"İnsan hakları savunucuları olarak, ölümler ve kalıcı sakatlıklar oluşmadan, mahpusların başka hapishaneye sevk taleplerinin kabul edilmesi için yetkilileri acilen harekete geçmeye çağırıyoruz."
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu tarafondan yapılan açıklamada şunlar ifade edildi:
‘F’ den sonra ‘S’, ‘Y’ ve ‘Yüksek Güvenlikli’ adları ile açılan ve bir işkence yöntemi olarak kabul edilen tecrit uygulamasını mekânsal olarak da derinleştiren kuyu tipi hapishanelerin, mahpusların sağlığı başta olmak üzere temel haklarına yönelik ağır bir tehdit oluşturduğu sık sık kamuoyuna da yansımaktadır. Halihazırda, maruz kaldıkları ağır sorunları başka yöntemlerle çözme çabaları bugüne kadar yeterli ilgiyi göremediği için, başka bir hapishaneye sevk talebiyle mahpusların başlattığı açlık grevi üç yüz güne yaklaştı. Kamuoyunun ve yetkililerin duyarsızlığı nedeniyle, bugün ölüm sınırında yaşama tutunmaya çalışan mahpusların başka hapishaneye sevk talebi kabul edilmeli ve başlı başına hak ihlali olan tecrit sistemi sonlandırılarak kuyu tipi hapishaneler kapatılmalıdır.
Halen kullanılmakta olan tecrit esaslı 13 ‘F Tipi’ hapishane ardından, Adalet Bakanlığı verilerine göre mahpuslar tarafından ‘kuyu tipi’ olarak ifade edilen 22 ‘Yüksek Güvenlikli ‘Hapishane, 13 ‘Y Tipi’ hapishane, 7 ‘S Tipi’ hapishane açıldı. ‘Bu hapishanelerde gökyüzü ve temiz hava bile yasak’ diyen mahpusların anlatımlarına göre; Mekânsal yapısının da ağır tecrit esasına uygun olarak tasarlandığı bu hapishanelerin büyük kısmı uzaktan kumanda ile açılan tek kişilik, az bir kısmı da üç kişilik “modül” denilen hücrelerden oluşuyor. Mahpusların günlük sadece bir buçuk saat havalandırma hakkı var ve havalandırma alanları hücrelerle bağlantılı değil, ayrıca bir kuyuya benziyor. Gök yüzü kuyunun dibinden göründüğü gibi dar bir alana hapsedilmiş durumda ve havalandırmanın üzeri tel kafeslerle kapalı. Havalandırmayla bağlantısı olmayan hücrelerde ise tek bir pencere var ve pencere sık örgülü tel kafeslerle kelimenin tam anlamıyla kapatılmış durumda.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan ve hükmü kesinleşen mahpuslar için açıldığı söylenmekle beraber, henüz tutuklanmış ve yargılaması devam eden mahpusların da konulduğu bu hapishanelerdeki ağır tecrit esaslı infaz uygulamalarını ve ağır sonuçlarını yine mahpus anlatımlarından biliyoruz. Her türlü sosyal iletişimin kısıtlandığı, mahpusların insan sesine dahi hasret bırakıldığı, dış dünya ile bağlarının koparıldığı, yalnızlaştırıldığı, yaşamın anlamsızlaştırıldığı, mahpusların yaşamını sürdürmesi ve varlığını koruması için ne fiziki ne psikolojik hiçbir imkanın tanınmadığı bu hapishanelerde, mahpusların güvenliğine yönelik sorunlar bir yana, mahpuslar ölmekle yaşamak arasındaki farkın anlamsızlaştığı ince bir hatta yaşamaya mecbur bırakılmaktadırlar.
Mahpusların sık sık tepkilerini dile getirdikleri bu ‘kuyu tipi’ hapishanelerde tutulan Grup Yorum emekçisi Ali Aracı, Ayberk Demirdöğen, Fikret Akar, Ümit Çobanoğlu, Gürkan Türkoğlu, Tahsin Sağıltıcı başka hapishaneye sevk talebi ile halen açlık grevindeler. Açlık grevinin 213. gününde Antalya Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurrumu’ndan Bolu F Tipi Hapishanesi’ne sevk edilen, ancak Antalya’da aynı amaçla açlık grevinde bulunan arkadaşlarının da ‘kuyu tipi” hapishaneden başka bir hapishaneye sevki için devam ettirdiği açlık grevini ölüm orucuna dönüştüren Serkan Onur Yılmaz’ın eylemi ise 290 günü aştı.
İnsan hakları savunucuları olarak, ölümler ve kalıcı sakatlıklar oluşmadan, mahpusların başka hapishaneye sevk taleplerinin kabul edilmesi için yetkilileri acilen harekete geçmeye çağırıyoruz.
Tecrit öldürür dayanışma yaşatır!
Tecrit işkencesine son verilsin!
Kuyu tipi hapishaneler kapatılsın!
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ İSTANBUL ŞUBESİ HAPİSHANE KOMİSYONU