CHP Şanlıurfa Milletvekili ve PM Üyesi Av. Mahmut Tanal, 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü dolayısıyla yayımladığı basın açıklamasında, Türkiye’de basın özgürlüğünün ciddi tehdit altında olduğunu belirterek, “Gazetecilerin susturulduğu bir ülkede, adalet, hukuk ve demokrasi de susturulur” dedi.
Tanal açıklamasında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 26. ve 28. maddelerinin, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü ile basın hürriyetini açıkça güvence altına aldığını hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Gazetecilerin haber verme hakkı ve yurttaşların haber alma hakkı, fiilen idari baskılar, yargılamalar, sansür uygulamaları ve ekonomik yaptırımlarla kısıtlanmaktadır. Basın Kanunu’nda yer alan ‘Basın özgürlüğü, bilgi edinme, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma hakkını içerir’ hükmü artık kâğıt üzerinde kalmıştır.”
Tanal, Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi gibi uluslararası sözleşmelere rağmen gazetecilerin gözaltına alındığını, yargılandığını ve tutuklandığını vurguladı.
📊 “157 gazeteciye yönelik 64 ihlal kaydedildi”
Tanal, 2025 yılı basın özgürlüğü raporlarına atıfta bulunarak, sadece yılın ilk yarısında 157 gazeteci ve medya kuruluşunu ilgilendiren 64 ihlal tespit edildiğini belirtti.
“Bu ihlallerin büyük bölümü, gazetecilerin gözaltına alınması, tutuklanması veya yargı tehdidiyle susturulmasıdır. Özellikle 19 Mart 2025’te Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından yapılan eylemleri takip eden gazetecilere yönelik 19 ayrı ihlal kaydedilmiş, en az dokuz gazeteci polis şiddetine maruz kalmıştır.”
📺 “Basına yönelik ekonomik ve idari baskılar sistematik hale geldi”
Tanal, RTÜK’ün muhalif yayın organlarına uyguladığı para cezaları ve yayın durdurma kararlarının, Basın İlan Kurumu’nun ilan kesme uygulamalarıyla birlikte, özgür basını kuşatma stratejisinin parçaları haline geldiğini söyledi.
“Bu yöntemlerle medya, halkın değil, iktidarın sesi haline getirilmeye çalışılmaktadır.”
🗞️ “Demokrasi basınla yaşar”
Basın özgürlüğünün yalnızca gazetecilerin değil, bütün yurttaşların hakkı olduğunu vurgulayan Tanal, açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:
“Gazeteciler demokrasinin dördüncü kuvvetidir. Gazetecilerin özgürce haber yapma hakkını güvence altına alın. Basına yönelik fiziksel, hukuki ve ekonomik baskılara son verin. Anayasa’ya, uluslararası sözleşmelere ve vicdana uygun davranın.
Bugün ve her gün, gerçeğin peşinden giden, kalemini halktan yana tutan gazetecilerin yanındayız. Baskılara, tehditlere ve sansüre boyun eğmeyen tüm basın emekçilerini saygıyla selamlıyorum.”
“Gazeteciler susturulamaz!
Basın özgürlüğü, demokrasinin teminatıdır.”