İsrail, Gazze'nin Han Yunus, Beni Süheyla ve Abasan bölgelerinde yaşayanlara yönelik geniş çaplı askeri harekât öncesinde tahliye çağrısında bulundu. Halk, “terörist faaliyet” gerekçesiyle bombalanma tehdidi altında.
İsrail'den Sert Uyarı: “Derhal El-Mevasi’ye Geçin”
İsrail ordusu, 31 Mayıs 2025 günü yaptığı açıklamayla, Gazze Şeridi’nde yer alan Han Yunus, Beni Süheyla ve Abasan bölgelerinin siviller tarafından derhal boşaltılmasını talep etti. Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, bu bölgelerin “terörist gruplar tarafından İsrail'e yönelik roket saldırıları için kullanıldığını” öne sürerek, İsrail ordusunun bu alanlara yönelik güçlü askeri müdahalelerde bulunacağını bildirdi.
Adraee açıklamasında, “Bu bölgeler defalarca uyarıldı. Artık burası tehlikeli savaş alanı olarak değerlendiriliyor” dedi. Söz konusu alanlarda yaşayanların güvenliği gerekçesiyle batıya, El-Mevasi bölgesine tahliye edilmesi gerektiğini vurguladı.
İsrail ordusuna göre, Gazze’den üç roket atıldı ancak bu roketler boş alanlara isabet etti. Herhangi bir can kaybı bildirilmedi.
Hamas, Ateşkes Teklifine Notlarla Cevap Verdi
ABD'nin arabuluculuğunda sunulan 60 günlük ateşkes önerisine Hamas’tan temkinli olumlu yanıt: Cevap notlarla birlikte iletildi, İsrail’in öne sürdüğü şartlar sorgulanıyor.
ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un sunduğu 60 günlük ateşkes planına ilişkin olarak, Hamas'ın yanıtı arabuluculara iletildi. Lübnan, Katar ve diğer bölge başkentlerinde gerçekleştirilen temaslar sonucunda oluşturulan bu yanıt, bazı çekinceler ve öneriler içeriyor.
Hamas kaynaklarına göre, teklifin olumlu yönleri olsa da, metin İsrail lehine önyargılar taşıyor. Hamas, özellikle esir takası süreçlerinin zamanlaması ve içeriğiyle ilgili itirazlarını sundu. Witkoff planında, İsrailli esirlerin ilk iki gün içinde serbest bırakılması önerilmişti. Ancak Hamas, bu sürecin daha önceki anlaşmalarda olduğu gibi iki aya yayılarak kademeli ilerlemesini önerdi.
Ateşkes Planında Kritik Eksikler: Çekilme ve Yardım Garantisi Yok
Filistinli kaynaklar, Witkoff teklifinin İsrail’in Gazze’den tamamen çekilmesini garanti altına almadığını, hatta insani yardımların girişine dair açık ve bağlayıcı hükümler içermediğini belirtti. Yardım mekanizmasının da BM ve Kızılay gibi aktörlerle sınırlandırılması, özel sektörlerin devre dışı bırakılması önerisi, yardımın kapsamını daraltıyor.
İsrail tarafı ise, teklifin kendi güvenlik önceliklerini koruduğunu ve Hamas’a herhangi bir siyasi ya da bölgesel taviz verilmediğini teyit etti. Buna göre, savaşın kalıcı biçimde sona ereceğine dair bir garanti sunulmuyor. Bu durum, sürecin sonunda İsrail'in yeniden saldırılara başlayabileceği anlamına geliyor.
Hamas: “İsrail Her Şeyi Talep Ediyor, Hiçbir Şey Garanti Etmiyor”
Hamas’a göre, teklif mevcut haliyle Filistin tarafına hiçbir garanti sağlamıyor. İsrail’in hem hayatta olan hem de ölü esirlerin iadesini talep ettiği, buna karşılık savaşın sona erdirilmesi, ablukanın kaldırılması ya da kalıcı bir çözüm için net maddeler sunulmadığı vurgulandı.
Witkoff’un teklifine göre; ateşkesin ilk gününde 5 İsrailli esir ve 9 cenaze, yedinci günde ise aynı sayıda rehinenin serbest bırakılması öngörülüyor. Takip eden süreçte, insani yardımlar sadece tarafların üzerinde anlaştığı yöntemlerle yapılacak ve sadece uluslararası insani yardım kuruluşları üzerinden dağıtılacak.
Sonuç: Gazze’de Tehditler Sürerken Diplomatik Çabalar Yetersiz Kaldı
İsrail ordusunun yeni saldırı hazırlığı ve sivillere yönelik tahliye çağrıları, sahadaki insani krizi daha da derinleştiriyor. Hamas’ın Witkoff önerisine yanıtı ise barış sürecinin ne kadar kırılgan olduğunu ve diplomatik yollarla kalıcı çözüme ulaşmanın hâlâ zorlu bir hedef olduğunu gösteriyor.
Gazze’deki gelişmeler, uluslararası toplumun daha açık ve eşitlikçi bir arabuluculuk rolü üstlenmesi gerektiğini bir kez daha gündeme taşıyor.
