Bakan Soylu: 1 Haziran'dan itibaren daha rahatlayacağımıza inanıyorum
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TRT Haber'de katıldığı programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Soylu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Süreç boyunca sağlık sistemimiz hiçbir zaman alarm vermedi. Aldığımız tedbirlerle vaka sayılarını 63 bin seviyelerinden 11 bin seviyelerine düşürdük. Bu süreci yönetebiliyoruz. Bizim geçişlerimizin de tedbirli olması lazım. Vatandaşlarımız da bu süreçte birçok fedakarlık ortaya koydu.
1 Haziran'dan itibaren daha rahatlayacağımıza inanıyorum. Aşılamada ivmeyi yakaladığımız zaman daha rahat adım atacağız.
Sedat Peker'in iddialarına dair konuşan Süleyman Soylu, net bir yanıt vermez iken "Sedat Peker'le bağlantı kurmaya çalıştığı" iddiasına dair "Keklemişler, ben ne yapayım? Kime 10 bin dolar göndermişse ona söylesin" ifadelerini kullandı.
KORUMA YANITI
Suç örgütü lideri Sedat Peker'e kendi döneminde koruma verilmediğini söyleyen Bakan Soylu, "Benden 1,5 yıl önce verildi. Benim dönemimde de alındı" dedi.
Soylu, Peker'in açıklamalarına şöyle yanıt verdi;
"Bataklık operasyonunda 2 uyuşturucu baronu yakalandı. Bataklık operasyonunun içerisinde FETÖ var ve buna ulaştık. Bataklık operasyonunun içerisinde bu resimdekiler de var."
Soylu ifadelerine şöyle devam etti;
Burası Türkiye, videoların bu kadar taliplisi var. Adalet, hukuk devleti. Burada söylemiyorum ama bunun hesabı sorulacak. Biz tecavüzcü değiliz, uyuşturucu kullanmadık. Demirden korkan trene binmez. Açsınlar videoyu izlesinler. Çocuğuna dediği gibi yapılmış mı yapılmamış mı? Karısının iç çamaşırına sığınan edepsiz. Terbiyesiz”
Ardından muhalefete yüklenen Soylu şu ifadeyi kullandı;
"Organize suç şebekelerinin etkisindeki bir ana muhalefet partisi lideri olur mu?"
Toplu taşımanın belediyelerin yetkisinde olduğunu belirten Soylu, “Belediyelerle işbirliği yapamıyoruz. Toplu taşıma işini bu dönemde becermedik. Biz elimizden geldiğince denetim yaptık. Milletimiz büyük fedakarlık yapıyor ama toplu bulunduğumuz yerlerden sarfınazar etmelerini istirham ediyorum” diye konuştu.
CUMHURİYET'İ HEDEF GÖSTERDİ
Soylu, Cumhuriyet gazetesini hedef göstermeye devam etti, programda manşetlerini paylaştı:
"Bu kimin ülkesinde çıkıyor bu gazete? DHKPC'nin hem reklamını, hem de bir savcının şehadetini söyleyemeyecek kadar yoksunlar"
BEKÇİ AÇIKLAMASI
Bekçilere yönelik eleştirilere yanıt veren Soylu, "Bekçilerimizin toplam 5 aylık bir eğitim süreci var. Buradaki muradımız şu, uyuşturucudan hırsızlığa ve terör olaylarına kadar başarı sağlamak. Vatandaşımız bu uygulamadan memnun. Birileri korkuyor, nereden çıktı bu bekçi diyorlar. Buna yönelik ideolojik bir bakış açısı var. Bekçi uygulamasına yönelik ideolojik bir bakış açısı var. Vatandaşımıza yönelik görevini aşan hiçbir muameleye müsamaha göstermeyiz" ifadelerini kullandı.
'SORSUNLAR CHP'Yİ BANA'
Siyasete başladığından beri kamuoyu araştırmaları yaptırdığını belirten Soylu, “Son seçimden beri Cumhur İttifakı'nın oyu 51,5'in altına düşmedi. KONDA'nın araştırması da öyle, bizim yaptıklarımız da öyle. AK Parti 40-40,5 seviyesi. MHP 10,5-11 seviyesi. Aceleleri, telaşları bu. Aldıkları siparişi yetiştiremiyorlar. Bizi uyuşturucu kaçakçılığı ile suçlayan Kılıçdaroğlu, CHP'nin oyuna baksın. Sorsunlar CHP'nin oyunu bana. Yüzde 20,5-21, bir yıldır bu bantta gidiyor" dedi.
Soylu, “Yarın gelirseniz ben size belgesini gösteririm. Mesele sadece bakanlık değil, başka işler de var. İki bakanlık yaklaşık 6-7 aydır pişiyor. Bir Cumhurbaşkan Yardımcılığı bir de Kültür Bakanlığı. Dillendirilen talep. Dursun Çiçek'e kim ne söylettiriyor? Yarın kime ne söylettirecekler? Bundan 5 yıl önce çocuklarınızı AVM'ye gönderebiliyor muydunuz, gönderemiyor muydunuz? Her gün bir patlama vardı. Şimdi bunların önüne geçtik. Bunu çekemiyorlar. Acaba biz bunları nasıl ekarte ederiz onun peşindeler” şeklinde konuştu.
'KILIÇDAROĞLU ARA SIRA BANA ADAM GÖNDERİRDİ'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçen yıl yakalanan ve Türkiye'ye getireceği belirtilen kokainle ilgili açıklamasına değinen Soylu, şunları söyledi:
“Biz iftiraya uğramış bir milletiz. Türkiye tarihinin en büyük uyuşturucuyla mücadelesini yaptım. Bu mücadelede Avrupa her raporunda Türkiye'yi tebrik etti. Kılıçdaroğlu ara sıra bana adam gönderirdi, keşke bu konu için de gönderseydi. Bataklık operasyonunun içinde FETÖ var ve buna ulaştık. 2 uyuşturucu baronunu yakaladık. Kolombiya'da geçen sene kokain yakalandı. Dedim ki hemen irtibat kurun, mümkünse Kolombiya'ya gidin. Sonuç şu, bize yazılı bir belge vermediler. Söyledikleri şu bu operasyonu gerçekleştiren Balkan grubu. Kılıçdaroğlu, o tarihte Balkanlar'da kimin olduğuna bakarsa... Türkiye uyuşturucuyla tarihin en büyük mücadelesini ortaya koymaktadır.”
Soylu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Pandemi karşı karşıya kaldığımız bu salgın süreci hiçbirimizin bilmediği bir süreç. Daha önce eleştirildiği şehir hastaneleri sosyal güvenlik kapsayıcılığı olsun bu sürecin belki de bizim açımızdan avantajları. Dünyayı hepimiz gördük. Hastanelerin morglarında insanlar cenazelerini alamadılar. Hastanelere kabul edilmediler. Milletimizin metaneti sabrı cumhurbaşkanımıza yönelik inancı çok yüksek. Baştan beri güvenlik güçlerimiz sağlık çalışanlarımız büyük bir çaba sarf etti. Sağlık sistemimiz hiç SOS vermedi. Çabuk unutuyoruz Avrupa'dan vatandaşlarımız Türkiye'ye geldiler.
"5 bine düşse de tedbirli olmamız lazım. Kalabalıklardan uzak duralım. Eleştiriliyoruz...'Kudüs meselesinde bir şey söyleseniz.' Milletin de kendisini boşaltması gerekir.
"Toplu taşıma işini bu dönemde beceremedik.
"Hep beraber önemli süreç yaşandı. Eksik olan olmaz mı? Ben bu dönemin en çok dayak yiyen adamlarından biriyim.
"(Bekçi açıklaması) İdeolojik bir bakış açısı var. Biz bekçileri polis akademilerinde yetiştiriyoruz. Hakikaten 3 aylık eğitim 2 ay da saha eğitimi var. Toplam 5 ay eğitim. Geçmişteki bekçiler hariç olmak üzere. Uyuşturucudan her türlü asayişe kadar.
"Bekçi uyarmış, bekçiyi aralarına alıp dövmüşler. Bekçi de havaya ateş açmış. Ne yapsınlar, bıraksınlar mı? Ya da Aksaray'da... Adam uyuşturucudan yakalanmış, cebelleşiyor sonra da ters kelepçe takılıyor. Ne var bunda?
"Elbette sıkıntılı ne yapan varsa, vatandaşa kötü davrananı ihraç ediyoruz. Sadece polislerden bundan ötürü 500 kişiyi ihraç ediyoruz yılda. Jandarmada 250... Vatandaşa kötü muameleye asla müsamaha göstermiyoruz. Eğer biz disiplini tutamazsak her yerde bir devlet olur.
"23 bin amirimiz vardı, FETÖ'den dolayı kaça düştü biliyor musunuz? 7 bin... E bir sürü bekçi alıyoruz, polis alıyoruz. Bu biraz da usta-çırak ilişkisi gerektiriyor. Kim öğretecek bu çocuklara bu işi? Bir şey kaçırmıyorsam, titiz davranıyorsam sebebi bundandır.
"102 yıl önce yine uluslararası saldırılara maruz kalmış ve buralardan alnının akıyla çıkmış, bizi köleleştirmeye çalıştıkları, bizi kısıtlamaya, yok etmeye çalıştıkları bir dönemden, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm silah arkadaşları, o devrin bütün kahramanları kurtuluş mücadelesiyle bizim burada oturmamızı sağlayıverdi. Ama bir şey bitmedi, o gün emperyalistler hangi planları uyguluyorsa, bugün de emperyalistler aynı planlarını uyguluyor. Şunu söylemem gerekir; 100 yıldır bu saldırganlık devam ediyor ama bu saldırganlığın bir nirengi noktası daha var; Türkiye'yi yönetmemek, yönettirmemek, Türkiye'yi vesayetleri üzerinden istedikleri gibi idare edebilmek. Türkiye terörle mücadeleyle karşı karşıya, son 100 yıldır gayri nizami harp tekniklerinin bütün saldırılarıyla karşı karşıya. Yetmedi, 60 darbesi, 71, 80, 28 Şubat, 27 Nisan, 17-25 Aralık, 6-8 Ekim, 15 Temmuz, en son amiraller bildirisi, bütün bunların tamamı demin söylediğim bu sistem. Bu sistemi iki şeyi tarumar etti; birincisi 15 Temmuz, biri de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi. Bu telaşın temel sebebi, bu ortaya çıkan sürecin temel sebebi tam da 60'da kurulan düzenin bu millet ve Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde tasviyesine yönelik anlayış.
"Bugün Sayın Cumhurbaşkanımıza 'anti-semitist' diyenler, 15 Temmuz'un faillerini tutuyorlar. 15 Temmuz'u biz yapmadık, onların talimatıyla oldu. Amerikan Büyükelçileriyle görüşmem mesela, o hatayı bir kere yaptım. Bu ülkeye saygı duymaya başladıkları andan itibaren veririm, çok net.
"Son seçimden bugüne kadar Cumhur İttifakı'nın oyu yüzde 51,5'in altına düşmedi. Aceleleri ve telaşları bu, aldıkları siparişi yetiştiremiyorlar. KONDA'nın araştırması da öyle, bizim yaptıklarımız da öyle. Pandemi geçti, bu kadar saldırı yaptık, Kudüs'ü başkent ilan etttik, ondan sonra döndük Ermeni yasa tasarısını geçirdik, bu adamlar hiç etkilenmiyor. Burada Türkiye bu konuda bir karar vermiş çünkü 60'tan beri yaşayan Türkiye, Başbakanı idam edilen Türkiye, yüzde 8 binlik gecelik faizleri yaşayan Türkiye, Erbakan'ı Kaddafi'nin çadırında diye eleştirip yerin dibine batırmak isteyen bir tablo. Sadece terör silahlı değil, başka bir şey de yapıyor. Yalan ve iftira üzerinden de. Bambaşka bir istikrarsızlık, esas itibariyle emperyalist aklını işlevselleştirmeye çalışıyor. 17-25 Aralık bu milletin istediği gibi değil de, FETÖ'nün ve Amerika'nın istediği gibi bitseydi ne olurdu? Tarih nasıl değişirdi? Yıllarca bir başbakanın ismini ağzına getiremedi bu millet ya. Bizim karşı karşıya kaldıklarımız hiçbir şey. Akşener'in dediği yakışır mı ya? Çocukları katleden, öldüren, savunmasız, masum insanları ortadan kaldıran. Ne yapmış o insanlar? Sayın Cumhurbaşkanımız ne yapmış? Ben geçen hafta İdlib'deydim. Bir gitsin İdlib'e. Tabi yürek ister. Çadırdan altık, beş yıldızlı briket evlere getirdik. 50 yıl sonra, 100 yıl sonra o memleketin evlatları diyecekler ki bizi öldürüyorlardı, Türkler bize sahip çıktı, biz Müslümanız ve komşuyuz. Kimseye bakmadık, herkese el uzattık. Kürt, Türk, Arap hiç bakmadık. Ne yaptın bu ülkeye de, siz Tayyip Erdoğan'ı Netanyahu'yla aynı kareye koyuyorsunuz. Gündem değiştirmek için mi, elinize verilen sipariş mi?
"CHP'nin oyu yüzde 20,5'la 21. Bir yıldır bu bantta oyları. Asimetrik hamleleri biz yaptık. Ne yaptığımızı biliyoruz. Türkiye'yi parlamenter siyaset üzerinden istikrarsızlaştırmaya...
"Eski dünya alışkanlıklarıyla Türkiye'ye elbise giydirebileceklerini düşünüyorlar. Şehit ailelerimiz ne olacak, bu mücadeleyi veren evlatlarımız ne olacak? Bizden giden biri var, bir siyaset partinin başında, başbakanlık da yaptı bu ülkede. O çok isterdi, 'aslında biz HDP'yle beraber olmalıyız'; bütün işi o. Mesele sadece iki bakanlık değil, hangi bakanlıklar olduğu belli. 6-7 aydan beri konuşuluyor. Biri başkan yardımcılığı direkt Kandil, öteki de Kültür ve Turizm Bakanlığı. Yok derlerse can yakarım. Bunu direkt Kandil söylüyor.
"Bizim milletimiz iftiraya uğramış bir millettir, çok iftiraya uğramış. Bu bizim bir büyüğümüzün lafı. Bizim medeniyetimiz de çok iftiraya uğradı. Biraz önce çizdiğim tablonun sadece dışarıda adamları yok. Yani Türkiye'ye göz koyanlar sadece dışarıda değil, içerde bunların şak şakçıları, işbirlikçileri var. Ve şunu söyleyeyim, bir takım rakamlar vereceğim, bu iddiaların nereden kaynaklandığını da sonra anlatacağım.
"Türkiye tarihinin en büyük uyuşturucuyla ilgili mücadelesini yaptım. Ve rakamlarıyla beraber ifade edelim. Bu uyuşturucuyla ilgili mücadelesinde Avrupa, Türkiye'yi her raporunda tebrik eder. Biz uyuşturucu için hem hedef ülkeyiz, hem transit ülkeyiz. Arkadaşlarım getirebilirlerse göstereceğim, biz eroin rotasından... Biz eroinin üç rotasından birinde olmamıza rağmen Avrupa'nın yüzde 60, bazen 65-75, eroinini biz yakalarız. Şimdi size rakamlar vereceğim. Aynısı, yani doğal uyuşturucudur bu, bir de kimyevi, sentetik uyuşturucular var, o da Batı'dan gelir. Biz onun da içerisindeyiz.
"Türkiye'de 2002 yılında 6,5 ton esrar yakalanıyor idi. 2020 yılında tamamladığımızda 93,5 ton esrar yakaladık. Sadece öyle değil, Sayın Kılıçdaroğu bana ara sıra adam gönderir, el altından gazetecilere başka iş yaptırmaya çalışır, ne dediğimi anladı onlar. Keşke sorsaydı da doğrusunu anlatabilseydik, oltaya geldi. Kokain, 2002'de 8 kilo yakalanıyorda, bugün 1,8, 1,9, 2 ton. 8 kilo yakalanmış ya. Yine bonzaiden tutun da ekstaziye kadar, esrar yakalamalarında yüzde 1140 artış yakalamışız. Şu anda cezaevinde kaç kişi vardır uyuşturucudan? 93 bin kişi. Biz her hafta operasyon yapıyoruz. 400-500 kişi gözaltına alınıyor operasyonlarda. Dünya tarihinde uyuşturucuyla bir numaralı mücadele eden ülkesidir Türkiye. Türkiye'de rekorlar kırıldı bu dönem içerisinde. Toplam 1355 kilo bonzai, geçen günlerde 270 kilo jandarma yakaladı. Zombi gibi çocuklar böyle duruyordu, hadi görsün bir tanesi şimdi. Bununla ilgili mücadele eden çocuklarımızın hakkını kimseye yedirmeyiz. Daha dün denizaşırı operasyon yaptık, gidin alın dedik. Birlik operasyonu yaptık. 4 ton 182 kilo, onu da oradan aldık.
"Cumhuriyet tarihinin ilk uyuşturucudan suç geliri operasyonunu yaptık. 2 milyarlık mal varlığı ve para, 17 şirkete kayyum. Bunu 10'la çarpın. Bataklık operasyonunda ne oldu? Kim vardı? İki baron yakaladık. Kemal Bey der ya, baronlar nerede. Bizi eleştirmediler mi, İçişleri Bakanı uyuşturucu satıcısının ayağını kırın der mi diye. Dünyanın en büyük baronlarından bir tanesi. Hollanda'nın imparatoru. (Sedat Peker ve Çetin Gönen fotoğrafını gösteriyor) Bataklık operasyonunun içerisinde FETÖ var ve ulaştık. Bataklık operasyonunun içerisinde biraz önce resmi çıkanlar da var. Şimdi diyor ki Kılıçdaroğlu, efendim Kolombiya'dan Türkiye'ye gelen diyor. Kim söylemiş, FETÖ firarisi Cevheri Güven. FETÖ firarisi Said Sefa. 16 Nisan 2020, Süleyman Soylu'nun derin devlete bağlı siyasetteki adamı olduğu, Mehmet Ağar'ın emniyet içinde bu yapılanmanın başında olduğu...
Bunu burada söylüyorum, bırakın bu ülkeye ihanet etmeyi. İşimi yapamadığımı düşündüğüm an, bir dakika koltukta kalan namussuzdur. Nedir Kolombiya işi. Geçen yıl bir kokain yakalanıyor. Yakalandığı tarih 10 Haziran, tweet atıyorlar, bu da Türkiye civarına gideceği iddia ediliyor. İftiracılar İzmir diyor ama bizim yaptığımız araştırma Ambarlı. Bu kokain olayı çıkar çıkmaz narkotik başkanı bana geliyor, hemen irtibat kurun dedim. Sen Said Sefa ve Cevheri Güven'in ağzıyla hareket edersen böyle düşersin. Mümkünse Kolombiya'ya gidin dedim, gidemediler. Şu an FETÖ'nün kucağında olmaya çalışan bir adam için Arjantin'e adam gönderdik. Şimdi burada, gidemediler. 25 Haziran'da Kolombiya bizim narkotikle toplantı yaptık. Biz avcı gibi peşindeyiz. Bunlar bize herhangi bir yazılı belge vermediler ama bize söyledikleri şu, bu operasyonu gerçekleştiren Balkan grubu. Peki, Kılıçdaroğlu 2020 tarihinde Balkanlar'da kimin olduğuna bakarsa... Veya arkadaşlarını göndersin biz ona gösterelim. Diyor ki Panama. O da yeni çıktı, tweetle. Geleceği yer neresi, Mersin. Panama neyi söylemiyor, Panama'daki mal nereye gelecek biliyor musunuz? İlk geleceği yer İtalya. Konteynır inecek, ilk İtalya'da kalacak, 3 günden sonra gelecek. Sanki Türkiye bu işleri koordine ediyormuş gibi değerlendiriyor. 25 Şubat'ta 13 ton kokain yakalandı. Nerede yakalandı? Hamburg'da. 6 ton kokain yakalandı, nerede? Antwerp'de. Şöyle mi diyeceğiz, Şansöyle Merkel onun sahipleridir. Tam tersi. Tebrik ediyoruz dendi. FETÖ'cülerin kayığına binen bir ana muhalefet genel başkanı olur mu ya? Kimin etkisinde kaldı? Şu Özgür Özel'in bir şeyi var, klibi. Sistemi ifade etmeye çalışıyorum. Bu operasyonda HDP'den seçilen bir milletvekili de içerisinde. Burada şunu ifade etmek istiyorum, Türkiye uyuşturucuyla tarihinin en büyük mücadelesini ortaya koymaktadır. Bizim görevimiz dibine kadar gidip bu meselenin esas sahibini bulmak. Bulduğumuz zaman ilan ediyoruz, bulamadığımız zaman malı yakalamak. Bizim kadar dünyayla ortak çalışan bir ülke söz konusu değildir. Birçok ülkeyle birlikte çalıştık ve bize minnettarlar.
"(Özgür Özel'in "Süleyman Soylu'ya çok yakın bir gazeteci Sedat Peker'le bir temas kurdu mu? Görüşme yaptı mı? Yeni videolar yayınlama, bakanımız seninle ilgili bir şeyler söyleyecek, bunları kafaya takma dedi mi? Sedat Peker çektiği bir videoyu o gazeteciye yolladı mı? Aman bu videoyu yayınlama dedi mi, demedi mi" sorularını sorduğu videoyu izletti.) Türkiye, ana muhalefet partisi genel başkanının sistemine kadar oturmuş, onu konuşucu hale getirmiş bir operasyonla karşı karşıya. Ana muhalefet partisinin grup başkanvekili de çıkıyor, diyor ki, böyle bir kaset çıkıyor, bilginiz olsun. Her şeyi kurgulamışlar ve her şeyi ortaya koymuşlar. Şu Cumhuriyet gazeteciyle ilgili, şu bir kısmı, milletimize gösteriyorum. Şurada terör manşetleri yazıyor. Şimdi uyuşturucuyla ilgili mesele daha sonra. (Cumhuriyet gazeteci ve Zaman gazetesinin manşetlerini yan yana şekilde gösteriyor.) Cumhuriyet Azez diyor, Zaman Azez diyor. Cumhuriyet gazetesi: Asker eşi ve bebeği yaşamını yitirdi. Cumhuriyet gazetesi: Karanlığa girdiğimiz gün. Savcı Selim Kiraz'ın katledilmesi. Ama diyemiyor. Bir gün sonra da 180 kurşun savaş diyor. Bu kimin ülkesinde çıkıyor bu gazete? Bizle ilgili yazı yazdılar ya, biz memleketimize bağlıyız diye. DHKPC'nin hem reklamını, hem de bir savcının şehadetini söyleyemeyecek kadar yoksunlar. Dağlıca'da özel komutanı vurdular, Cumhuriyet gazetesi. Onlar unutmuşlardır, bir dönem FETÖ'nün esiri olan. Ne FETÖ, ne PKK, ne de DHKP-C ile arasında bir fark görmeden devam ediyor. Cumhuriyet gazetesi: Berkin baskını, eylemciler öldürüldü, savcı yaşamını yitirdi. (Manşetleri göstermeye devam ediyor.) Osman Kavala'ya destek. Yakında onlar da çıkacak, kimin çocuklarına FETÖ mürebbiyesi tuttuğu, hangi organize suç örgütlerinin, kimlerin olduğu, kimin Osman Kavala'nın tahsilatçıklarını yaptığı, kimin Osman Kavala'nın işlerini takip ettiği. Hepsi şu anda, devletimiz kaydı tutar, yarına bırakır ama yanına bırakmaz. Türkiye'de yapmaya çalıştılar ama Recep Tayyip Erdoğan engeline takıldılar.
"Biraz önce Osman Kavala'yı da söyledim, çocuklarını FETÖ'cülere emanet edenleri de söyledim, devlet her şeyin kaydını tutuyor. Kendi güvenliğini sağlamakla mükelleftir. Türkiye'nin tam da bu işin etrafını oluşturabilecek organize suç örgütleriyle mücadelesi nasıldır?
"Türkiye ne yapmış? Özellikle organize suç meselesinde. Devlet bununla mücadele etmedi mi, etti. FETÖ bu mücadeleyi kırmak için elinden gelen her şeyi ortaya koydu. Bunu hepimiz biliyoruz. 15 Temmuz oldu, Türkiye'de ne oldu? 15 Temmuz'dan sonra sayın cumhurbaşkanımız İçişleri Bakanlığı görevine getirdi bizi. Ben ömrümde tek bir güvenlik makalesi okumamış bir adamım. Ama hükümetin bir politikası var, ben onu biliyorum.