Ortadoğu üzerine çalışmalarıyla tanınan, barış mücadelesinin cesur sesi Prof. Dr. Fulya Atacan yaşamını yitirdi. Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin bir parçası olan Atacan, 7 Şubat 2017’de yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’ndeki görevinden ihraç edilmişti.

Kendisini tanıyanlar için yalnızca bir akademisyen değil, aynı zamanda eşitsizliklere karşı yılmadan mücadele eden bir direniş neferiydi. Siyaset Bilimci Doç. Dr. İsmet Akça, “Canım hocam, ışığımız… Barış dediğimiz için birlikte ihraç edildiğimiz Prof. Dr. Fulya Atacan’ı kaybettik. O eşsiz gülüşüyle hep aklımda, kalbimde yaşayacak” sözleriyle veda etti.
Siyaset Bilimci Süreyya Algül ise, “Hiçbir haksızlığa eyvallahı yoktu. 'Bu suça ortak olmadı.’ Kara deryalarda bir fener gibi yanmaya devam edeceksin hocam” diyerek duygularını dile getirdi.

KHK’lar Binlerce Hayatı Parçaladı

Fulya Atacan’ın hikâyesi, Türkiye’de KHK rejiminin yarattığı devasa toplumsal travmanın sembollerinden yalnızca biri. 2016’dan bu yana yüz binlerce insan, yargı kararı olmaksızın, savunma hakkı tanınmaksızın işlerinden, mesleklerinden ve yaşamlarından koparıldı.
Akademisyenlerden sağlık emekçilerine, öğretmenlerden mühendis ve memurlara kadar birçok insan, terörle hiçbir ilgisi olmamasına rağmen yaftalandı, itibarsızlaştırıldı ve yokluğa mahkûm edildi.

KHK'lılar arasında intihar edenler oldu. Kanser teşhisi konduktan sonra tedavi hakkından mahrum bırakılanlar hayatını kaybetti. Aileler parçalandı, çocuklar annesiz-babasız kaldı. Binlerce insan yurt dışına gitmek zorunda kaldı, on binlercesi ise ülkede sürgün hayatı yaşadı.

Barış, Yalnızca Sessizlik Değil; Hesaplaşma ve İade Gerektirir

Bugün yeniden konuşulan barış süreci, yalnızca silahların susması değil, devletin kendi yurttaşlarına yaptığı hukuksuzluklarla yüzleşmesini de zorunlu kılıyor. Barış, KHK’lıların görevlerine iade edilmeden, itibarları teslim edilmeden eksik kalır. Çünkü barış, yalnızca suskunluk değil, adaletle sağlanan toplumsal onarımdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “47 Yıllık Terör Belası Sona Eriyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “47 Yıllık Terör Belası Sona Eriyor”
İçeriği Görüntüle

Prof. Dr. Fulya Atacan gibi akademisyenlerin ve kamu emekçilerinin yaşadığı mağduriyet, yeni bir barışın inşasında mutlaka gündeme alınmalıdır. Bu süreç, yalnızca dağdakilerle değil, kentteki adaletsizlikle de hesaplaşmayı gerektirir.

Bir Fener Gitti Ama Işığı Kalacak

Prof. Dr. Fulya Atacan, akademide bilimin vicdanla nasıl buluşabileceğini gösterdiği gibi, barışa inanmanın bedelini de onurla taşıdı. Şimdi onun ardında bıraktığı değerler, bu toplumun karanlık zamanlarında birer pusula olmaya devam edecek. Ve bir gün, bu ülke gerçek anlamda barışı konuştuğunda, o masada Fulya Atacan’ın adı da, onun gibi “bu suça ortak olmayan”ların adları da onurla anılacak.

Muhabir: Güven BOĞA