MÜLTECİLİĞİ DOĞURAN NEDENLERİ VE MÜLTECİLİK HAKKINI GÖZARDI EDEN ÖTEKİLEŞTİRİCİ POLİTİKALARINIZI İSTEMİYORUZ

Herkes için insan onuruna yaraşır bir yaşam, hak ve özgürlüklerimizin güvenceye kavuştuğu, eşit özgür bir gelecek umudunun gerçeğe dönüşmesi ihtimaline kilitlendiğimiz bir seçim sürecinde; gerek iktidar gerek muhalefet mültecilere yönelik ötekileştirici politika ve söylemlerdeki ısrarını devam ettirmiş, mülteci karşıtlığı açıkça seçim malzemesi haline getirilmiştir. Bir yandan mültecileri hedef haline getiren, hak ve özgürlüklerini yok sayan,  nefret saldırılarına zemin hazırlayan ve mültecilik hakkını düzenleyen ulusal ve uluslararası  hukuku açıkça ihlal eden,  bir yandan ise toplumsal barışa tehdit oluşturan  bu yaklaşımlara derhal son verilmeli, mülteciler seçim malzemesi yapılmamalıdır. 

Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğini açıklayan Sinan Oğan’ın mülteci karşıtı söylemleri gibi Ümit Özdağ’ın da mültecilerin bir yıl içinde zorla sınırdışı edilmeleri şartını da içeren bir mutabakat ile Kılıçdaroğlu’nu desteklediğini açıklaması yanında, cumhurbaşkanı adaylarının mülteci karşıtı söylemler ile oy toplama yarışına devam ediyor oluşları endişelerimizi artırmaktadır.

Zira İç İşleri Bakanlığı ve Göç İdaresi Başkanlığı tarafından yapılan açıklamalar ve yayınlanan istatistiklerle de desteklenen bilgiler bize; on yılı aşkın zamandır mültecileri siyasi çıkar amaçlı araçsallaştıran iktidarın,  hukuku yok sayarak mültecileri hukuki ve insani koruma dışına ittiğini, geri gönderme yasağını hiçe sayarak yüzbinlerce mülteciyi savaş bölgelerine sınır dışı ettiğini, Geri Gönderme Merkezleri’nde tutulan binlerce mülteciye suçlu muamelesi yapıldığını, mültecilerin hak ve özgürlüklerinden yoksun, güvencesiz bir yaşama, ağır sömürü ve tacize mecbur bırakıldığını, bu olumsuz koşullara dayanamayan mültecilerin yeni yurt arayışları sırasında sınırlarda yaşamlarını kaybettiklerini göstermektedir.  

Ülkeyi yönetmeye talip olanlardan duymak istediğimiz şey mültecilerin sorunlarının insan hakları temelinde çözüme kavuşturulması olup, mültecileri ötekileştiren bu politika ve tutumların sahiplerine mülteciliğe neden olan savaş ve çatışmalardaki sorumluluklarını da hatırlatarak;  ülkesinden savaş ve benzeri nedenlerle ayrılmaya mecbur kalan, çoğunluğu yıllardır komşumuz, iş ve/ veya sıra arkadaşımız, hatta dostumuz, ailemiz olmuş  mültecilerin güvenliği yanında toplumsal barışı da tehdit eden bu söylem ve yaklaşımlarınızdan vazgeçin ve 1951 Cenevre Sözleşmesine konulan coğrafi çekinceyi kaldırın, mülteciliği bir hak olarak tanımlayan, mültecilerin yaşam ve sağlıkları yanında temel haklarının korunması noktasında devletlere sorumluluk yükleyen ulusal ve uluslararası hukukun ve insan hakları belgelerinin gereğini yerine getirin,  çağrısında bulunuyoruz.

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi  

Göç ve Mülteci Hakları Komisyonu 

Editör: Haber Merkezi