Emek Partisi (EMEP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) il örgütlerinin ortak düzenlediği "Barış ve Demokrasi Mücadelesi" panelleri Mersin ve Adana’da birer gün arayla gerçekleştirildi.

Whatsapp Image 2025 10 13 At 07.02.10 (3)

Mersin’deki etkinlik, EMEP, CHP ve DEM Parti Mersin İl örgütlerinin ortaklaşa düzenlemesiyle "10 Ekim'den Bugüne Demokrasi ve Barış Mücadelesi" başlığı altında yoğun ilgi gördü. Panele CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, TJA aktivisti Sabahat Tuncel ve EMEP Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel konuşmacı olarak katıldı. Mersin’deki panele 650 kişi katılım gösterdi.

Adana’da ise panel, 12 Ekim Pazar günü Selman-ı Pak Kültür Merkezi’nde “Bölge ve Türkiye’deki Gelişmeler; Barış ve Demokrasi Mücadelesi” başlığıyla yapıldı. Bu etkinlik CHP, DEM Parti, EMEP, EHP, Halkevleri, SOL Parti, SMF, TİP ve TÖP Adana İl Örgütleri ile Temsilcilikleri tarafından ortaklaşa düzenlendi. Adana panelinde konuşmacı olarak HDP eski Milletvekili Sebahat Tuncel ile EMEP Genel Başkan Yardımcısı A. Levent Tüzel yer aldı. Salonda ağırlıklı olarak DEM Parti ve Emek Partisi üyeleri bir katılım gösterdi.

Her iki kentteki etkinlik de 10 Ekim Ankara Gar Katliamı'nın yıl dönümü dolayısıyla düzenlendi ve katliamda yaşamını yitirenler anıldı. Mersin’deki panel, "10 Yıl Önce 10 Ekim" adlı sinevizyon gösterimiyle başladı. Panelin moderatörlüğünü Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işine son verilen akademisyen Esra Ergüzeloğlu yaptı.

Whatsapp Image 2025 10 13 At 07.02.25

Yerlikaya: Düğün Konvoyunda Yol Kapatanlara Uyarı
Yerlikaya: Düğün Konvoyunda Yol Kapatanlara Uyarı
İçeriği Görüntüle

Barış ve Demokrasi Mücadelesinin Önemi Vurgulandı

Mersin’deki panelin açılış konuşmasını yapan EMEP Mersin İl Başkanı Sedat Başkavak, 10 Ekim Katliamı’nın üzerinden 10 yıl geçtiğini, yaşamını yitirenlere verilen barış ve demokrasi sözlerine sahip çıkmanın mücadelenin büyütülmesinden geçtiğini ifade etti. Başkavak, 7 Haziran 2015 seçimlerini yok sayan AKP iktidarının şiddet ve katliamlar yoluyla yeniden iktidar olduğunu hatırlattı.

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, 10 Ekim’i sadece bir anma günü olarak değil, geçmişten bugüne barış ve demokrasi mücadelesini tartışma günü olarak ele almak istediklerini söyledi. Tüzel, barış, demokrasi ve emek mücadelesinin iç içe olduğunu belirterek, saray iktidarına karşı bir mücadele cephesi, bir direniş cephesi örmek gerektiğini vurguladı.

Tüzel, Adana ve Mersin’deki konuşmalarında, gerçek barışın sadece silahların susması değil, demokrasinin, özgürlüklerin ve halkların eşitliğinin güvence altına alınması olduğunu ifade etti. Tüzel, 10 Ekim 2015 Katliamı’nın görüntüde bir IŞİD saldırısı olsa da, açıkça bir devlet şiddeti olduğunu ve Erdoğan’ın iktidar hesaplarının bir sonucu olarak önünün açıldığını savundu. Ayrıca işçi grevlerinin yasaklanması gibi olayları hatırlatarak, iktidarın baskı ve şiddetten beslendiğini belirtti.

Whatsapp Image 2025 10 13 At 07.02.10 (2)

Sebahat Tuncel: "Barışı Halklar İnşa Edecek"

Özgür Kadın Hareketi (TJA) üyesi Sebahat Tuncel, barış tartışmasının asgari bir zorunluluk olduğunu ve toplumun barışa ihtiyacı olduğunu dile getirdi. Tuncel, zor bir süreç olduğunu belirtmekle birlikte, barışı devlete veya Bahçeli'nin tekeline bırakamayacaklarını ve barışı halkların inşa edeceğini vurguladı.

Devlete güvenin sınırlı olduğunu, ancak savaşın bitmesini istedikleri için iktidarda AKP olduğu için onunla görüşüldüğünü (fakat politikalarının desteklenmediğini) açıkladı. Tuncel, "Biz kendimize güveniyoruz" diyerek, toplumun değişim istediğini ve kaynakların savaşa gitmesi nedeniyle eşitsizliğin had safhada olduğunu ekledi.

Tuncel, sağlam bir barış için yüzleşme gerektiğini, Sivas, Gazi, Roboski, 10 Ekim gibi katliamların aydınlatılmadığını ve bir yüzleşmenin gerçekleşmediğini belirtti. Barış sürecinin ilerlemesi için hukuki düzenlemeler yapılması, demokratik siyaset alanının güvence altına alınması ve Abdullah Öcalan’ın dinlenmesi gerektiğini vurguladı. Tuncel ayrıca, çözümün tekçi, otoriter, Türk-Sünni-erkek devlet anlayışında değil, Kürtleri kapsayan demokratik cumhuriyet önerisinde olduğunu dile getirdi.

Whatsapp Image 2025 10 13 At 07.02.10 (1)

CHP’den Kürt Sorununun Meclis’te Çözümü Vurgusu

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, 10 Ekim’de yaşamını yitirenleri andıktan sonra, CHP olarak Kürt sorununun Meclis çatısı altında çözülmesini istediklerini belirtti.

Günaydın, iktidarın samimi olması durumunda yapması gereken ilk şeyin, kayyım düzenlemesini yasalardan kaldırmak olduğunu söyledi. Cumhur İttifakı'nın 12 siyasi partinin itirazına rağmen kayyım düzenlemesini uyguladığını hatırlattı. Ayrıca, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın tahliyesi için yasal düzenlemeye gerek olmadığını, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uyulmasının yeterli olduğunu vurguladı.

Günaydın, CHP'ye yönelik saldırıların daha önce HDP'ye yapılan saldırılarla benzerlik taşıdığını ve buna karşı demokratik muhalefeti birlikte örgütlemek gerektiğini ifade etti. Günaydın, meselenin Erdoğan veya Bahçeli olmadığını, sorunun tek adam sistemi olduğunu söyledi. Kendi partilerinin (CHP) geçmişteki hatalarını (dokunulmazlıklara onay vermek ve Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı) kabul ettiklerini ancak bugün yeni bir mücadele içinde olduklarını da sözlerine ekledi.

Birleşik Mücadele ve Soru-Cevap Bölümü

Mersin’deki panelde üç konuşmacının sunumlarının ardından soru-cevap kısmına geçildi ve bu bölümde salonda hararetli ve interaktif bir ortam yaşandı. Katılımcılardan Tuncel'in "Sayın Öcalan" söylemine tepki, "CHP'ye güvenebilir miyiz?" ve "Sorunu yaratanlarla çözüm mümkün mü?" gibi eleştirel sorular geldi. Bir izleyici ise, kayyım atamaları, Demirtaş ve Kavala tutukluluğu gibi olaylarda daha önce toplumsal muhalefet yaratmanın gerekliliğini sordu.

Levent Tüzel, bu hararetli atmosfere atıfta bulunarak siyasi iktidarın yıllardır boca ettiği propagandanın etkileri, alerjiler ve önyargılar olduğunu, bu yüzden birbirini anlamak ve dinlemek gerektiğini söyledi. Tüzel, Kürt halkının ulusal haklarının tanınması gerektiğini, sadece silahların bırakılmasının yeterli olmadığını belirtti.

Hem Mersin’de hem de Adana’da konuşmacılar, birleşik mücadelenin önemini ve barışın sadece siyasetçiler eliyle değil, halkların doğrudan katılımıyla kazanılacağını vurguladı. Tüzel, yerellerde, mahallelerde, işyerlerinde ve okullarda sorunlar karşısında birleşilmesi gerektiğini, ancak kitlesel ve birleşik bir mücadelenin iktidarı durdurabileceğini söyledi. Tuncel de konuşmasını birleşik mücadele çağrısıyla tamamlayarak, bunun sadece Kürtler için değil, tüm emekçiler, kadınlar ve gençler için gerekli olduğunu dile getirdi.

Muhabir: Güven BOĞA