Genel Sağlık-İş Adana Şubesi, Adana Şehir Hastanesi’nde 20 kişilik bir grubun saldırısına uğrayan 9 sağlık emekçisiyle ilgili olarak Adana Barosu’nun yaptığı açıklamaya tepki gösterdi. Sendika, saldırının faillerinden birinin avukat olması nedeniyle baronun korumacı bir tavır sergilediğini savundu.

Açıklamada, “Sağlık emekçisine şiddet eylemini yönelten kişinin kimliği, statüsü, uyruğu, cinsiyeti, mesleği vb. özelliklerinin hiçbir önemi yoktur. Önemli olan, sağlık emekçilerine yönelik şiddetin bir an önce sona ermesi için acilen önlem alınmasıdır” denildi.

ZORUNLU AÇIKLAMA

Ne yazık ki, sağlık emekçilerine şiddetin bitmediği, bitmesi için de siyasi iktidarın hiçbir önlem almadığı ülkemizde, son örneklerden birisi de Adana Şehir Hastanesi’nde görevli 9 sağlık emekçisine yönelen şiddet olayı olmuştur. Devamı süreçte, Sendikamız Genel Sağlık-İş, “20 kişilik bir grup ile sağlık emekçilerine saldırıyı yönelten faillerin tutuklanmadığı, serbest bırakıldığı” bilgisini almıştır. Bu nedenle, Sendikamızın sosyal medya hesapları üzerinden de gerekli açıklamalar yapılarak, sağlıkta şiddetin bitirilmesi adına gerekli adımların atılması gerektiği vurgulanmıştır.

Sağlıkta şiddetin bitirilmesi, her birimizin ortak temennisi iken, Adana Barosu tarafından, belirtilen olaya ilişkin yapılan açıklamada “Bir kısım odaklarca kasıtlı olarak ve hasta yakınının sırf avukat olması sebep gösterilerek savunma mesleğini hedef alınması, yargılamaya müdahale edilmeye çalışılması ve kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesi karşısında Adana Barosu olarak adaletten ve hukukun üstünlüğünden yana olduğumuzu belirtiriz.” denilerek, şiddet eylemini yöneltenlerden birisinin Adana Barosu üyesi bir avukat olması nedeniyle koruyucu bir tutum takınılmıştır.

Bakan Kurum: İsteyene kira yardımı, isteyene konteyner verilecek
Bakan Kurum: İsteyene kira yardımı, isteyene konteyner verilecek
İçeriği Görüntüle

Adana Barosu tarafından, her ne kadar belirtilen şekilde açıklama yapılmış ise de, özellikle şu hususun üzerinde durulması gerekmektedir: Sağlık emekçisine şiddet eylemini yönelten kişinin kimliği, statüsü, uyruğu, cinsiyeti, mesleği vb. özelliklerinin hiçbir önemi yoktur. ÖNEMLİ OLAN, SAĞLIK EMEKÇİLERİNE YÖNELEN ŞİDDETİN BİR AN ÖNCE SONA ERMESİ İÇİN ALINACAK ÖNLEMLERİN NE DENLİ ACİLİYET ARZ ETTİĞİDİR.

Sağlık emekçilerine şiddet, hız kesmeden devam ederken, basında çıkan haberlerden ya da bizzat şahit olduğumuz durumlardan, bu üzücü tabloları büyük bir üzgünlük içerisinde takip ederken, Adana Barosu’nun, her ne olursa olsun sağlık emekçilerine yönelen şiddeti görmezden gelerek, kendi üyesi olan bir avukatı koruma içgüdüsüyle hareket etmesi, bu nedenle de konuyu mecrasından saptırması kabul edilemez.

Elbette bizler de hukukun üstünlüğünden, savunmanın dokunulmazlığından yanayız!

Sağlık emekçilerinin haklarını korumak üzere hareket ettiğimiz gibi, avukatlarımızın mesleki itibarlarının korunması mücadelesinin de yanında olduğumuza şüphe yoktur!

Fakat sağlık emekçisine şiddeti kim yöneltirse, mesleği ve statüsü fark etmeksizin, şiddeti yöneltenin de tam karşısındayız!

Bu nedenle; sağlık emekçilerine yönelen şiddete karşı bir “geçmiş olsun” dileği yerine, savunmanın dokunulmazlığından, yargılamaya yapıldığı iddia edilen müdahaleden ve kamuoyunun yanlış bilgilendirildiğinden söz eden Adana Barosu’nu, sağlık emekçilerine karşı şiddetle ilgili olarak hassasiyet göstermeye davet ediyoruz. Çünkü 9 sağlık emekçisi, kendilerine karşı 20 kişinin saldırısı sonucunda üzücü bir şekilde yaralanırken, Adana Barosu tarafından yapılan açıklamanın yeri, zamanı ve içeriği kesinlikle uygun değildir.

Muhabir: Haber Merkezi