Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Diyarbakır’dan Ankara’ya başlattığı “Beş Gün, Yedi Kent, Tek Ses: Adalet, Onur ve Özgürlük!” yürüyüşünü bugün Adana’da sürdürdü.
KESK’li kamu emekçileri, KHK hukuksuzluğuna ve adaletsizliğe karşı Uğur Mumcu Meydanı’ndan Atatürk Parkı’na yürüyüş gerçekleştirdi. “KHK’ler Gidecek, Biz Kalacağız!” ve “KESK’li İhraçlar Onurumuzdur!” sloganlarıyla ilerleyen korteje, demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler ve çok sayıda yurttaş da destek verdi.
KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Şükran Güzel’in Konuşması
“Bugün burada adalet, onur ve özgürlük için yürüyoruz.
KHK’lerle hukuksuzca işlerinden edilen arkadaşlarımızın sesi olmak için alanlardayız.
Dokuz yıldır süren bu zulme karşı susmadık, susmayacağız.
Biz biliyoruz ki ihraç edilen her bir arkadaşımızın onuru, bizim onurumuzdur.
KHK’ler gidecek, biz kalacağız!”
Atatürk Parkı’nda yapılan basın açıklamasında konuşan KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, KHK rejiminin 9 yıldır devam eden bir hukuk ve vicdan yarası olduğunu belirtti.
“KHK’LER HUKUKSUZLUĞUN VE VİCDANSIZLIĞIN FOTOĞRAFI HALİNE GELDİ”
Ahmet Karagöz konuşmasına şöyle başladı:
“15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 9 yılı aşkın bir süre geçti. OHAL bitti, ama OHAL’in keyfî uygulamaları, KHK rejimi hâlâ sürüyor. İnsanları bir gecede mesleğinden, ekmeğinden eden bu düzen sadece hukuksuzluğun değil, vicdansızlığın da fotoğrafıdır.”
Karagöz, OHAL döneminde çıkarılan KHK’larla 125 bini aşkın kamu emekçisinin hiçbir yargı kararı olmaksızın işlerinden edildiğini, bu ihraçların 4.259’unun KESK üyeleri olduğunu hatırlattı.
Bazı arkadaşlarının yıllar süren belirsizlik ve baskılar nedeniyle yaşamını yitirdiğini, bazılarının ise ölümünden sonra OHAL Komisyonu’nun “iade” kararı verdiğini belirterek, bunun insani bir utanç tablosu olduğunu vurguladı.
“Bu ülkenin en onurlu insanları, sadece emek, demokrasi, barış ve eşitlik istedikleri için cezalandırıldı. Ama biz buradayız ve bir kez daha söylüyoruz: Sendikal faaliyet suç değildir!”
“İHRAÇÇILAR GİDECEK, BİZ KALACAĞIZ!”
Ahmet Karagöz, yürüyüşün Diyarbakır’dan başlayarak Şanlıurfa, Adıyaman, Gaziantep, Adana ve Mersin üzerinden Ankara’ya, TBMM önüne kadar süreceğini belirterek, bu yürüyüşün yalnızca ihraç edilen kamu emekçilerinin değil, adalet, eşitlik ve emeğin onuru için mücadele eden herkesin yürüyüşü olduğunu ifade etti.
“Biz bu yolu adalet için yürüyoruz. Bu yürüyüş, işini, onurunu, geleceğini isteyen kamu emekçilerinin yürüyüşüdür. Bu yürüyüş, baskıya, kayyuma, hukuksuzluğa karşı direnen herkesin yürüyüşüdür.
Faşizan uygulamalar son bulana, adalet yerini bulana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.
İhraççılar gidecek, biz kalacağız!”
“KHK HUKUKSUZLUĞU TOPLUMUN HER ALANINA YAYILDI”
Karagöz, konuşmasının devamında KHK’lerin yalnızca kamu emekçilerini hedef almadığını, toplumun tüm muhalif kesimlerine yönelik bir sindirme aracına dönüştüğünü söyledi:
“KHK’lerle sadece öğretmenler, sağlık emekçileri, akademisyenler değil; gazeteciler, sanatçılar, belediye başkanları da susturulmak istendi. Aynı dönemde dergiler, televizyonlar, basın kuruluşları kapatıldı. Bugün hâlâ muhalif belediyeler kayyum tehdidiyle karşı karşıya.”
Ayrıca Karagöz, mülakat sistemiyle kamuda kadrolaşmanın derinleştiğini, muhalif, Alevi, Kürt, Arap, ya da AKP’li olmayan yurttaşların kamuda görev alamadığını ifade etti.
“KHK’ler, hukuksuzluğu kurumsallaştırdı. Şimdi aynı anlayış, mülakatlarda, işe alımlarda, yargılamalarda karşımıza çıkıyor. Biz bu düzene boyun eğmeyeceğiz.”
“ONURUMUZU SAVUNMAK İÇİN YÜRÜYORUZ”
Karagöz, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Biz, adaletin bu topraklarda yeniden yeşermesi için yürüyoruz.
Biz, görevlerinden hukuksuzca ihraç edilen arkadaşlarımızın onurunu savunmak için yürüyoruz.
KESK olarak taleplerimiz açık ve nettir:
Tüm ihraçlar derhal görevlerine iade edilmeli, özlük ve ekonomik hakları eksiksiz olarak geri verilmelidir.
Bu ülkede adalet yeniden inşa edilene kadar durmayacağız!”
Yürüyüş, “KHK’ler Gidecek, Biz Kalacağız!”, “İhraçlar Onurumuzdur!” ve “Yaşasın Emek ve Dayanışma!” sloganlarıyla son buldu.