Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Adalet Bakanlığı tarafından Antalya’da düzenlenen ‘Yargı Teşkilatı Toplantısı’ kapsamında gazetecilerle bir araya geldi. Yargı sisteminin karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden birinin dezenformasyon olduğunu vurgulayan Tunç, “Yalan haber, milyonlara yayılarak adalete güveni zedeliyor” dedi.
“Dezenformasyon Adalete Güvensizliği Amaçlıyor”
Bakan Tunç, özellikle sosyal medya ve bazı basın kuruluşları üzerinden yayılan yanlış bilgilerle vatandaşların adalete olan güveninin sarsıldığını belirtti. Örnek olarak, Ceren Özdemir davasıyla ilgili yanlış haberleri gösteren Tunç, şunları söyledi:
“Bir kişi Youtube üzerinden, ‘Ceren Özdemir’in katili açık cezaevine çıktı’ diye yayın yaptı. Konuyu araştırdık; katil hâlâ yüksek güvenlikli cezaevinde ve çıkması mümkün değil. Ama haber milyonlara ulaştı ve vatandaşlarımızın adalete güven duygusu zedelendi. Bazı basın mensupları konuyu gazeteciliğin ötesine taşıyor, farklı bir amaç güdüyor. Yargıya güveni sarsmaya yönelik propagandalar yapılıyor.”
Siber Suçlarla Mücadelede Yeni Dönem
Bakan Tunç, suç örgütlerinin artık internet üzerinden organize olduğunu vurgulayarak İzmir’de şehit olan 3 polis olayını hatırlattı:
“16 yaşındaki bir çocuk, dijital ortamda örgütlendi, ailesi habersiz bilgisayar başında eğitim aldı. Kendi içine kapalı, eğitim verenleri tanımıyor, tamamen sanal ortamda etkilenerek suç işlemeye yöneldi. En son yaptığı paylaşımda ‘Gideceğim, katliam yapacağım’ mesajı attı ve babasının silahıyla polislerimizi şehit etti.”
Tunç, sanal ortamda yapılan suçların izlenmesinin güçlüğüne dikkat çekerek “Gerçek hayatta kovalamak kolay ama dijital ortamda iz sürmek zor. Siber polislerin de sanal ortamda devriye gezmesi gerekiyor” dedi.
Uluslararası İş Birliği ve 11. Yargı Paketi
Bakan, Siber Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ni imzaladıklarını belirterek, “Bu suçlar ülke sınırlarını aşıyor. Ülkeler tek başına mücadele edemez. Vietnam’da 80 ülkenin bakanı olarak toplandık, Türkiye ilk imzalayan ülkeler arasında yer aldı” dedi.
-
Yargı Paketi kapsamında bilişim yoluyla işlenen suçların cezalarının artırılacağını açıklayan Tunç, çocukları suçta araç olarak kullanan örgüt yöneticilerine verilecek cezanın 30 yıla kadar çıkabileceğini belirtti:
-
Örgüt kurma ve yönetme cezası 5 yıldan 10 yıla, örgüt üyeliği suçunun cezası üst sınırı 5 yıla çıkarılacak.
-
Çocuğu suçta kullanan örgüt yöneticisinin cezası alt sınırda 11 yıl 3 ay, üst sınırda 30 yıl olacak.
“Mevcutta çocuğu araç olarak kullanma diye bir suç yoktu. Bu paketle ilk kez düzenleniyor” dedi.
Siyasi Algı Çalışmalarına Tepki
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in son açıklamalarını da eleştiren Tunç, şu değerlendirmeyi yaptı:
“19 Mart’tan bu yana süren soruşturmaları tamamen siyasi amaçlı gibi sunuyor. İddianameleri görmezden gelerek yargıyı hedef alıyor. Yargılama süreci mahkemelerde devam ediyor ve tüm yollar açık. Ama olayı farklı bir tarafa çekmeye çalışıyor. Bu doğru değil.”
Tunç, İstanbul İl Başkanlığı soruşturmalarıyla ilgili de şunları söyledi:
“Toplandığını iddia ettikleri paraların kaynağını ve süreçlerini açıklamıyorlar. Sanki suç yokmuş gibi bir algı oluşturuyorlar.”
Terörle Mücadelede Enerji Kaybı ve Yeni Süreçler
Bakan Tunç, terörle mücadelede Türkiye’nin yıllar boyunca ciddi kayıplar yaşadığını belirtti:
“41 yılda şehitler verdik, trilyonlarca kaybımız oldu. Teröre zemin hazırlayan unsurları ortadan kaldırdık. İstiyoruz ki terör diye bir problemimiz kalmasın. Demokratikleşme adımları, Kürtçe yasaklarının kaldırılması İmralı’da da ifade edildi.”
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarını da aktaran Tunç, “Terör örgütü silah bırakırsa kanun çıkacak gibi pazarlık söz konusu değil” diyerek sürecin tamamen yasal çerçevede yürütüldüğünü vurguladı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Demirtaş Kararı
Tunç, AİHM’in Selahattin Demirtaş kararı ile ilgili olarak, davanın halen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde devam ettiğini belirtti:
“Türkiye’nin AİHM kararlarına uyma oranı yüzde 91. Ancak bazı davalar siyasallaştırılarak yanlış bir algı oluşturuluyor.”
Yeni Anayasa ve Demokratik Siyasi Hayat
Bakan, Türkiye’nin mevcut anayasasının darbeciler tarafından yazıldığını hatırlatarak, yeni, demokratik ve katılımcı bir anayasa hedeflediklerini söyledi:
“Temel hak ve özgürlükleri önceleyen, her kesimin kendini içinde bulduğu bir toplum sözleşmesi hüviyetinde bir anayasayı bu ülke yapabiliriz. Darbeler devri kapanmıştır. Artık milletin temsilcileri tarafından yazılmış bir anayasa gerekiyor.”
Tunç, sürecin milletin uzlaşmasıyla yürütüleceğini vurguladı:
“Terörsüz Türkiye konuştuğumuz şu ortamda, milletvekillerimiz yeni anayasa çalışmasına katılırsa, milletimize olan borcumuzu yerine getirmiş oluruz.”





