Adana’da gerçekleştirilen kitlesel açıklamada, Kobanî direnişinin evrensel bir mücadele mirası olduğu vurgulandı. Açıklamanın ardından halaylar çekildi.
Adana’da DEM Parti Adana İl Örgütünün çağrısıyla İnönü Parkı'nda kitlesel bir basın açıklaması yapıldı. Açıklama sonrası halaylar çekildi.
DEM Parti Adana İl Eş Başkanı Seyfettin Aydemir tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Bundan tam 11 yıl önce IŞİD'in Kobanî'ye yönelik saldırılarına karşı 134 gün süren destansı bir direniş sergilenirken, dünyanın dört bir yanından gelen devrimcilerle birlikte enternasyonel bir dayanışma büyütülmüş; Kobanî direnişi zafere ulaşarak tüm dünya halklarına armağan edilmiştir. Kadınlar öncülüğünde gerçekleştirilen bu direniş, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir yaşamı Jin Jiyan Azadî felsefesiyle inşa etmeye yeni bir kapı aralamıştır.
Tam da bu nedenle dünya halkları, Nobel Barış Ödülü sahiplerinin, akademisyenlerin, aydınların, yazarların ve demokratik kitle örgütlerinin çağrısıyla 1 Kasım 2014 Dünya Kobanî ile Dayanışma Günü olarak ilan etmiştir. Böylece Kobanî direnişi, tüm dünyanın ortak mücadele mirası olarak tarihin en aydınlık sayfalarında yerini almıştır.”
Açıklamada, IŞİD'in karanlık zihniyetinin bugün de Ortadoğu’da farklı isimler ve yapılar eliyle sürdüğü belirtilerek şu ifadeler kullanıldı:
“Suriye'de inançları ve kimlikleri hedef alarak Kürtlere, Alevilere, Dürzîlere yapılan saldırılar bunun göstergesidir. Kapitalist güçlerin desteğiyle gerçekleştirilen bu saldırılar, Ortadoğu halklarını birbirine kırdırarak, inançları karşı karşıya getirip kendi emperyal hayallerini gerçekleştirmek istemektedir. Rojava Devrimi'nin mayasını oluşturan Kobanî direnişi, bu saldırılara karşı bugün de özgürlük ve eşitlik mücadelesi veren tüm halkların ve kadınların umudu olmaya devam etmektedir.”
Açıklamada, Kobanî’yi savunan demokratik siyasetin öncü isimlerinin cezaevlerinde rehin tutulduğuna dikkat çekilerek şu vurgular yapıldı:
“IŞİD çeteleri tarafından Kobanî'ye yönelik saldırılar karşısında tüm dünya halkları seslerini yükseltirken, bugün yaşadığımız coğrafyada bu direnişi sahiplenen demokratik siyasetin öncü iradeleri cezaevlerinde rehin tutulmaya devam ediyor. Kobanî’yi savunmak, insanlığa karşı işlenen suçlara karşı durmaktır. Kobanî’yi savunmak; tekçi, cinsiyetçi, mezhepçi, militarist politikalara karşı halkların bir arada yaşamını savunmaktır.
Tam da bu nedenle, Kobanî direnişini savundukları için bugün cezaevlerinde tutulan Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş başta olmak üzere tüm Kobanî tutsaklarının serbest bırakılarak demokratik siyasetin önü açılmalıdır.”
Açıklama, devam eden barış sürecine ilişkin değerlendirmelerle sürdü:
“Nitekim Sayın Öcalan'ın 27 Şubat çağrısıyla başlayan ve 26 Ekim 2025 tarihinde Kürt Özgürlük Hareketi güçlerinin Türkiye topraklarından geri çekilmesi kararıyla devam eden Barış ve Demokratik Toplum sürecinin ruhu bunu gerekli kılmaktadır. Sürecin daha hızlı işlemesi, demokratik siyasetin ve toplumsal barışın inşasının önünün açılması açısından hayati ve tarihi önemde olan bu çekilme kararı; sürecin samimiyetini, barışa ve demokratik çözüme olan inancı bir kez daha ortaya koymuştur.
Sürecin kurumsal zemini için önemli adımlar atılmış; Meclis’te tüm partilerin katılımıyla Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu kurulmuş, toplumsal barışın siyasal zemini güçlendirilmiştir. Ancak buna rağmen komisyonun sürecin baş müzakerecisi Sayın Öcalan ile şu ana kadar görüşmemiş olması, Kürt halkı ve diğer tüm halklar açısından kabul edilemezdir. Sayın Abdullah Öcalan’ın toplumun tüm kesimleriyle sürece dair tartışmalar yürütebilmesi ve fiziksel özgürlüğüne yasal düzenlemelerle kavuşması gerekmektedir. Devlet üzerine düşen hukuki ve yasal düzenlemeleri hayata geçirmelidir.
Bu anlamda Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nin başarıya ulaşması yalnızca Kürt halkının değil; tüm inanç ve kimliklerin, kısacası bütün bölge halklarının başarısı olacaktır.”
Aydemir, açıklamanın sonunda Kobanî direnişinin bugün de halklara umut olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“Bugün barış ve demokratik toplum sürecinde halklarımızın barışa olan inancı ve umudu, on yıllardır yürüttüğümüz mücadele Kobanî zaferinden güç almaya devam ediyor. Kobanî direnişi, tekçi, mezhepçi, militarist güçlerin yaratmak istediği karanlığın perdesini yırtarak halkların yolunu aydınlatıyor. Bu direniş aynı zamanda tüm dünya halklarına enternasyonalist dayanışmayı ve kadınların birleşik mücadelesini rehber kılmış, umut olmuştur.
Yaşasın Kobanî Direnişi
Jin Jiyan Azadî”
