercemizi yaşamdan koparan birer felakete dönüştürüldüğü, 

Bizim payımıza her seferinde acıların, yıkımların düştüğü,

Ekmeğimizin her geçen gün küçüldüğü,

Haklarımızın, özgürlüklerimizin ortadan kaldırıldığı bu bozuk düzen bizim düzenimiz değildir.

Bu bozuk düzende sağlam çark olmaz. İnsana, emeğe, doğaya düşman bu bozuk düzene, köhne sisteme karşı emek ve demokrasi mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

Depremzede kardeşlerimizle 6 Şubat depreminin ilk gününden itibaren başlattığımız dayanışmamızı büyütmeye, acılarımızı paylaşmaya, yaralarımızı hep birlikte sarmaya devam edeceğiz.

Editör: Haber Merkezi