Tarih boyunca ülkemizin hemen hemen her bölgesinde büyük depremler olmuştur. Çok sayıda aktif fayın bulunduğu bir ülkedeyiz. Felaket senaryosu değil acı bir gerçekle yüzleştik. 6 Şubat… Aklımızdan çıkmayacak bir tarih… Acımızın ve kaybımızın tarifi bulunmamaktadır… Onbinlerce insanımızı kaybettik. Yüzbinlerce bina yıkıldı ve hasarlı. Birçok insan evsiz kaldı… Böylesine aktif bir deprem kuşağında bulunan ülkemizde bu acının sorumluları kimlerdi?

Yaşanan son depremler nedeniyle onbinlerce vatandaşımız hayatını kaybetmiş, maddi ve manevi birçok zarar meydana gelmiştir. Yapılar yürürlükte bulunan mevzuata uygun yapılsa deprem sonucu binalarda zarar oluşmaz veya binalar en az zararla depremi atlatırdı. Binalar Bilimin ışığında yapılması gerektiği gibi aynı zamanda bu yapıların mevzuata uygun yapılıp yapılmadığının da denetlenmesi gerekirdi. Alınması gereken tedbirler alınmamıştı. Kalitesiz ve eksik malzeme ile denetim yapılmaksızın bazı binalar inşa edilmişti. Binalar deprem yönetmeliğine uygun değildi… Elbette bu gerekliliğe uymayan binaların yıkılmasında kusuru bulunanların cezai sorumluluğu olacaktır. Bu kadar ağır neticeleri olan ihmal ve kusurdan dolayı elbette sorumlu kişiler cezalandırılacaktır.

DEPREM ÖNLENEMEZ AMA YIKIMLAR KAYIPLAR ÖNLENEBİLİR. Bilimin, mühendisliğin ve teknolojinin geldiği nokta, bize büyük depremlere bile dayanabilecek binaların nasıl yapılması gerektiğini; nereye binalar yapılmaması gerektiğini, hangi zeminlerin riskli olduğunu belirtiyor.

BİR BİNA YAPILACAĞI ZAMAN:

Önce imar durum belgesi, aplikasyon krokisi gibi belgelerin hazırlanır, Sonrasında ruhsat başvurusu yapılması gerekir. Ruhsat başvurusunda mimari proje hazırlanıp onaya sunulur. Zemin etüdü raporu hazırlanır, bu rapora göre statik proje hazırlanır, altyapı ve hafriyat çalışmalarına dair izinler ve belgeler alınır. Bağımsız bir denetçi denetler. Proje süresince bakanlık tarafından atanan yapı denetim yetkilileri her aşamada görev başında olur. İnşaatın bitiminde ise belediye denetimlerini gerçekleştirir ve yapı kullanma izin belgesi verilir. İlgili belediye ya da il özel idarelerinin izin ve denetimlerinin yanı sıra bir de projelerin fenni mesullerinin denetimi gerçekleşiyor.

Fenni mesuller, sorumluluğunu üstlendikleri yapıyı kamu adına denetlemekle yükümlü yetkililerdir. Sorumluluğunu üstlendikleri yapının kanuna, plana, yönetmeliklere, ilgili diğer mevzuat hükümlerine, fen, sanat, sağlık kurallarına, ruhsat eki projelerine, Türk Standartları Enstitüsü standartlarına, teknik şartnamelere uygun yapılıp yapılmadığını denetlemekle yükümlüdürler. Genellikle bu kişiler inşaat mühendisi, mimar gibi meslek gruplarından olur.

Binaların yıkılmasında Sorumlu bulunan kişiler basit taksirle adam öldürme/yaralama ve bilinçli taksirle adam öldürme/yaralama suçlarından yargılanabileceği gibi Ayrıca görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan kamu görevlisi, görevi kötüye kullanma suçu nedeniyle de cezalandırılabilir.

Her olayın özelliğine göre değişmekle birlikte yıkılan yapılarda gerçekleşen ölüm ve yaralanmalarda genel olarak;

a) Yapının, tesisatı ve malzemeleri ile birlikte, Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa edilmesini denetlemekle görevli olan fenni mimar ve mühendislerin (fenni mesul),

b) Yürürlükteki kurallara uygun bir inşaat yaptırmak bakımından sorumlu olan müteahhidin,

c) Bina inşaatının projeye uygunluğunu denetlenmekle görevli belediye yetkililerinin, (yapı ruhsatını düzenleyen, ruhsatı kontrol eden, yapı kullanma izin belgesinde bina mahallini tetkik eden belediye fen memurları) cezai sorumluluğu bulunmaktadır.

d) Ayrıca bina tamamlandıktan sonra yapılan tadilat nedeniyle yapının depremde yıkılmasına sebebiyet veren kişilerin de kuşkusuz cezai sorumluluğu mevcuttur.

Deprem sebebiyle binanın yıkılarak içinde yer alan kişilerin hayatını kaybettiği durumlarda cezai sorumluluk açısından:

·         Binanın imar planına ve imar ile deprem mevzuatına uygun şekilde yapılıp yapılmadığı,

·         Binanın hangi yılda inşa edildiği, binanın yaşı

·         Yapı denetim tutanağında hangi tespitlerin yapıldığı,

·         Binadan geri kalan molozlardan, binanın inşa edildiği zaman uygulanan deprem ve yapı mevzuatına uygun olup olmadığının incelenmesi,

·         Binanın daha önce deprem görüp görmediği,

·         Binanın bulunduğu bölgede deprem olma sıklığı gibi hususların değerlendirilerek sonuca varılması gerekmektedir.

Projesiz, izinsiz ve kontrolsüz şekilde gerçekleştirilen tadilatlar, bilinçsiz güçlendirme çalışmaları, kullanım alanı büyütmeye yönelik fiiller (kolon kesme vb.)  de TEK BAŞINA yıkım ve ölümlere sebebiyet verebilir.

Yıkılan her bir bina ile ilgili; Belediyelerden ve ilgili kurumlardan binalara ait projeler ile diğer bilgi ve belgeler temin edilmeli, binaların enkazlarından numuneler alınarak laboratuvarlarda analiz edilmeli ve neticeten teknik bilirkişi raporu aldırılmalıdır.

Bu şekilde ihmal ya da kusuru mevcut bulunan şahıslar ile yıkım, vefat ve yaralanmalar arasında nedensellik bağının kurulmasının ardından Türk Ceza Kanunu devreye girecektir.

HERKES İHMALİNİN KUSURUNUN KARŞILIĞINI GÖRMELİDİR.  TÜM SORUMLULAR EKSİKSİZ BİR ŞEKİLDE TESPİT EDİLMELİ VE CEZALANDIRILMALIDIR Kİ YAŞADIĞIMIZ BÜYÜK ACI BİR NEBZE DE OLSA DİNSİN, DEPREM FELAKET OLMAKTAN ÇIKSIN.

Hepimize geçmiş olsun, başımız sağolsun…

Kaynaklar: Türk Ceza Kanunu, İstanbul Büyükşehir BelediyesiÇevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği BakanlığıT.C. Cumhurbaşkanlığı Mevzuat Bilgi SistemiÇevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü İmar Düzenleme Dairesi Başkanlığı