Önergelerde, barınmanın temel bir ihtiyaç olduğu ve devletin, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirler alma sorumluluğuna dikkat çeken Avşar, konut hakkının bütünlüklü, sosyo-ekonomik sorunları bertaraf eden ve insan odaklı bir politikayla sağlanması gerektiğini belirtti. Avşar, ülkemizde konut sahiplik oranının yaklaşık %20 düştüğünü, ekonomik krizin barınma krizini doğurduğunu, TOKİ’nin sosyal konut üretmekten uzaklaştığını, konutun yatırım aracına dönüştüğünü, orta ve dar gelirlilerin riskli konutlarda kalmaya devam ettiğini, kiracı-ev sahibi sorunlarının katlandığını, ‘kiralananın tahliyesi’ konulu açılan dosya sayısının 127 bini aştığını ve ne %25 kira tavan fiyatı ne de arabuluculuğun çözüm getirdiğini ifade etti.

Avşar sorularında; dar ve orta gelirlilerin konut ihtiyacı için bir eylem planı olup olmadığı, barınma ve konut krizinin kök sebeplerine ilişkin yol haritasını, afetlerin olumsuz etkilerinin en aza indirgenmesine dair etkin tedbirleri, konut üretiminde yeni yöntemler ve iş birliği modellerini, “kiralananın tahliyesiyle” açılan davalara ilişkin tedbirleri, arabuluculuk sistemiyle uzlaşma durumu ile kiracı-ev sahibi vakaların kaçının cinayetle sonuçlandığı ve söz konusu vakaların çıkış sebepleri gibi birtakım konuyu ilgili bakanlara sordu.

Barınma temel insani ihtiyaçtır’

Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisine değinen Avşar, hiyerarşinin birinci basamağında insanın temel ihtiyaçları beslenme, barınma ve güvenlik olduğu, barınmanın, bireyin sağlıklı bir yaşam sürmesi, eğitim ve istihdamını sağlaması, kendini gerçekleştirmesi ve topluma katılması için en birincil şart olduğunu belirtti.

‘Devlet, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır’

Anayasanın 57’inci maddesine atıfta bulunan Avşar, “Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler.”, şeklinde tanımlandığını ifade etti. Avşar, Anayasanın bu emredici hükmü kişilerin konut hakkını sağlamakla görevlendirdiği Devletin, bu görevini şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde yerine getirilmesini istediğini, temel bir hak olan konut hakkının devlete bu anlamda pozitif sorumluluk yükleyen bir ödev olduğunu, devletin bu görevini; kapsamlı bir planlama yaklaşımı çerçevesinde gereken tedbirleri alarak yerine getirmesi beklendiğini belirtti.

‘Konut hakkı, bütünlüklü bir politikayla sağlanmalı’

Avşar sözlerine şöyle devam etti; “Uzmanlara göre konut hakkı, konutun şimdiki ve tahmin edilen hane halkı sayısına göre konut ihtiyacını, niteliğini, fiyatını, sahipliğini, kabul edilebilir konut standartlarının garantiye alınmasını ve kontrolünü içerir bütünlüklü bir konut politikasıyla yapılması gerekmektedir.”

‘Konut politikası; toplumsal ve ekonomik sorunları bertaraf etmeli’

Avşar, konut politikasının amacını şu şekilde anlattı; “konut ihtiyacını karşılayarak, konut sorununu çözmek üzere nüfus ve konut sayısındaki dengesizlik, nicelik olarak konut yetersizliği, konutların niteliğindeki sorunlar, toplumdaki gelir eşitsizliğinin konuta erişimde yarattığı eşitsizliği çözmek ve bu durumun sebepleri olan toplumsal, ekonomik, kültürel ve siyasal sorunları bertaraf etmektir.”

‘İnsan odaklı bir konut politikası benimsenmeli’

Evrensel hukuk sisteminde barınma ihtiyacının temel bir hak olarak tanımlandığı, devletleri ve yönetimleri bu temel hakkın karşılanmasında sorumlu kıldığını belirten Avşar, bu nedenle devletlerin ekonomi politikaları, politik kararları, konut stokuna yaklaşım ve yönetim tarzı konut politikalarının ana belirleyicileri olduğunu ifade etti.

‘Ülkemizde konut sahipliği, yaklaşık yüzde 20 oranında düştü’

TÜİK verilerine göre 2002 yılında konut sahipliği oranının yüzde 73,1 seviyesindeyken 2024 yılı sonu itibariyle ise bu oran yüzde %55,80'e seviyesine düştüğünü, 22 yıllık dönemde konut sorununun derinleştiğini belirten Avşar, konut sahiplik oranındaki bu düşüşün ya konut arzının bu talebi karşılayamadığı, ya da vatandaşların ekonomik nedenlerle konuta erişemediği anlamına geldiğini ifade etti.

‘Ekonomik kriz, barınma krizini doğurdu’

Barınma krizinin sebeplerine yer veren Avşar; “Hane halkı büyüklüğündeki düşüş, hane sayısındaki artış, yabancılara konut satışı ve düzensiz iç ve dış göç, artan ekonomik kriz, pandemi, konut inşaat maliyetleri tedarik zincirlerinin bozulması, diğer ülkelerin genişleyici para politikaları da konut politikalarındaki tercihi etkilemiş ve yüksek enflasyon ortamında alım gücü düşen geniş halk kesimleri için barınma krizi oluşmuştur.”, dedi.

‘TOKİ, sosyal konut üretmekten uzaklaştı’

Konut üretimini etkileyen diğer faktör nüfusun sosyal, ekonomik, kültürel ve çevresel ihtiyaçlarına uygun yapılmaması sonucu dar ve orta gelir gruplarında konut sahipliği oranı düşmesi olduğunu belirten Avşar, ülkemizde göz ardı edilen bilimsel planlamanın olmadığı, TOKİ’nin konut üretimi açısından ana rolü olan sosyal konut üreterek, dar ve orta gelir gruplarının konut sahibi olmasını sağlamak görevinden uzaklaştığı, ağırlıkla lüks konut üretimine ve buna dair arsa ve gayrimenkul geliştirme süreçlerine gidildiğini öne sürdü.

‘Konut üretimi, üst gelir gruplarının yatırım aracına dönüştü’

Avşar, üretilen orta-üst, üst gelir gruplarının talebine uygun konutlar bir zenginleşme aracı olarak konut sahipliğini arttırdığı ve üst gelir gruplarının yatırım aracına dönüştüğünü ve buna karşın orta, dar gelirli gruplarının gereksinim duyduğu konut sayısının yeteri kadar artmadığı görüldüğünü belirtti.

‘Asgari ücret, 22 bin TL iken ortalama kira 15 bini aştı’

CHP Uzunköprü'de mahalle delegelerinde 'beyaz' başarı
CHP Uzunköprü'de mahalle delegelerinde 'beyaz' başarı
İçeriği Görüntüle

Avşar; “Asgari ücretin 22 bin 104 TL olduğu günümüz şartlarında ortalama kira bedelinin 15 bin lirayı aşmaktadır.”, dedi.

İstanbul kira artışında New York'u bile geçti

Avşar, yaşam kalitesinden kira maliyetine kadar çeşitli konularda 69 ülkenin incelendiği Alman Deutsche Bank’ın "Dünya Fiyatları 2025 Haritalaması" raporuna göre, son 5 yılda şehir merkezlerinde kiralar en çok İstanbul’da arttığı görüldüğünü belirtti. Avşar, İstanbul'da 3 odalı daire kiraları dolar bazında yüzde 193 iken bir odalı daire kiraları ise yüzde 178 artış olduğunu ifade etti.

Avşar, rapora göre, İstanbulun, konut kira artışında dünyanın en zengin şehirlerini geride bıraktığını ve en yüksek gelire sahip Cenevre ile kiralıkta en pahalı şehir olarak bilinen New York’u geçtiğinin görüldüğünü ifade etti.

‘Orta ve dar gelirliler, riskli konutlarda yaşamaya devam ediyor’

Avşar, inşaat sektörü, alt ve orta gelir gruplarına uygun fiyatla erişebilecekleri konut arz etmek yerine, yüksek gelir gruplarına yüksek ve hızlı kar getirebilecek konut arz etmeye yöneldiğini bu durumda nihayetinde kredi erişimi de düşük olan düşük ve orta gelir gruplarına mensup kişilerin riskli ve güvencesiz konutlarda yaşamak zorunda bıraktığını ifade etti.

‘Belediyelerle iş birlikleri geliştirilmeli’

Belediyelerle işbirliğinin önemine değinen Avşar, belediyelerin ucuz kentsel arsa üretimine ağırlık vermesi, kentleşme hızı ile arsa arzı hızı arasında ilişki kurulması, konut açığı bulunan bölgelerde altyapılı konut arsası üretmesi, alt gelir gruplarının kamu sübvansiyonu ile konut sahibi olması, konut kooperatiflerinin üretimdeki payının arttırılması, konut, çevre kalitesini belirleyen standart, yönetmelik ve mevzuatın AB ile uyumlu hale getirilmesi, etkin bir yapı denetim sistemi kurulması gibi çalışmalar yapmasının önemli olduğunu belirtti.

‘Türkiye Konut Finansman Kurumu kurulmalı’

Avşar; “Demografik dinamikler çerçevesinde nicel ve nitel olarak konut ihtiyacını karşılamak, konut sahipliği oranını arttırmak, çeşitli tiplerde sosyal konutlar üreterek arz etmek, inşaat sektöründeki maliyetleri azaltarak, dar ve orta gelir gruplarına yönelik konut üretimini teşvik etmek, Türkiye Konut Finansman Kurumu gibi dar ve orta gelirli ailelere yönelik ucuz ve uzun vadeli kredi imkanı sunan finansal enstrümanlarla halkın konut erişimini arttırmak gerekmektedir. “, şeklinde konuştu.

‘Ülkemizde kiracı-ev sahibi sorunları katlanıyor’

Avşar, kiracı-ev sahibi arasında birtakım sorunların yaşandığını dile getirdi ve sözlerine şöyle devam etti; “Kira artışı ile ilgili anlaşmazlıklar, depozito iadesi sorunu, evin bakımı ve onarım masrafları, kiracının zorla tahliye edilmesi, aidat ve ortak giderlerle ilgili sorunlar ve kiracının kiranın geç ödemesi veya ödememesi gibi sorunlar da baş göstermektedir.”

’Kiralananın tahliyesi’ konulu açılan dosya sayısı 127 bini aştı

Bütün bu sebeplerden dolayı yetersiz konut arzı ve yüksek konut talebi, konut arz-talep dengesini bozmakta yüksek kira ve konut fiyatı adli vakalara ve barınma krizine yol belirten Avşar; “Bu gerçeği 2024 yılında Hukuk Mahkemeleri’nde, ‘Kiralananın tahliyesi’ konulu açılan 127 bin 676’ya ulaşan dosya ve dosyalardaki 116 bin 334 davalı sayısıyla görmekteyiz. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, 2024 yılı sonu verilerine göre mahkemelerde kiracılara yönelik 34 bin 366 icra dosyası bulunuyor. Dosyalarda, hakkında icra talep edilen davalı sayısı ise 35 bin 589 ile ifade edilmektedir. Hatta kira cinayetlerine kadar gitmektedir.”, dedi.

‘Ne %25 kira tavan fiyatı ne de arabuluculuk çözüm oldu’

Avşar, bakanlığın %25 kira tavan fiyatı uygulaması başlattığını ancak yüksek enflasyon karşısında çözüm olamadığı gibi arabuluculuk formülünün uygulamaya alındığını ve yukarıda sebeplerini özetlediğimiz konut ve barınma krizinin adli vaka sayısı ve icra dosyası her geçen gün arttığını ve hatta cinayetlere varan sonuçlara yol açtığını belirtti ve konuya ilişkin bakanlara bir dizi soru sordu

Anayasada konut hakkı, temel bir insan hakkı olarak kabul edilmiş ve devlete konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alma sorumluluğu getirmiştir. Bu sorumluluk çerçevesinde kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşları, kooperatifler ve bireylerin karar alma süreçlerinde yer alacağı bir sistem oluşturulmasını gerekli kılmaktadır. Bu hususta özellikle dar ve orta gelirlilerin konut ihtiyacı göz önüne alınarak bir eylem planı hazırlanmış mıdır?

Ülkemizde barınma ve konut krizine yol açan, kiracı ve ev sahibini karşı karşıya getiren ve önergemizin gerekçesinde detaylı olarak yer verdiğimiz kök sebeplerin ortadan kaldırılmasına ilişkin bir yol haritanız var mıdır? Konuyla ilgili taraflarla iş birliği anlamında bir çalışma planı yapmayı düşünüyor musunuz?

Yüzde 66’sı aktif fay hattı üzerinde yer alan Türkiye’de, afetlerin olumsuz etkilerinin en aza indirgenmesi, çarpık kentleşme ve kaçak yapılaşmanın engellenmesi, yapı güvenliği ve denetim konusunda etkin tedbirlerin alınması hususunda ne tür çalışmalar yapılmaktadır?

Toplumda barınma krizine dönen konut sorununa karşın kısıtlı olan kamu kaynaklarının önemli bir maliyet kalemi olan arsa üretimine yönlendirilmesi ile orta ve dar gelirlilere yönelik ucuz ve uzun vadeli konut finansman modellerin geliştirilmesi bakımından ne tür çalışmalar yapılmaktadır? Birçok gelişmiş ülkede uygulanan Konut Finansman Kurumunun kurulmasına ilişkin bir çalışmanız bulunmakta mıdır?

Belediyelerin konut kooperatifleri, kiralık konut üretimi ve kamu yararına çeşitli özel sektör girişimleri gibi dar ve orta gelirliler için konut üretimi noktasında yeni yöntemler ve iş birliği modellerine ilişkin çalışmalarınız bulunmakta mıdır?

Ülkemizde barınma ve konut krizini gösteren ve Hukuk Mahkemeleri’nde, “kiralananın tahliyesi” konusuyla açılan davalar 2023'te 91 bin civarında iken 2024 yılında ise 127 bini aşmıştır. Bu artışa karşın arabulucu sistemi dışında ne tür tedbirler planlanmaktadır?

Kira uyuşmazlıklarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının zorunlu hale geldiği tarih olan 01.09.2023’ten itibaren kaç kiracı-ev sahibi sorunu uzlaşmayla çözülmüştür? Bu sayının toplam dava dosyası içerisindeki payı yüzde kaçtır?

Bakanlığınız tarafından söz konusu vakaların çıkış sebeplerine ve çözüm yollarına ilişkin bir araştırma yapılmış mıdır? Bu hususta ilgili diğer paydaşlarla iş birliğine yönelik bir çalışmanız var mıdır?

Kiracı-ev sahibini karşı karşıya getiren barınma ve konut krizi sonucu meydana gelen vakaların çıkış sebeplerine göre dağılımı nasıldır? Bu vakaların kaçı cinayetle sonuçlanmıştır? Bu sayının il bazlı dağılımı nedir?

Muhabir: Haber Merkezi