Sedef Kabaş, rol modellerinin deniz feneri gibi ilham verdiğini ancak dünyanın neresinde olunursa olunsun, yön kaybedildiğinde yol gösterecek bir "kutup yıldızı" olduğunu söyledi. Kabaş, ulusun kutup yıldızının Mustafa Kemal Atatürk olduğunu vurguladı. Zorluğa düşüldüğünde yapılması gereken tek şeyin, yukarı bakıp o kutup yıldızının gösterdiği yolda ilerlemek olduğunu belirtti.

Whatsapp Image 2025 10 01 At 23.14.02 (4)

Adana Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Yaşar Kemal Kültür Merkezi'nde "2025-2026 Hizmet ve Etkinlik Yılı Açılış Etkinliği"ni gerçekleştirdi. Etkinliğin onur konuğu gazeteci yazar Sedef Kabaş oldu ve “Güç Zamanlardan Nasıl Güçlenerek Çıkarız” başlıklı bir sunum yaptı.

Whatsapp Image 2025 10 01 At 23.14.02 (3)

Etkinlik ve Yoğun Katılımcılar

Whatsapp Image 2025 10 01 At 23.14.02 (6)

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan etkinlik, müzik grubunun sunduğu parçalarla devam etti. Etkinliğe katılım oldukça yoğundu ve birçok kurum temsilcisi hazır bulundu. Katılımcılar arasında Eğitim-İş Adana 1 No’lu Şube Başkanı Hatica Hazar ve 2 No’lu Şube Başkanı Sema Akgün, Birleşik Kamu-İş Önceki Dönem MYK Üyesi Hasan Kütük, Tüm Yerel-Sen yöneticileri, ZMO Adana Şube Başkanı Ahencan Tayakısı, CHP Önceki Dönem Milletvekili İbrahim Özdiş ve CHP Seyhan İlçe Başkanı Av. Berfu Salıcı Yakıt gibi önemli isimler yer aldı.

ADD Başkanı İsa Kayadan: Cumhuriyet Değerlerini Savunma İrademizi Tazeliyoruz

ADD Adana Şube Başkanı İsa Kayadan açılış konuşmasında, dinlenen türkülerin halkın yüreğinde demlendiğini ve sadece keyiflenmek adına algılanmaması gerektiğini, bu türkülerin aynı zamanda "direnç" ve "isyandır" ifadesini kullandı.

Whatsapp Image 2025 10 01 At 23.14.02

Başkan Kayadan, Uğur Mumcu'nun "Sözcükler, gün olur uzanamadığımız yıldızlar kadar uzak" sözlerini hatırlatarak, konukların erdemli, onurlu ve inançlı olduğunu vurguladı. Bu buluşmanın sadece bir etkinlik yılına değil, "cumhuriyetimizin değerlerini, Atatürk ilke ve devrimlerini savunma irademizi tazelediğimiz yeni bir döneme adım" atma anlamı taşıdığını belirtti.

Kayadan, katılımcıların birbirlerinden güç aldığını ve tazelendiğini belirterek, "Yeniden Atatürk Cumhuriyetini hep birlikte yaratacağız" dedi. Kemalizmin namus sesini bir sis çanı gibi yurdun semalarına yeniden asacaklarını dile getiren Kayadan, vatandaşları Atatürkçü Düşünce Derneği'nde örgütlenmeye davet etti. Konuşmasının sonunda, Gazeteci Yazar Sedef Kabaş'ı takdim etti.

İstanbul merkezli 'torbacı' operasyonu: 171 tutuklama!
İstanbul merkezli 'torbacı' operasyonu: 171 tutuklama!
İçeriği Görüntüle

GAZETECİ YAZAR SEDEF KABAŞ’IN KONUŞMASI: ‘GÜÇ ZAMANLARDAN NASIL GÜÇLENEREK ÇIKARIZ’

Whatsapp Image 2025 10 01 At 23.14.02 (1)

Sedef Kabaş, sunumuna Türkiye'nin çok zor zamanlardan geçtiğini ve bu durumun insanlarda umutsuzluk, karamsarlık ve vazgeçme endişesi yarattığını belirterek başladı. Konuşmasının başında tutuklu belediye başkanları Zeydan Karalar, Oya Tekin ve Kadir Aydar'ı andı. Kabaş, zor olanın üzerine gitmenin çözüm olduğuna inandığı için son iki üç senedir bu konu üzerine konuşma kararlılığını sürdürdüğünü ifade etti.

Whatsapp Image 2025 10 01 At 23.14.02 (10)Whatsapp Image 2025 10 01 At 23.14.02 (10)

Umutsuzluğa Karşı Teşhis ve Kitabın Doğuşu

Sedef Kabaş, 2023 genel seçimlerinin ikinci turunu kaybettikten sonra kitabını yazma kararı aldığını açıkladı. O seçimin "son derece kritik tarihi bir dönemeç niteliğinde" olduğunu belirtmesine rağmen, yaşanan seçimde Türkiye'nin kaybettiğini ve bu nedenle kazananın olmadığını ifade etti. Seçim sonrasında kamuoyunda "korkunç bir umutsuzluk, karamsarlık" hakim olduğunu gözlemlediğini dile getirdi.

Kabaş’ın 2.5 ay süren yoğun bir çalışmayla yazdığı kitabının adı, Yandığın Ateş Yoluna Işık Olur. Kitabın, kendisinden çok aslında okuyucularla ilgili olduğunu ve kolektif hikayeyi anlatmaya çalıştığını vurguladı. "Yandığımız ateşler" metaforunu, hayatımıza düşürülen güçlükler ve zorluklar olarak açıkladı. Bu alevleri yolumuzu aydınlatacak ışıklara dönüştürmenin yönteminin aynı olduğunu söyledi: "Vazgeçmemek".

Zor zamanların üstesinden gelmek için atılması gereken ilk adımı, bir hastalığı tedavi etmekteki gibi "Doğru teşhis" koymak olarak belirledi. Bu, hem bireysel hem de toplumsal olarak "mış gibi yapmamak" anlamına gelmektedir.

Whatsapp Image 2025 10 01 At 23.14.02 (9)

Medyada Yozlaşma ve Bilgi Edinme Hakkı

Kabaş, medyayı dürüstçe eleştirerek, 90'lı yılların sonunda burada habercilik adına şovmenlik yapanların ödüllendirildiğini ve bunun "mış gibi yapmak" olduğunu söyledi. Kamuoyunun da bu "şovari haberleri" reyting rekorları kırarak izlemesinin yozlaşmayı beslediğini belirtti.

Sedef Kabaş, medyanın yozlaşmışlıkla dövüldüğünü ve haber adı altında toplumun magazine, çürümüşlüğe, üçüncü sayfa haberlerine boğulmasının "bilgi edinme, haber alma hakkınızın gaspedilmesi" demek olduğunu vurguladı. Toplumun bunları izlemek yerine zamanında cezalandırmış olması durumunda medyanın bu durumlara düşmeyeceğini dile getirdi.

Ayrıca, basın özgürlüğünün Sedef Kabaş’ın bireysel özgürlüğü değil, halkın bilgi edinme, haber alma ve güç odaklarını sorgulama hakkı olduğunu ifade etti. Bir gazetecinin kamu çıkarı gözeterek soru sorabilmesi için arkasında halkın gücünü hissetmesi gerektiğini, aksi takdirde faşist siyasetçilerin önüne atıldığını söyledi.

Whatsapp Image 2025 10 01 At 23.14.02 (8)

Ekonomik Çöküş ve Doğru Teşhisin Önemi

Kabaş, Türkiye'de algılanandan bile daha büyük bir "büyük bir çöküş" olduğunu savundu. Uluslararası organizasyonların ülkeler için verdiği "karneleri" örnek gösterdi. Türkiye'nin karnesine bakılması gerektiğini söyleyerek, şahlanan ekonomi söyleminin aksine, ülkenin gıda enflasyonunda birinci sırada olmasının dramatikliğini dile getirdi.

Anadolu topraklarının bereketli olmasına rağmen, dünyanın en pahalı gıdasını tüketilmesinin izahının sadece başarısızlıkla açıklanamayacağını ima etti. Konuşmasında, devlette görev sahibi 20 bine yakın sahte diplomalı insanın varlığına dikkat çekerek eğitim sistemini eleştirdi. Kabaş, bu kadar anormalliğin yaşandığı bir ülkede "normalleşme de olmaz, helalleşme de olmaz" diyerek dürüst teşhise olan inancını yineledi.

Paradigma Değişikliği ve Vazgeçmeme Kararlılığı

Kabaş, gerçeği değiştiremesek de gerçeğe dair bakışımızı değiştirebileceğimizi belirtti. Kendi yaşadığı hapis tecrübesini metafor olarak kullandı. Bir atasözünden dolayı hukuka aykırı şekilde 4 metrekarelik bir hücreye atılmanın (Hukuk değil, birilerinin canını sıkmış olmak nedeniyle), kişide isyan, öfke ve keder yaratabileceğini ancak bunun çözüme hizmet etmediğini anlattı.

Sedef Kabaş, olaya "paradigma değişikliği" ile bakmayı önerdi. Zorluk yaşayanların, "yandık, bittik, kül olduk, bunlar gitmez" diyerek karamsarlığa kapılabileceğini ancak "vazgeçtiğiniz anda zaten hükmen malsunuz" uyarısında bulundu.

Kişisel mücadelesine değinerek, hakkında açılan tazminat davalarının 1 milyon TL'yi aştığını söyledi. "Şahlanıyoruz" etiketiyle attığı bir tweet’ten dahi Cumhurbaşkanına hakaretten dava açıldığını aktardı. Oysa şahlanan şeylerin enflasyon, kurlar, yolsuzluk, hırsızlık ve cehalet olduğunu ifade etti. Kabaş, bedel ödeyen birinin inancıyla konuştuğunu ve bir tek gün dahi vazgeçmeyi düşünmediğini vurguladı; çünkü adalet, insanlık ve vatanı koruma kaygısıyla hareket ettiklerini, korkması gerekenin açığı, suçu ve günahı çok olanlar olduğunu belirtti.

Whatsapp Image 2025 10 01 At 23.14.02 (11)

Tarihsel Güç Kaynağı: Kurtuluş Savaşı ve Rol Modelleri

Kabaş, ülkenin çok daha zor günlerden geçtiğini hatırlatarak, 100 yıl öncesini, Kurtuluş Savaşı dönemini karşılaştırdı. O dönemde ordunun, silahın, umudun, paranın olmadığını ve ülkenin fiili işgal altında olduğunu anlattı. Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkıp Amasya'da, "bir milletin istiklalini yine onun azim ve kararlılığı kurtaracaktır" demesinin önemine vurgu yaptı ve bugünkü şartlarımızın o zamandan daha zor olmadığını dile getirdi.

Bu dönemi anlamak için okuma ve araştırma yapılması gerektiğini belirten Kabaş, yaşayan bir tarih olarak gördüğü Muazzez İlmiye Çığ örneğini verdi. Çığ’ın ailesinin Ege işgali sırasında iç bölgelere kaçarken yaşadığı zorlukları (yürüyerek, kağnılarla, ayakkabısız, yolluksuz) aktardı. Kabaş, bu zorlu mücadele sayesinde Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip olduğumuzu ve bu mirası korumakla yükümlü olduğumuzu söyledi.

Diğer bir rol modeli olarak da Prof. Dr. Nermin Abadan Unat’ı gösterdi. Kabaş, Nermin Abadan Unat’ın Avrupa’daki yoksulluktan, Atatürk’ün Türkiye’sinde kızların ve erkeklerin eşit şartlarda okutulduğunu öğrenerek, Türk elçiliğinden tek yönlü bir tren biletiyle Türkiye’ye geldiğini anlattı. Abadan Unat'ın dilini, dinini, kültürünü, ülkesini ve hayatını seçen bir kadın olduğunu vurguladı.

Son olarak, Prof. Dr. Türkan Saylan’ı da bir başka rol model olarak anarak, Saylan'ın sadece hastalıkla değil, "cehalet" ile de mücadele ettiğini ve ömrünü Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne (ÇYDD) adadığını belirtti.

Eylem ve Örgütlenme: Sokak Demokrasisi

Sedef Kabaş, eylemsizliğin bedensel ve zihinsel ölüme yol açtığını belirterek, hareket etmenin önemine dikkat çekti ve atılması gereken adımları sıraladı:

  1. Örgütlenme: Atatürkçü Düşünce Derneği'ne (ADD) üye olmayı "en anlamlı eylemlerden biri" olarak niteledi. Atatürk’ün Türklerin ortak paydası olduğunu vurgulayarak, ADD’nin Türkiye nüfusunun %70-80’inin üye olması gereken bir sivil toplum örgütü vizyonuna sahip olduğunu söyledi.
  2. Okuma ve Araştırma: Saçma sapan haberleri ve programları "sansürleme" çağrısı yaparak, bunların gerçeği örtme pratiği olduğunu ifade etti. İnsanların üşengeçliğine güvenildiğini belirterek, kitap okuyan toplumların okumayan toplumları yönettiğini söyledi.
  3. Sokak: "Sokak yoksa demokrasi yoktur" prensibini savunan Kabaş, Gezi'den sonra sokağın terörize edildiğini ve insanların korku iklimine hizmet ettiğini belirtti. Korku imparatorluklarının insanları kendi polisi haline getirdiğini, bu nedenle yazmaktan, çizmekten ve sokağa çıkmaktan korkulmaması gerektiğini dile getirdi. Sokak, halkın sesini ve itirazını duyurduğu en önemli mecra olduğunu, bunun aynı zamanda "en önemli anayasal hak" olduğunu hatırlattı.

Kutup Yıldızı: Mustafa Kemal Atatürk

Sedef Kabaş, rol modellerinin deniz feneri gibi ilham verdiğini ancak dünyanın neresinde olunursa olunsun, yön kaybedildiğinde yol gösterecek bir "kutup yıldızı" olduğunu söyledi. Kabaş, ulusun kutup yıldızının Mustafa Kemal Atatürk olduğunu vurguladı. Zorluğa düşüldüğünde yapılması gereken tek şeyin, yukarı bakıp o kutup yıldızının gösterdiği yolda ilerlemek olduğunu belirterek konuşmasını tamamladı.

Muhabir: Güven BOĞA