Eğitim Sen, TÖS öncülüğünde 15-18 Aralık 1969 tarihlerinde gerçekleştirilen ve Türkiye eğitim tarihine damga vuran Büyük Öğretmen Boykotu’nun 56. yılında, eşit, demokratik ve kamusal eğitim mücadelesini sürdürme kararlılığını yineledi.
Eğitim Sen tarafından yapılan açıklamada, Büyük Öğretmen Boykotu’nun yalnızca tarihsel bir anma olmadığı vurgulanarak, bu büyük direnişin eğitim ve bilim emekçilerinin bugün de yolunu aydınlatan bir mücadele mirası olduğu ifade edildi.
Açıklamada, “56 yıl önce öğretmenler, eşit, demokratik ve kamusal bir eğitim için omuz omuza verdiler. Bugün de aynı kararlılıkla bu mirası geleceğe taşıyoruz” denildi.
Türkiye’nin ilk kitlesel kamu grevi
Büyük Öğretmen Boykotu’nun, 1965-1971 yılları arasında ilk sendikal deneyimlerini yaşayan kamu emekçileri açısından tarihsel bir dönüm noktası olduğu hatırlatılan açıklamada, grevin kamu emekçilerinin grev hakkının yasak olduğu bir dönemde gerçekleştirildiğine dikkat çekildi. Her ne kadar “boykot” adı kullanılsa da, bu eylemin Türkiye tarihindeki ilk kitlesel kamu grevi olduğu vurgulandı.
Boykot kararının, 10 Aralık 1969’da Fakir Baykurt başkanlığında toplanan TÖS yönetim organlarında alındığı, daha sonra İLKSEN ile ortaklaştırılarak ülke genelinde örgütlendiği hatırlatıldı.
1969’dan bugüne değişmeyen sorunlar
Eğitim Sen açıklamasında, TÖS Genel Merkezi’nin 10 Aralık 1969 tarihli “Bütün Öğretmenler Boykota!” bildirisinde yer alan tespitlerin, bugün yaşanan eğitim sorunlarıyla büyük benzerlik taşıdığına dikkat çekildi. Bildiride yer alan, eğitimde eşitsizlik, piyasalaşma, yabancı etkiler ve kamusal eğitimin niteliğinin düşürülmesine yönelik eleştirilerin güncelliğini koruduğu ifade edildi.
109 bin öğretmen boykotta yer aldı
1969 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı yaklaşık 120 bin öğretmenin görev yaptığı, bunların 109 bininin boykota katıldığı belirtilen açıklamada, TÖS üyesi olmayan yaklaşık 30 bin öğretmenin de eyleme katılmasının, boykotun kitlesel gücünü gösterdiği vurgulandı.
Büyük Öğretmen Boykotu’nun, öğretmenlerin ve kamu emekçilerinin kendilerini birer “emekçi” olarak görmelerinde ve devleti “işveren” olarak tanımlayan yeni bir bakış açısının gelişmesinde belirleyici olduğu kaydedildi.
Grevli ve toplu sözleşmeli sendika hakkı hâlâ güncel
Açıklamada, boykotun grevli ve toplu sözleşmeli sendika hakkı talebinin yükselmesinde önemli bir eşik olduğu ifade edilerek, eğitim emekçilerinin işçi sınıfı mücadelesinin daha etkin bir öznesi haline gelmesinde tarihsel bir rol oynadığı belirtildi.
Bugün kamu emekçilerinin baskı, güvencesizlik ve hak gasplarıyla karşı karşıya olduğuna dikkat çekilen açıklamada, grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı talebinin hâlâ yakıcı ve meşru olduğu vurgulandı.
Eğitim Sen, “56 yıl önce Büyük Öğretmen Boykotu ile yakılan mücadele ateşi bugün de sönmeden yanıyor; örgütlü mücadelenin, eşitlik ve adalet arayışının yolunu aydınlatmaya devam ediyor” ifadeleriyle açıklamasını sonlandırdı.




