KESK’li KHK’lılar Ankara’da 2. Gününde Polis Kuşatmasında

Heyet TBMM’de CHP, DEM ve EMEP Temsilcileri ile Görüşecek

Değerli basın emekçisi arkadaşlarımıza seslenen KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, yürüyüşün anlamını ve Türkiye’de KHK’lıların yaşadığı hukuksuzlukları ayrıntılı şekilde aktardı. Koçak, konuşmasına şöyle başladı:

“Birlikte yol yürümekten onur duymuş olduğumuz emek, demokrasi ve barış mücadelesi veren kurumların temsilcileri ve yol arkadaşlarımız, her birinizi tek direniş ruhumuzla selamlamak isterim. 13 Ekim’de başlattığımız yürüyüş, aslında 9 yıl önce başlattığımız yürüyüşün devamıdır.”

Koçak, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye’de 125.000 kamu emekçisinin ihraç edildiğini, askeriyeden ihraç edilenlerle birlikte bu sayının 152.000’den fazla olduğunu belirterek, haksız uygulamaları şöyle özetledi:

“Biz KESK’liler olarak ihraç gerekçelerini ancak 5 yıl sonra dava açma hakkımızla birlikte öğrenebildik. Mücadelemiz, emekçilerin haklarını savunmak, çatışmasız barış sürecini desteklemek ve kadınlara yönelik şiddeti durdurmak içindi. Sağlık ve eğitim alanında halkın haklarını savunduğumuz için ihraç edildik.”

Koçak, KHK’lıların maruz kaldığı hukuksuzlukları örneklerle açıkladı:

  • “Bir arkadaşımızın sadece kardeşi birinin kardeşi olduğu için ihraç edilmesi trajiktir ve hukuki bir skandaldır.”

  • “Arkadaşlarımız kendi çocuklarının eğitim haklarını kaybederken, halkın çocuklarının nitelikli eğitime ulaşabilmesi için mücadele ettiler.”

  • “Sağlık hakkını savunan KHK’lılar, ihraç ve hak kayıpları nedeniyle temel hizmetlere erişimden mahrum kaldılar.”

Koçak, KESK’in sivil ve askeri darbelere karşı her dönemde tavır aldığını vurguladı:

“KHK’lar gidecek, biz kalacağız. Bu ülkede darbe kültürüyle işimiz asla olmadı ve olmayacak. Yeni isimlerle cemaatlerin ve tarikatların devlet kurumlarına sızmasına izin vermeyeceğiz.”

Yürüyüşün kapsamını ve amacını açıklayan Koçak, antidemokratik uygulamalara dikkat çekti:

  • Kayyum atamaları ile seçilmiş belediyelerin iradesine müdahale edilmesi,

  • Basın, dergi ve televizyonların kapatılmasıyla halkın haber alma hakkının engellenmesi,

  • Torba yasalarla emeklilik haklarının ellerinden alınması,

  • İşçilerin %50’den fazlasının asgari ücrete mahkum edilmesi,

  • İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılarak kadına yönelik şiddetin meşruiyet kazandırılması,

  • Uluslararası sermayeye kaynak aktarımı ve ekolojik yıkımlar.

Koçak, yürüyüşün yalnızca KHK’lıların haklarının geri verilmesi talebiyle sınırlı olmadığını belirtti:

“Bu yürüyüş, aynı zamanda Türkiye’de demokrasi, emek ve barışın tesisi talebidir. Barışın müzakere edilerek, halkların gönüllü birliği ile inşa edilebileceğini savunuyoruz. Seçilmiş belediyelere kayyum atanması, halkın hizmet alma hakkını gasp eden bir operasyondur.”

Konuşmanın devamında, KESK’in yürüyüş boyunca ziyaret ettiği şehirlerden örnekler verildi:

Koçak, antidemokratik uygulamalara ve sıkı yönetim uygulamalarına dikkat çekerek konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Arkadaşlarımız saat 17.00’ye kadar burada olacak. Heyetimiz TBMM’de siyasi partilerle görüşmelerini gerçekleştirecek ve emek, demokrasi ve barış mücadelesi yürüten dost kurumlarımızı da ziyaret edecek. Bu dayanışmanın parçası olmaya tüm halkımızı davet ediyoruz. 5 günlük yürüyüş boyunca basın emekçilerinin katkı ve dayanışmasına teşekkür ediyoruz.”

Muhabir: Haber Merkezi