- “Bu Cumhuriyetin Eksik Kalan İki Sütunu: Kürtler ve Aleviler Eşit Yurttaşlık İstiyor”
- Bu ülkenin demokratik geleceği, Kürtlerin ve Alevilerin eşit yurttaşlık hakkını tanımaktan geçiyor.
- Barışın kapısı yalnız Kürtler için değil, Aleviler ve yok sayılan tüm halklar için sonuna kadar açılmalıdır.
- Cemevlerimiz ibadethane sayılmalı, kutsal mekânlarına kayyum atama mantığı terkedilmelidir.
- Barış cesaret ister. O cesareti hep birlikte göstererek, coğrafyamıza barışı getirmeliyiz.
DEM Parti İstanbul Milletvekili ve Garip Dede Dergâhı Yönetim Kurulu Başkanı Celal Fırat, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada hem bütçe tartışmalarına hem de Türkiye’nin demokratik geleceğine ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Fırat, Cumhuriyetin eksik bırakılmış iki temel sütunu olan Kürtler ve Alevilerin eşit yurttaşlık haklarının tanınmasının ülkenin barış ve demokrasi yolculuğunda hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.
Fırat konuşmasına, “Bugün sadece rakamlardan oluşan bütçeyi değil, bu ülkenin ruhunu konuşuyoruz. Empati yapalım, saygıyı ve sevgiyi yüreğimizden eksik etmeyelim” sözleriyle başladı. Doğru bir cumhuriyet tanımı yapıldığında “hayırlı bir bütçenin” ortaya çıkacağını söyleyen Fırat, 1 Ekim 2024’te başlayan barış sürecinin “tarihi bir fırsat” olduğunun altını çizdi.
“Cumhuriyetin eksik iki sütunu var: Kürtler ve Aleviler”
Kürtlerin ve Alevilerin yüzyıllardır hukuk dışında tutulduğunu belirten Fırat, “Biri kimliğiyle, diğeri inancıyla eşit yurttaş olamadı” dedi. Kürt meselesinin yıllarca terör sorunu olarak tanımlandığını oysa meselenin esasen “hukuk, inkâr ve tanımama” olduğunu belirtti. Aynı şekilde Alevilerin de güvenlik sorunu olarak görüldüğünü ifade eden Fırat, her iki topluluğun da hukuk dışında bırakılması nedeniyle büyük acılar yaşadığını söyledi.
Kürt meselesinde cesaret gösterildiğini ve barış kapısının aralandığını belirterek, “Bu kapı genişlesin, aynı cesaret Aleviler için de gösterilsin. Kimse dışarıda bırakılmasın” çağrısında bulundu. Alevilerin Cumhuriyetin “kıyısından, köşesinden değil, merkezinde olmak istediğini” dile getirdi.
“Aleviler eşit yurttaş olarak görülmedi”
Aleviliğin bu toprakların kadim inancı ve adaletin yolu olduğunu vurgulayan Fırat, tarih boyunca yaşanan katliamları ve sürgünleri hatırlattı. Bugün daha örtük yöntemlerle eşitsizliğin sürdüğünü ifade eden Fırat, temel hak ihlallerini şöyle sıraladı:
-
Cemevlerinin hâlâ ibadethane sayılmaması,
-
Zorunlu din derslerinin devam etmesi,
-
AİHM kararlarının uygulanmaması,
-
Kutsal mekânlara müdahaleler.
Tokat Almus’taki Hubyar Sultan Tekkesi’ne yönelik girişimleri örnek veren Fırat, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün mahkeme kararlarına rağmen tekkeye el koymaya çalıştığını belirterek, “Bunun adı inanca kayyum atamaktır” dedi. Kayyum uygulamalarının belediyelerden üniversitelere, televizyonlardan tekkeler kadar uzandığını ifade ederek, “Bu kayyum zihniyetinden vazgeçin. Hacı Bektaş Veli Dergâhı da dahil tüm dergâhlar asli sahiplerine iade edilmelidir” çağrısını yaptı.
“Alevilik folklor değildir”
Alevi Bektaşi Kültür Cemevi Daire Başkanlığı’nın Alevileri “iyileştirme adımı” olarak sunulmasını eleştiren Fırat, Aleviliğin bir kültür değil, yaşayan bir inanç olduğunu vurguladı. “Alevilik folklor değildir, turizm malzemesi hiç değildir. Sazıyla, semahıyla, erkanıyla yaşayan bir yoldur” dedi. Kerbela’dan Dersim’e, Maraş’tan Sivas’a uzanan tarihsel acıları hatırlatarak Alevi taleplerini şöyle sıraladı:
-
Eşit yurttaşlık,
-
Cemevlerinin ibadethane statüsü,
-
Zorunlu din derslerinin kaldırılması,
-
Ayrımcılığın sona ermesi.
Fırat, “Bırakın Aleviliği tarif etmeyi. Aleviler ne talep ediyorsa o talepleri yerine getirin, yasal güvenceye alın” ifadelerini kullandı.
“Barış kimliklere ve inançlara eşitlikle gelir”
Türkiye’nin toplumsal barışı güçlendirme fırsatını yakaladığını söyleyen Fırat, Alevileri uzaklaştırmak yerine olduğu gibi kabul etmenin önemine dikkat çekti. “Barış inkârla olmaz, asimilasyonla olmaz. Barış, kimliklere ve inançlara eşitlik ve saygıyla olur” dedi.
Meclisin geniş bir mutabakatla Alevilerin sorunlarını çözme iradesi göstermesi gerektiğini ifade eden Fırat, bunun yalnızca Alevilerin değil, Cumhuriyetin meselesi olduğunu vurguladı:
“Demokratik bir cumhuriyet istiyorsak, Cumhuriyetin hukukunu güçlendirmek istiyorsak eşit yurttaşlığı hayata geçirmek zorundayız.”
Alevilerin bu ülkenin yükü değil hafızası olduğunu belirten Fırat, “Bu ülke Kürtüyle, Alevisiyle, Türküyle, Sünnisiyle, Süryanisiyle, Ermenisiyle hepimizindir. Cesaret gösterelim. Tarihe not düşelim” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Celal Fırat, konuşmasını “Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Aşk ile” diyerek noktaladı.





