ANKARA – CHP Adana Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’de art arda yaşanan ölümleri Meclis kürsüsünde 10 saniyelik sessizlik eylemiyle protesto etti. Sessizliğin ardından başlayan konuşması AKP milletvekillerinin tepkisini çekti.
TBMM’de bütçe görüşmeleri kapsamında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesi üzerine CHP Grubu adına söz alan Dr. Şevkin, kürsüye çıktıktan sonra 10 saniye boyunca hiç konuşmadan bekledi. Bu sessizliğin nedenini açıklarken salonda tansiyon yükseldi.
“Bu 10 saniyede binlerce insan öldü”
Sessizliğin ardından konuşan Dr. Şevkin, eylemin gerekçesini şu sözlerle açıkladı:
“10 saniye sustum sadece. Ne kadar kısa bir süre değil mi? Bu 10 saniyede dirençsiz kentlerde binlerce insan öldü. Çarklar durdu, endüstri durdu. Hastanelerde binlerce insanın hayatı tehlikeye girdi.”
Bu sırada bazı AKP milletvekillerinin, “Deprem bölgesini ziyaret edin de neler yapıldığını görün” sözleriyle tepki göstermesi üzerine Şevkin,
“Ben oradayım hanımefendi. Orada yaşıyorum. Depremi yaşamış bir insanım” yanıtını verdi.
“Enkaz altındaki her beden, ihmal zincirinin son halkasıdır”
Konuşmasında Türkiye’deki ölümlere dikkat çeken Dr. Şevkin, çarpıcı ifadeler kullandı:
“Bir ülkenin vicdanı, en çok sessizliğinde duyulur. Ölüm, bir milletin aynasıdır.
Türkiye’de ölümün birden çok yüzü vardır; bazen çocuk işçinin avucundaki son sıcaklık, bazen madencinin göğsünde kalan son nefes, bazen deprem enkazından sarkan bir koldur.
Enkaz altında kalan her beden, bir ihmal zincirinin son halkasıdır.”
Albert Camus’un “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın” sözünü hatırlatan Şevkin,
“Başka söze gerek var mı?” diye sordu.
“Bu bütçeyle afetler de enerji de yönetilemez”
Enerji ve madencilik alanındaki bütçeyi eleştiren Dr. Şevkin, MTA ve MAPEG’in toplam bütçesinin 49 milyar lira olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
“Bu bütçeyle enerji, maden ve hammadde arama süreçleri, jeoloji-jeofizik haritalar, heyelan, sıvılaşma, volkanik araştırmalar ve afet risklerini azaltmaya yönelik çalışmaların yürütülmesi mümkün değildir.”
Türkiye’nin her yıl 50–60 milyar dolar enerji dış açığı verdiğini belirten Şevkin, yetersiz yatırımın bu tablonun temel nedeni olduğunu vurguladı.
“Jeotermal kaynaklar çıkarılamıyor, mühendisler yoksulluk sınırında”
Türkiye’de 14 doğal jeotermal kaynak alanı bulunduğunu ancak yeterli araştırma yapılmadığını ifade eden Şevkin, kamu kurumlarında çalışan mühendislerin yoksulluk sınırı altında ücret aldığını belirtti:
“MTA ve MAPEG başta olmak üzere kamu kurumlarında mühendislerin ücretleri iyileştirilmeli, işsiz mühendisler planlı şekilde istihdam edilmeli ve Mühendislik Yasası çıkarılmalıdır.”
“Sömürge madenciliğine karşı tüm ülke ayakta”
AKP’nin madencilik politikalarını “sömürge madenciliği” olarak nitelendiren Dr. Şevkin, şu sözlerle tepki gösterdi:
“Artvin’den Muğla’ya, Hakkari’den Edirne’ye kadar ülkenin yağmalanmayan tek bir noktası kalmadı. Zeytinlikler, ormanlar, su havzaları, tarım alanları talan altında.”
Soma, Amasra, İliç, Fatsa ve Sivas’ta yaşanan maden facialarını hatırlatan Şevkin, “MAPEG bu ölümler karşısında eli böğründe izliyor” dedi.
“Haykırıyorum: Yağmaya ve talana son verin!”
Konuşmasını sert ifadelerle tamamlayan Şevkin, iktidara seslendi:
“Gelin bu sömürge madenciliğinden vazgeçin. Madenleri ham halde ihraç eden değil, uç ürüne dönüştüren bir ülke olalım.
Sömürge madenciliğine, yağmaya ve talana son verin!”
CHP iktidarında madenciliğin kamu eliyle, planlı, halk yararına ve doğayla uyumlu yürütüleceğini vurgulayan Şevkin,
“CHP iktidarında her şey çok güzel olacak” dedi.
