Adana’da “Çocuk İşçiliğine Karşı Ortak Mücadele” Paneli Gerçekleştirildi
Eğitim Sen Adana Şubesi tarafından 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü kapsamında düzenlenen “Çocuk İşçiliğine Karşı Ortak Mücadele” başlıklı panel, çocuk işçiliğinin çok yönlü yapısını ve sistematik sömürüye dönüşen doğasını tartışmak üzere Eğitim Sen Adana Şube binasında gerçekleşti.
Moderatörlüğünü Eğitim Sen Adana Şube Eğitim Sekreteri Savaş İlhan’ın yaptığı panelde, Her Yer Çocuk Derneği’nden Psikolog Hatice Göz çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
“Çocuklarla İlgili Her Şey Politik ve Sınıfsal”
Hatice Göz, kapitalist sistemin çocuklar için de yalnızca felaketler getirdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Çocuklarla ilgili her şey politik ve sınıfsal. Kapitalizmin içinde çocuklar belli bir sınıfa, coğrafyaya, dine, dile, bedene doğuyorlar ve kendileriyle birlikte, kendilerinden önceki egemenlik ve hiyerarşi sistemlerini de miras alıyorlar. Bugün çocuklar, kapitalizmin yarattığı vahşi koşullarda yaşamaya zorlanıyor. Savaşlardan, göçten, pandemiden, ekoloji krizinden ve erkek egemenliğinin yarattığı vahşetten yetişkinlerden çok daha fazla etkileniyorlar.”
“Çocuklar Toplumsal Hayatta Özne Olarak Görülmüyor”
Göz, çocukların özne olarak kabul edilmediğine ve bu nedenle karar alma süreçlerinden dışlandıklarına dikkat çekerek, yerleşik çocuk algısının aileden devlete, tüm toplumsal yapılarda çocukları görünmez kıldığını söyledi.
“Yetişkinlerin, onların içinde de erkeklerin egemen olduğu bir toplumda çocuklar özne olarak görülmüyor, kabul edilmiyor. Yerleşik çarpık çocuk algısı, devlet politikalarından aile içi ilişkilere kadar her yerde kendini gösteriyor.”
“Kapitalizm ve Patriyarka, Çocukları Sömürerek Kendini Yeniden Üretiyor”
Kapitalizm ve patriyarkanın çocukların nesneleştirilmesinden çıkar elde ettiğini vurgulayan Hatice Göz, konuşmasında Marx’ın “çocuk kanı üstüne kurulu” tespitine atıfla, kapitalist sistemin bugün de aynı şekilde çocuk emeğini yoğun biçimde sömürmeye devam ettiğini ifade etti:
“Uluslararası sözleşmeler savaş bombalarıyla birlikte silinip gidiyor. Devletler çocuk haklarını tanımak ve uygulamak konusunda keyfi davranıyorlar; aslında çıkarlarının gereğini yapıyorlar.”
“Çocuklar Hem Pazar Hem Aile İçi Rollerin Nesnesi Haline Getiriliyor”
Göz, çocukların hem kapitalizm açısından bir pazar alanı, hem de patriyarkanın yeniden üretimi açısından ev içi rol dağılımının bir nesnesi haline getirildiğini ifade etti:
“Çocuklar bir yandan kapitalizm için ciddi bir pazar alanı haline getirilirken, diğer yandan kadınların eve kapanmasını sağlayacak bir nesne olarak patriyarkanın ev ve aile üzerinden yeniden üretilmesini sağlıyor.”
“Çocukluk, Romantik Değil Politik Bir Meseledir”
Çocukluk kavramının sistematik olarak romantize edildiğini ve böylece toplumsal gerçekliğin üzerinin örtüldüğünü söyleyen Hatice Göz, çocukluğun politik bir mesele olduğunun altını çizdi:
“Ancak sistemle, sınıfsal konumlarla ve yetişkin egemenliğiyle bağları kurularak çözülebilir. Aksi halde hak ihlalleri yalnızca münferit olaylar gibi görünür.”
“Arkada İşleyen Yapıyı Unutmamalıyız”
Göz, çocuk hak ihlallerinin sürekli hale geldiğini ancak arka plandaki yapının göz ardı edildiğini belirtti:
“Neredeyse her an hak ihlali yaşanıyor. Mesela yüzlerce çocuk önlenebilir sebeplerden ölüyor ama bunları birkaç olay dışında görmüyoruz. Sonuçlara odaklanmak zorunda kalıyoruz ama arkada işleyen bir yapı var, bunu asla unutmamalıyız.”
“Çocuklardan Yana Tutum Almak Bir Sorumluluktur”
Konuşmasının sonunda Hatice Göz, çocuklardan yana bir tutum almanın, ancak sistem karşıtı mücadeleyle mümkün olabileceğini vurguladı:
“Çocuk işçiliğine ve çocuk hak ihlallerine karşı mücadele etmek, çocuklardan yana bir tutum almayı gerektirir. Bu da ancak sistemin yapısal çelişkilerine karşı ortak ve kararlı bir mücadeleyle mümkündür.”
Panelde çocuk işçiliğine karşı ortak mücadele çağrısı yapılırken, katılımcılar çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesi yönünde toplumsal sorumlulukların altını çizdi.
