HABER-SEN 2 No’lu Şube Altındağ-Mamak PDM Müdürlüğü önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasına Haber-Sen Genel Başkanı Mesut Balcan katılım sağladı.

Whatsapp Image 2024 11 29 At 14.40.09 (1)

Balcan; 30 Kasım Cumartesi saat 13:00 te Tandoğan’da insanca yaşamaya yetecek bir ücret, adil bir vergi sistemi, halk için- emek için bütçe, güvenceli iş, güvenli gelecek için omuz omuza verme çağrısında bulundu.

Basın açıklamasını Şube Başkanı Yaşar Polat okudu.

Bütçe; siyasal iktidarların, rejimin demokratik, sosyal hak ve özgürlükler konusundaki duruşunun en önemli göstergesidir. Ekonomik bir plan ve siyasi bir belgedir. Bu ülkede yaşayan herkesin, d; oğrudan ya da dolaylı mekanizmalar aracılığıyla ödedikleri vergilerin nerelere harcandığını ya da harcanmadığını bilmeleri ve bunu denetleyebilmeleri gerekir. Bu denetim bütçenin hazırlanması, uygulanması ve sonuçlandırılması sırasında yapılabilmelidir.

Buna rağmen bu yıl da bütçe görüşmeleri kapalı kapılar ardında yapılmaktadır.

Orta vadeli programın açıklanması ile bütçe süreci başladı. Plan bütçe komisyonlarında görüşülmeye başlayan kamu kurum ve kuruluşlarının bütçeleri bugüne kadar yapılan bütçelerin bir kopyası olan bu bütçe;

Emekçilerin, halkın talepleri hiç dikkate alınmadı.

Vergi adaletsizliği gittikçe derinleştirildi. Üstelik yoksul emekçi halktan toplanan vergiler ne insanca yaşamaya yetecek bir ücret, ne de “yol, su, elektrik” olarak bize döndü. Eğitim ve sağlık olmak üzere kamu hizmetlerine, yatırımlarına ayrılan pay her geçen gün azaldı.

Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme göz ardı edildi. Yıllardır şiddete, güvencesiz istihdama maruz bırakılan kadınlar bütçede de yok sayıldı.

Emekçilerin halkın taleplerinin dikkate alınmadığı 2025 yılı bütçesinde sermayenin talepleri, sarayın itibarı, savaş çığırtkanlığı vardı.

Whatsapp Image 2024 11 29 At 14.40.09

Bizden toplanan vergilerle oluşan bütçe;

Patronlara, holdinglere “muafiyet”, “istisna”, “teşvik”, “vergi indirimi”, “vergi affı” olarak aktarıldı.

Faize, Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine, müşteri garantili şehir hastanelerine, yol, köprü, havaalanı vb. müteahhitlere aktarıldı.

Bizden toplanan vergilerle oluşan bütçe;

Ekolojik yıkıma, doğanın talanına, savaşa, güvenlikçi politikalara, silahlanmaya aktarıldı.

İşte böylesi bir durumda;

Bir tarafta geçinmek çocuklarını baraka evde tek başlarına bırakıp kağıt toplamaya giden annelerin acı feryadı, diğer tarafta da sarayın itibarı…

Bir tarafta emekli ücretleri ile yaşayamadıkları birkaç farklı işte çalışmak zorunda kalanların emeği, diğer tarafta ise güzellik salonlarında kara para aklayanlar…

Bir tarafta doğasına, suyuna, çevresine sahip çıkmak için canından olanlar, cezaevine girenler, diğer tarafta da ise cankurtaran olarak iktidara sarılanlar…

Kısacası bugüne kadar yapılan bütçelerde aslan payı hep sermayeye, patronlara, savunma ve güvenlik adı altında silah sanayisine, çatışma ve savaşa ayrıldı.

Bizlerin payına da yoksullaşma, işsizlik, güvencesizlik gelir dağılımı adaletsizliği düştü

Halk İçin Bütçe istiyoruz.

Bütçe hakkımızın önündeki engellerin kaldırılmasını, halkın, emekçilerin bütçe süreçlerine etkin katılımının sağlanmasını,

Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını, piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmesini,

Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesini, kadınların güvenceli istihdamının arttırılmasını, kadınları şiddetten koruyacak kamusal hizmetlerin genişletilmesini,

Asgari ücretin kira, aile, yakacak yardımları ile yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını,

Sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil gibi hür türlü güvencesiz istihdama son verilmesini, tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini,

Tükettiğimiz her şeyden alınan KDV, ÖTV gibi tüm dolaylı vergilerin düşürülmesini,

Gelir vergisi birinci dilim oranının %15 ten %10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini,

Kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını,

Vergilerimizden oluşan bütçeden alıp Kamu Özel İş birliği (KÖİ) projelerine, Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine aktarılan Hazine garantilerine son verilmesini,

Vergilerimizin, ülkenin kaynaklarının güvenlikçi politikalara, silahlanmaya değil; istihdamın, üretimi arttırılması, yoksulluğun ve işsizliğin önlenmesi, adaletin, barışın ve demokrasinin tesis edilmesi için kullanılmasını istiyoruz.

Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın arttırılmasını, kamu hizmetlerini piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirilmesine son verilmelidir.

Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesini kadınların güvenceli istihdamının arttırılmasını, kadınları şiddetten koruyacak kamusal hizmetlerin genişletilmesini,

Maaşlarımızdaki kayıpların karşılanmasını, asgari ücretin kira, aile yakacak vb. yardımlarla insanca yaşayacak bir düzeye çıkarılmasını,

Sözleşmeli, taşeron, vekil vb. her türlü güvencesiz istihdama son verilmesini, tüm kamu emekçilerinin kadrolu-güvenceli bir şekilde istihdam edilmesini

Vergi sisteminde emekten yana bir düzenleme yapılmasını, adaletsiz olduğu bilenen dolaylı vergilerin vergi gelirleri içindeki payının düşürülmesini, dolaylı vergilerin lüks tüketime kaydırılmasını, dolaysız vergilerden kurumlar vergisi ve servet vergilerinin payının arttırılmasını, alt tarifenin emekçiler lehine dönüştürülmesini, yoksulluk sınırına kadar olan ücret gelirlerinin vergiden muaf tutulmasını

Kamu Özel İşbirliği projeleri kapsamında garanti, kira, vs. ödemeleri adı altında şirketlere peşkeş çekilen harcamalar kesilerek. Enflasyona ezdirilen emekçilere kaynak aktarılmasını,

Muafiyet, istisna, indirim, vs. adı altında şirketlere yapılan vergi kıyaklarının sonlandırılmasını,

Vergilerimizin ve ülkemizin doğal kaynaklarının savaşa değil, eğitime, sağlığa, istihdamın ve üretimin arttırılmasına ayrılmasını, yoksulluğun ve işsizliğin önlenmesi için kullanılmasını

Sarayın israfına değil haklarımızın refahına harcanacak bir bütçe İSTİYORUZ!..

AĞIR ÇALIŞMA KOŞULLARI ALTIN EZİLEN PTT EMEKÇİSİ İÇİN;

SES Adana Şube Eşbaşkanı Erol Eren: "Eziyet Yönetmeliğine Karşı Çıkıyoruz, Hekimlik Onurunu Savunuyoruz" SES Adana Şube Eşbaşkanı Erol Eren: "Eziyet Yönetmeliğine Karşı Çıkıyoruz, Hekimlik Onurunu Savunuyoruz"

Sekiz saat çalışma sekiz saat dinleme ve saat uyuma hakkı bütün işçi ve emekçilere sağlanmalı, 

İHS çalışmaya son verilmeli, İHS’li emekçiler kadroya geçirilmeli,

Performans esnek çalışmaya derhal son verilmeli,

Maaşlara ek zam yapılmalı bütün ücretler yoksulluk sınırının üstüne çıkarılmalı,

Bütün PTT emekçilerine skala ayarlaması yapılmalı,

Farklı birimler arasında, emekçileri sürekli yer değiştirerek personel açığını kapatmaya çalışan PTT yönetimi, emekçilerin iş yükünün daha da ağırlaşmasana sebep olmaktadır. Taşıma suyla değirmen dönmeyeceği aşikar olduğundan çok acil personel alımı yapılmalı,

Keyfi olarak emekçilerin talebi dışında işyeri cihat dayatması yapılmamalı,

PTT’ye nüfus ve yüz ölçümü dikkate alınarak yeterli sayıda güvenceli, kadrolu personel alımı yapılmalı,

Liyakatsiz atamalara son verilmelidir.

Ülkenin dört bir yanından gelen emekçilerle birlikte 30 Kasım Cumartesi günü Tandoğan Meydanı’nda “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadele de Birleşiyoruz” diye haykıracağız.

EMEKTEN YANA HALKTAN YANA BİR BÜTÇE İÇİN;

GÜVENCELİ İŞ, GÜVENCELİ GELECEK

İNSANCA YAŞANACAK ÜCRET

EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET

İŞİMİZ, EKMEĞİMİZ VE GELECEĞİMİZ İÇİN MÜCADELEYE

BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ

BİRLİKTE MÜCADELEYE DEĞİŞTİRMEYE

BİZ KAZANACAĞIZ

YAŞASIN KESK YAŞASIN HABER SEN

Editör: Haber Merkezi