Gazze’de savaşın ve yıkımın sürdüğü bu dönemde, Filistin halkının umudu hapishane duvarlarının ardında yaşıyor: Mervan el-Bergusi. 2002 yılında İsrail tarafından tutuklanarak beş kez müebbet hapse mahkûm edilen el-Bergusi, hem Fetih hem de Hamas tabanında halkı birleştirebilecek tek lider olarak görülüyor. “Filistin’in Mandela’sı” olarak anılan el-Bergusi, yıllardır süren direnişin ve özgürlük arayışının sembolüne dönüşmüş durumda. Ancak Filistin halkının onu özgür bir lider olarak görme arzusu, hâlâ politik hesapların gölgesinde bekletiliyor.

Ekran Görüntüsü 2025 10 06 061608

Beyaz Saray’ın 29 Eylül’de Donald Trump’ın Gazze savaşını sona erdirmeye yönelik planını açıklamasının ardından, İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşının son bulma ihtimali bugüne kadarki en yüksek seviyesine ulaştı. Planın başarıya ulaşması durumunda, onlarca yıldır ilk kez İsrail’in yanında bağımsız bir Filistin devletinin kurulması fikri de gündeme gelebilir.

Her ne kadar Filistinliler planın hazırlanma sürecine dâhil edilmemiş ve İsrail’in yol açtığı yıkım nedeniyle sorumlu tutulmasını sağlayacak hiçbir mekanizma yer almamış olsa da, 20 maddelik bu plan Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkına giden bir yolun kapısını aralayabilecek hükümler içeriyor.

Plan uyarınca Filistinliler Gazze’de kalabilecek ve anlaşma sağlandıktan sonra barış içinde yaşamayı taahhüt eden militanlar için genel af ilan edilecek. İsrail, Gazze’yi işgal etmeme ve ilhak etmeme taahhüdü veriyor. Plan ayrıca Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve devlet kurma arzusunu tanıyor ve bu hedefin belirli koşullar altında mümkün olabileceğini kabul ediyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu planı desteklediğini açıklasa da, ülkesine döndüğünde Filistin devletinin anlaşmada açıkça belirtilmediğini ve İsrail’in böyle bir devletin kurulmasına “zorla direneceğini” söyledi. ABD Başkanı’nın planı, Netanyahu’nun kabinesinde oylanarak onaylanmak zorunda. Ancak şimdiden sert eleştiriler geldi. Bakan Bezalel Smotrich, planı “yıkıcı bir diplomatik başarısızlık” olarak nitelendirerek “gözyaşlarıyla biteceğini” söyledi.

Hamas açısından da plan birçok kırmızı çizgiyi aşıyor. Planın Gazze’nin gelecekteki yönetiminde Hamas’a hiçbir rol vermemesi hareket içinde büyük bir ikilem yaratmış durumda. ABD Başkanı ise Hamas’ın planı reddetmesi halinde İsrail’in askeri operasyonlarına devam etmesine yeşil ışık yakılacağını açıkladı.

Dolayısıyla bundan sonraki adım ateşkes ya da Gazze’nin daha fazla yıkımı olsa da, açık olan şu: Hamas’ın Gazze’deki yönetici rolü sona ermek üzere. Bu durum, Filistin halkını kimin yöneteceği sorusunu gündeme getiriyor.

Filistin Yönetimi mi devralacak?

En olası cevap, Batı Şeria’daki Filistinlilerin liderliğini elinde bulunduran Filistin Yönetimi (FY). FY, Oslo Anlaşmaları’yla Batı Şeria ve Gazze’yi yönetmek üzere kurulmuştu. 2005’ten bu yana Fetih lideri Mahmud Abbas başkanlık ediyor. Ancak 2007’de Fetih ile Hamas arasında yaşanan kısa iç savaşın ardından Hamas Gazze’nin kontrolünü ele geçirdi ve iki taraf arasında derin bir bölünme ortaya çıktı.

FY, Gazze’nin tek meşru yöneticisi olduğunu savunsa da, Abbas ve Fetih Filistinliler arasında son derece popülerliğini yitirmiş durumda. Filistin Politika ve Kamuoyu Araştırmaları Merkezi tarafından yapılan son ankete göre, Filistinlilerin yalnızca yüzde 6’sı seçim olsa Abbas’a oy vereceğini söyledi.

Mevcut FY liderliğinin meşruiyetinin zayıflaması, onun yönetim kapasitesini sorgulatıyor. Yolsuzluk iddiaları, demokrasi eksikliği ve Abbas’ın yaşı, Filistinlilerin tarihinin bir sonraki dönemine yeni bir liderle girmesi gerektiği çağrılarını güçlendirdi. Bu noktada öne çıkan isim ise Mervan el-Bergusi.

“Filistin’in Mandela’sı”

Barguti uzun süredir Filistinli fraksiyonları birleştirip Filistin devletini kurabilecek kilit isim olarak görülüyor. 2009’da Foreign Policy dergisi onu “Filistin’in en büyük umudu” olarak tanımladı. The Economist ise Temmuz 2024’te onu “dünyanın en önemli mahkûmu” olarak nitelendirdi.

2002’den bu yana İsrail’de hapis yatmasına rağmen, Barguti olası Filistin Yönetimi liderleri arasında yapılan tüm anketlerde birinci sırada yer alıyor. Destekçileri, onun Güney Afrika lideri Nelson Mandela gibi politik bir mahkûmdan bölünmüş bir halkı birleştiren lidere dönüşmesini umarak ona “Filistin’in Mandela’sı” adını verdi.

1959’da Batı Şeria’da doğan Barguti, ilk intifada öncesi yıllarda gençlik lideri olarak öne çıktı ve 1996’da Filistin Yasama Konseyi’ne seçildi. Ancak 2002’de ikinci intifada sırasında İsrail güvenlik güçleri tarafından tutuklandı ve 2004’te beş kişinin öldürülmesinden sorumlu tutuldu. İsrail mahkemesinin yetkisini tanımayı reddeden Mervan el-Bergusi, savunma yapmayı da kabul etmedi. Sonuçta beş kez müebbet hapse mahkûm edildi.

Barguti’nin cazibesi, farklı kesimlerden destek toplayabilme yeteneğinde yatıyor: Filistinli, İsrailli ve uluslararası çevrelerden.

Silahlı direnişteki rolü nedeniyle Filistinli silahlı grupların saygısını kazandı. Hamas, geçmişteki olası esir takası görüşmelerinde Mervan el-Bergusi’nin serbest bırakılmasını öncelikli isim olarak belirlemişti. Ancak aynı zamanda silahsız direnişten yana olduğunu açıklaması ve demokratik bir Filistin yönetimi vizyonu, Filistin Yönetimi’nin yolsuzluklarından bıkan halkın da desteğini kazandırdı.

İsrailli barış aktivistleri için de Barguti, şiddet sarmalını sona erdirebilecek “Filistinli çözüm” olarak görülüyor. İsrailli barış aktivisti Gershon Baskin, Nisan 2025’te Times of Israel’e verdiği demeçte, Mervan el-Bergusi’nin hâlâ “iki devletli çözüm temelinde Filistin-İsrail barışına bağlı” olduğunu söyledi.

İsrail güvenlik kurumundaki bazı isimler de Barguti’nin Filistin lideri olarak önemine dikkat çekiyor. Eski Şin Bet başkanı Ami Ayalon, Ocak 2024’te yaptığı açıklamada Mervan el-Bergusi'nin serbest bırakılması ve popüler Filistin lideri olarak onunla müzakerelere başlanması gerektiğini savundu.

Ancak raporlara göre Filistin Yönetimi içindeki bazı isimler, Mervan el-Bergusi’nin yaratabileceği siyasi tehdidin farkında oldukları için onun olası İsrail-Hamas esir takaslarında serbest bırakılmasına karşı çıkıyor.

Beklendiği üzere Netanyahu da Barguti’nin serbest kalmasına şiddetle karşı çıkıyor. 2017’de New York Times’ta Barguti’nin bir makalesine yanıt verirken Netanyahu, “Hapisteki Fetih lideri Mervan el-Bergusi’yi Filistinli bir lider ve milletvekili olarak tanımlamak, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı çocuk doktoru olarak tanımlamak gibidir” demişti.

Mervan el-Bergusi, Filistin devletine giden karmaşık yolda eksik kalan önemli bir halka olabilir. Ancak kimlerin Filistin halkını yöneteceğine karar verecek olan yine Filistinlilerdir. Ne var ki, “Filistin’in Mandela’sı”nın özgürlüğünün anahtarları, onu serbest görmek istemeyenlerin elinde görünüyor.

Sumud Filosu aktivistleri sağlık muayeneleri için Adli Tıp Kurumu'na sevk edildi
Sumud Filosu aktivistleri sağlık muayeneleri için Adli Tıp Kurumu'na sevk edildi
İçeriği Görüntüle

Ekran Görüntüsü 2025 10 06 061637

Kaynak:
Leonie Fleischmann – Uluslararası Politika Öğretim Üyesi, City St George’s, University of London

Muhabir: Güven BOĞA