CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız, Türkiye genelinde son aylarda yaşanan zirai don, kuraklık ve su sorununun tarımı felç ettiğini belirterek, iklim krizine karşı acil ve bilimsel temelli önlemler alınması çağrısında bulundu. CHP’li Yıldız, “Tarım artık iklimin insafına bırakılmış durumda. Üretici tarlasına giremiyor, sulama yapamıyor, ürününü kaybediyor. Bu tablo sadece çiftçiyi değil, 85 milyon yurttaşı ilgilendiriyor. Çünkü üretim düşerse sofraya ekmek, manava meyve, pazara sebze gelmez” dedi.

“Şubat ayında Çukurova’yı zirai don vurdu, ürünler tarlada yandı”

İklim değişikliğinin etkilerinin artık bilimsel bir tartışma değil, somut bir gerçeklik olduğunu vurgulayan Yıldız, 2025 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’nin pek çok bölgesinde yaşanan afet niteliğindeki hava olaylarına dikkat çekti. “Çukurova gibi yılın neredeyse tamamında üretim yapılan, narenciyenin kalbi olan bir bölgede Şubat ayında eksi 6-8 dereceleri gördük. Narenciye, patates, karpuz, marul, kayısı, şeftali ve daha birçok ürün don yüzünden büyük zarar gördü. Buğdayda bile hasar var” diyen Yıldız, üreticinin göz göre göre kaderine terk edildiğini söyledi.

Adana’nın Ceyhan ilçesinde bir üreticinin 120 dönümlük buğday tarlasını zirai don sonrası sürmek zorunda kaldığını, yerine ekim yapmak istediği yeni ürün için de DSİ’nin su vermediğini aktaran Yıldız, “Bir üretici düşünün; tohum, gübre, mazot masrafını yapıyor, ürününü yetiştiriyor ama dondan sonra tüm emek heba oluyor. Üstüne bir de sulama yapılamadığı için yeni ekim de yapılamıyor. Bu, tarımsal iflastır” ifadelerini kullandı.

“Üzüm bağları 3 gecede yok oldu, çiftçi artık bağcılığı bırakıyor”

Cem Avşar: Deprem kader değil, ihmalin sonucu. Her can kaybının sorumlusu iktidar olacak. Cem Avşar: Deprem kader değil, ihmalin sonucu. Her can kaybının sorumlusu iktidar olacak.

Zirai don felaketinin etkilediği bir diğer bölgenin ise Manisa olduğunu ifade eden Yıldız, Mart ayının son günlerinde Salihli ve çevresindeki Sultaniye üzüm bağlarında büyük zarar oluştuğunu belirtti. “Bağlar erkenden uyanıyor, gözler açıyor, ardından gelen ani soğuk her şeyi bitiriyor. Üzüm, kayısı, erik gibi meyvelerdeki zarar bazı yerlerde yüzde 100’e ulaştı. Üretici bağını söküp patates ekimine geçiyor. Çünkü bağcılık artık riskli yatırım haline geldi. Bu tablo sadece çiftçiyi değil, ihracatı, tarım sanayisini, istihdamı da etkiliyor” dedi.

“Aydın’da çiftçiye ‘tarlanın yarısına su yok’ deniyor”

Aydın’da ise kuraklık kaynaklı su krizinin çiftçiyi üretimden soğuttuğunu vurgulayan Yıldız, Valilik kararıyla tarım alanlarının sadece yüzde 50’sine su verileceğini hatırlattı. “Tarım alanlarının yarısına su verilmeyeceği ilan ediliyor ama çiftçiye hangi ürünle kuru tarım yapacağı, o ürünün verimi, pazarı, desteği konusunda hiçbir bilgi verilmiyor. Çiftçi belirsizlikle baş başa. Tarım Bakanlığı’nın 2025 itibariyle uygulamaya koyduğu ‘planlı üretim’ sistemi daha başlamadan çöktü” dedi.

Yıldız, Büyük Menderes Havzası’nda 2021 yılından bu yana her yıl sulama planlaması yapıldığını ama bu yıl ilk kez tarım arazilerinin yarısına su verilmeyeceği kararının açıkça ilan edildiğini belirterek, “Bu, aslında ‘üretim yapmayın’ demektir. Peki çiftçi nasıl geçinecek? Tarım dışına itilen bu insanlara alternatif bir planınız var mı?” diye sordu.

“İklim krizine dirençli tarım için bilimsel politika gerekiyor”

CHP’li Yıldız, tarımda yaşanan felaketlerin sadece doğa kaynaklı değil, siyasi sorumlulukla da bağlantılı olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“İklime bağlı risklerin giderek arttığı artık herkesin malumu. Fakat bu risklere karşı alınan önlemler yok denecek kadar az. Felaket sonrası tespit komisyonları kuruluyor ama bu sistem üreticinin zararını karşılamıyor. Tarım Sigortaları Kurumu (TARSİM) kapsama alanı dar, ödemeler yetersiz. Tarımda sigorta sistemi yeniden ele alınmalı. En önemlisi, iklim krizine karşı dirençli bir tarım politikası oluşturulmalı. Yeni iklim koşullarına dayanıklı tohum ve ürün çeşitleri geliştirilmeli, havza bazlı üretim planlaması yeniden tasarlanmalı, sulama altyapısı yenilenmeli. Bilim, üniversite, ziraat mühendisleri bu sürecin merkezine alınmalı.”

“Bu kriz sadece çiftçinin değil, toplumun krizidir”

Tarımda yaşanan felaketlerin sadece kırsalda hissedilmediğini, etkisinin şehirdeki tüketiciye kadar ulaştığını ifade eden Yıldız, “Bugün üreticinin tarlasında yanan ürün, yarın sofraya gelemeyecek. Gıda fiyatları zaten yüksek, üretim düşerse en temel ürünler bile ulaşılamaz hale gelir. Bu nedenle çiftçinin yaşadığı kriz sadece bir kırsal sorun değil, ulusal bir krizdir. Açlık ve kıtlık uyarısı yapmak istemiyoruz ama gidişat bu yönde” dedi.

CHP’li Yıldız, Tarım ve Orman Bakanlığı’nı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı ve tüm ilgili kurumları derhal ortak bir “İklim Krizi ve Tarım Güvenliği Eylem Planı” hazırlamaya davet ederek, “Çiftçi yalnız bırakılmamalı. Tarım kaderine terk edilemez. Bugün adım atılmazsa, yarın çok geç olabilir” dedi.

Editör: Haber Merkezi