CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde yaptığı kapsamlı açıklamada, Partili Cumhurbaşkanlığı sistemini ‘tüm kötülüklerin kaynağı’ olarak niteledi. Yerel yönetimlere yönelik yargı baskılarını ‘19 Mart Darbesi’ olarak tanımlayan Bulut, demokrasi krizinden asgari ücretteki derin yoksullaşmaya kadar birçok başlıkta dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.

Ekran Görüntüsü 2025 12 14 130137

“Bu Ülke Anormal Dönemler Gördü Ama Bu Dönem Çok Daha Yaygın ve Tehlikeli”

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde gazetecilerle bir araya gelerek Türkiye’nin siyasal ve toplumsal gündemine ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına, Adana’ya yeterince gelemediğini belirterek başlayan Bulut, bu buluşmayı hem yeni dönemi anlatmak hem de kamuoyuna gazeteciler aracılığıyla mesaj vermek için bir fırsat olarak gördüğünü söyledi.

Türkiye’nin geçmişte darbe süreçleri, büyük ekonomik krizler ve Ergenekon–Balyoz gibi yargı müdahaleleri yaşadığını hatırlatan Bulut, bugün gelinen noktanın bu dönemlere benzediğini ancak çok daha yaygın ve sistematik bir karakter taşıdığını vurguladı.

“Bu dönem ilk kez bu kadar geniş bir kesime müdahalenin olduğu bir dönem. Cumhuriyet Halk Partisi, geçmişte müdahale edilen hiçbir yapıyla kıyaslanamayacak kadar büyük bir siyasi yapı ve doğrudan hedefte.”

“Devlet Kurumları, İktidarın Kendi Yapısı Gibi Kullanılıyor”

Bulut, mevcut dönemin en ayırt edici özelliğinin devlet olanaklarının bu denli açık biçimde iktidar lehine seferber edilmesi olduğunu söyledi. Devlet kurumlarının tarafsızlığını tamamen yitirdiğini ifade eden Bulut, TRT ve İletişim Başkanlığı üzerinden örnekler verdi.

TRT’nin yayın çizgisinin artık havuz medyasını dahi aşan bir noktaya geldiğini belirten Bulut, iddianame öncesi ve sonrasındaki yayınların bunun açık kanıtı olduğunu söyledi. İletişim Başkanlığı’nın kuruluş amacının Türkiye’nin itibarını korumak olduğunu hatırlatan Bulut, bugün bu kurumun tüm imkânlarının iktidar propagandası için kullanıldığını dile getirdi.

Yerel basına verilen ilan ve desteklerin dahi eşitlikten uzaklaştığını vurgulayan Bulut, Basın İlan Kurumu’nun bazı bölgelerde siyasi bir aygıt gibi hareket ettiğini söyledi.

I M G 1959

Yerel Seçimler Sonrası Baskı Dalgası: “Sandık Meşru, Belediye Gayrimeşru”

31 Mart yerel seçimlerinden sonra Türkiye’nin yeni bir döneme girdiğini söyleyen Bulut, başlangıçta “normalleşme” adı altında kısa bir yumuşama görüntüsü verildiğini ancak bunun hızla yerini sert bir baskı sürecine bıraktığını ifade etti.

“Genel seçim sandığı geçerli, yerel seçim sandığı ise sanki gayrimeşruymuş gibi bir algı oluşturuldu.”

Bu algıyla CHP’li belediyelere önce mali, ardından idari baskılar uygulandığını, son aşamada ise yargının devreye sokulduğunu belirten Bulut, amaçlarının belediyeleri hizmet veremez hale getirmek olduğunu söyledi.

“19 Mart Darbesiyle Bir Çuval Açıldı”

Yaşanan süreci “19 Mart Darbesi” olarak nitelendiren Bulut, bu dönemde hukukun tamamen askıya alındığını savundu. Soruşturmaların hukuki değil, mafyavari yöntemlerle yürütüldüğünü iddia eden Bulut, cezaevlerine konulan siyasetçilerin, bürokratların ve ailelerin yaşadıklarına dikkat çekti.

“Bir çuval açıldı ve kim varsa içine atıldı. İnsanlar itirafçı olsun diye çocuklarıyla, aileleriyle sınandı.”

Bu sürecin insani açıdan da kabul edilemez olduğunu vurgulayan Bulut, Ergenekon ve Balyoz dönemlerinde olduğu gibi bugün yaşananların da yıllar sonra daha net anlaşılacağını söyledi.

“CHP Artık Türkiye’nin Dört Bir Yanından Oy Alan Bir İktidar Namzedidir”

Bulut, 31 Mart seçimlerinin CHP açısından tarihsel bir dönüm noktası olduğunu vurgulayarak, partinin 50 yıl sonra Türkiye genelinde birinci parti konumuna geldiğini hatırlattı.

Kilis’ten Karadeniz’e, İç Anadolu’dan Adıyaman’a kadar geniş bir coğrafyada CHP’nin oy aldığını belirten Bulut, bunun CHP’nin artık bir “Türkiye Partisi” olduğunun somut göstergesi olduğunu söyledi.

“Bu tablo iktidarın sandıkta kaybetmeye başladığını gösteriyor. İşte tam da bu yüzden siyaset sandıkla değil, iddianamelerle dizayn edilmeye çalışılıyor.”

“Tüm Kötülüklerin Başı Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemidir”

Bulut, Türkiye’de yaşanan demokratik çöküşün temel nedeninin Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi olduğunu belirterek, bu sistemin kuvvetler ayrılığını tamamen ortadan kaldırdığını söyledi.

Yasamanın yürütmenin himayesine girdiğini, Meclis’in Saray’da hazırlanan yasaları onaylayan bir yapıya dönüştüğünü savunan Bulut, yargı atamalarının da Cumhurbaşkanlığı eliyle yapılmasının bağımsızlığı imkânsız hale getirdiğini ifade etti.

Basının da bu sistem içinde denetim altına alındığını belirten Bulut, birçok medya kuruluşunun paravan şirketler üzerinden alındığını ve fiilen Saray tarafından yönetildiğini söyledi.

Yeni Dönem: Parti Programı, Gölge Kabine ve İktidar Hazırlığı

CHP’nin kurultay sonrası yeni bir döneme girdiğini söyleyen Bulut, 14 aylık bir çalışmanın ardından Parti Programı’nın kabul edildiğini açıkladı. Bu programın CHP’nin ülkeyi nasıl yöneteceğini gösteren bir yol haritası olduğunu ifade etti.

Gölge Kabine’nin güçlendirildiğini ve daha görünür hale geleceğini belirten Bulut, CHP’nin artık sadece eleştiren değil, nasıl yöneteceğini anlatan bir siyasi çizgide ilerlediğini vurguladı.

Komisyon Eleştirisi: “Terörsüz Türkiye Talebi Var, Ama Güven Yok”

Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na da değinen Bulut, toplumun büyük çoğunluğunun terörsüz bir Türkiye istediğini ancak mevcut yapıya güven duymadığını söyledi.

Komisyona girerken CHP’nin itiraz ettiği başlıkların kabul edildiğini hatırlatan Bulut, buna rağmen bugüne kadar somut hiçbir adım atılmadığını vurguladı. Görüşmelerin şeffaf yürütülmemesini ve tutanakların açıklanmamasını eleştirdi.

DEM Parti’nin “Ekmek ve Barış” Yürüyüşü Adana’da: Halkçı Bütçe Talebi İnönü Parkı’ndan Yükseldi
DEM Parti’nin “Ekmek ve Barış” Yürüyüşü Adana’da: Halkçı Bütçe Talebi İnönü Parkı’ndan Yükseldi
İçeriği Görüntüle

Asgari Ücret: “Türkiye’de Asgari Ücret, Açlık Ücretine Dönüştü”

Asgari ücretin Türkiye’de neredeyse herkesin aldığı maaş haline geldiğini belirten Bulut, mevcut ücretin işçi açısından açlık sınırı seviyesinde olduğunu söyledi.

Asgari ücretin iki katına çıksa bile yetmeyeceğini dile getiren Bulut, çözümün devletin vergilerden vazgeçmesi ve doğrudan kaynak aktarması olduğunu ifade etti.

“Yıllardır belli bir zümreye aktarılan kaynaklar, işçilere ve emeklilere aktarılmadı. Bari bu dönemde aktarılsın.”

“Bu Mücadele Umudu Büyütme Mücadelesidir”

Konuşmasının sonunda CHP’nin mücadelesinin sadece bir muhalefet değil, umut inşa etme mücadelesi olduğunu vurgulayan Bulut, partinin iktidara hazır olduğunu ve bunu somut programlarla halka anlatacaklarını söyledi.

Whatsapp Image 2025 12 14 At 11.39.10

Muhabir: Güven BOĞA