İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi’nde, Çocuk Hakları Komisyonu adına konuşan Beritan Kölen, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü vesilesiyle kapsamlı bir basın açıklaması yaptı. Kölen, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin kabul edilişinin 36. yılına girerken çocukların dünyanın pek çok yerinde ve Türkiye’de ağır hak ihlallerine maruz kaldığını vurguladı.

Çocukların Yaşam Hakkı, Güvenliği ve Geleceği İçin Acil Sorumluluk Çağrısı!

Kölen konuşmasına şu şekilde devam etti:

Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin kabul edilişinin 36. yılında, dünyada ve yaşadığımız coğrafyada çocuklar ağır hak ihlallerine, eşitsizliklere ve sistemin yarattığı yapısal sorunlara maruz kalmaya devam ediyor.

2025 yılı itibarıyla çocuklar; savaş, derin yoksulluk, ekonomik ve siyasal krizler, iklim krizi gibi küresel düzeyde yaşanan sorunların olumsuz sonuçlarına maruz kalmıştır. Yaşadığımız coğrafya da dünyada olup bitenden muaf olmadığı gibi kendi iç dinamikleri nedeniyle 2025 yılı, hak ihlallerinin derinleştiği, kronik sorunların arttığı, yaşamını kaybeden çocukların rakamlara indirgendiği ve çocukların birçok durumda yok sayıldığı bir yıl olarak yaşanmaktadır.

Oysa insan hakları, her bireyin onurlu ve saygın bir şekilde yaşamasını öngörür. BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde vurgulandığı üzere çocuk, hakları ve özgürlükleri olan bir bireydir. Yalnızca korunma hakkına değil; kendini gerçekleştirme, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü ile tüm bunları güçlendiren katılım hakkına sahiptir. Bu hak ve özgürlüklere saygı duymak ve onları kabul etmek sözleşmenin temel anlayışıdır.

Bugün ise çocukluğun yok edildiği, çocukların yaşamlarının çeşitli biçimlerde saldırı altına alındığı bir dönemle karşı karşıyayız. Çocuklar; derin yoksulluk, siyasal rejimin sorunları, sermaye ve üretim ilişkilerinin yarattığı eşitsizlikler, cezasızlık, şiddet, baskı, çocuk işçiliği, eğitim ve sağlık hakkı başta olmak üzere temel haklara erişimde kısıtlılık, okulda ve sokakta akran şiddeti, işyerlerinde çalıştırılırken ve yurtlarda yaşamını yitiren kız çocuklarıyla birlikte en önemlisi de yok sayılmayla karşı karşıyadır.

Bu nedenle bugün; devlete, karar alıcılara, yerel yönetimlere, akademiye, STK’lara, uluslararası kuruluşlara ve yetişkinlere, yani toplumun tüm kesimlerine sorumluluklarını bir kez daha acil ve güçlü bir şekilde hatırlatmak zorundayız.

Türkiye’de yaklaşık 23 milyon çocuk yaşamaktadır ve pek çok alanda derinleşen yapısal sorunların yarattığı ihlaller öncelikli olarak çocukların yaşam hakkını doğrudan etkilemektedir.

-FİSA Çocuk Hakları Merkezi’nin 2025 yaşam hakkı raporu verilerine göre, son on ayda en az 700 çocuk önlenebilir nedenlerden dolayı yaşamını kaybetmiştir. Devletin temel yükümlülüğü, öncelikle çocukları yaşatmaktır.

-Bu coğrafyada yaşayan ezilen ve yok sayılan halklar anadilinde eğitim hakkından yoksundur. Çocukların kendi kültürel özellikleriyle gelişmeye devam etmesi temel bir haktır. Anadilinde eğitim hakkının tanınması hem hukuki bir zorunluluk hem de demokratik eşit yurttaşlığın koşuludur.

-Çocuk işçiliği; sistemin yarattığı yapısal yoksulluk, gelir eşitsizliği, denetim mekanizmalarının zayıflığı ve siyasi tercihler nedeniyle her yıl artmaktadır. Çocukların çalışması ve çalıştırılması yasaktır! Son on yılda yüzlerce çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir. Bunların hiçbiri “kaza” değil, cinayettir.

-Bir eğitim modeli olarak karşımıza çıkan MESEM’ler tamamen “çocuk emeğinin sömürüsü ve çocuk işçiliğinin üzerini örten bir düzenleme” niteliğindedir. Devletin sermaye ile işbirliği içinde ucuz işgücü yaratmasına olanak sağlayan bir yapı hâline gelmiştir. 505 bin çocuk bu sistemin içindedir. Bu yıl MESEM’lerde yaşamını kaybeden çocuk sayısı en az 71’dir. Bu kabul edilebilir değildir; koşullar acilen değiştirilmelidir ve çocuklar korunmalıdır.

-Ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yarattığı hak ihlalleri devam etmekte olup kız çocuklarının bu ihlallerden daha fazla etkilendiği görülmektedir. 6–17 yaş arasında eğitim dışında kalan 611 bin çocuğun %44,3’ü kız çocuğudur. Kız çocuklarının kardeş bakımı, ev içi iş yükü ve bakım emeği ölçülememekte; okula erişimleri zorlaşmakta, çocuk doğumları, çocuklara yönelik cinsel istismar ve reşit olmayanla cinsel ilişki kapsamındaki davalar artmaktadır.

-Çocuğa yönelik ihmalin, istismarın ve şiddetin boyutları hepimizi dehşete düşürecek şekilde artmaktadır. Bunun birçok nedeni vardır; ancak temel nedenlerden biri devletin ve toplumun çocuk algısı ile cezasızlık pratiğidir. Bu nedenle cezasızlık uygulamalarına acilen son verilmelidir. Cezasızlık bir hak ihlalidir.

-Ülkede sayısı artan deprem, sel ve büyük yangınların sonuçlarından en çok çocuklar etkilenmektedir. Sevdiklerini ve geçmişlerini kaybeden, yerinden edilen çocuklar yeniden yaşamla bağ kurmakta zorlanmakta; uyuşturucuya, istismara, güvensiz ortamlara daha açık hale gelmekte; eğitim, sağlık, barınma ve beslenme gibi temel haklara erişememekte; ayrıca sistematik ve güçlendirici bir psiko-sosyal destekten mahrum kalmaktadır. Oysa devlet, kriz durumlarında öncelikli olarak çocukları korumak ve güçlendirmekle yükümlüdür.

-Ahmet Mattia Minguzzi davasıyla birlikte daha görünür hâle gelen; çocukların kendini ifade etme biçimi olarak çetelere yönelmek zorunda kalması ve bu yapılar aracılığıyla suça sürüklenmesi, son günlerin en yakıcı sorunlarından biridir. Çocuklar akranları tarafından öldürülerek yaşam hakkı ihlaline uğramıştır. Sistem ne Ahmet’i ne de suçu işleyen çocuğu koruyabilmektedir. Tam tersine, çocuğu dışlayan ve yaşadığı durumun gerçek nedenlerini görmezden gelen bir anlayışla süreç işletilmiştir. Hak savunucuları olarak yıllardır çocuk cezaevlerinin kapatılması, çocuğa özgü bir adalet sisteminin işletilmesi ve çocuklar için onarıcı adaletin tesis edilmesi için mücadele etmekteyiz.

Whatsapp Image 2025 11 20 At 13.36.53

Genel tespitlerin yanında Adana’da da kamu kurumlarından taleplerimize rağmen gizlilik gerekçesiyle bilgi paylaşımı yapılmadığından kısıtlı imkanlarla basın taramalarından elde ettiğimiz çocuk hak ihlalleri örnekleri şu şekildedir:

I. Yaşama, Gelişme ve Hayatta Kalma Hakkının İhlali (ÇHS Md. 6)

Çocuğun en temel hakkı olan yaşam hakkının, ihmal, kaza veya cinayet sonucu elinden alınması durumları bu başlık altında toplanmıştır.

Bireysel Silahlanma Sonucu Ölüm
16 yaşındaki çocuğun kazaen 14 yaşındaki arkadaşının ölümü;

9 yaşındaki K.'nin düğün magandası kurşunuyla ölümü.

(Bu olaylar silaha kolay erişim ve denetim eksikliğini bu bağlamda kamu güvenliği.)

Trafik ve Ulaşım Güvenliği İhmali Sonucu Ölüm

Trafik kazaları; Okul servisinin çarpması sonucu G.A’nın ölümü. (Güvenli yol ve taşıma koşulları eksikliği, çocukların dışarıda güvenle hareket etme hakkı ihlali.)

İhmal ve Güvenliksiz Çevre Koşulları Sonucu Ölüm/Tehlike

Sulama kanallarında boğulma tehlikesi/ölümleri (C. T., H.A., Y.E.Ö, F. N.);

Yangınlar (2 çocuk ölümü). (Güvenlik önlemlerinin yetersizliği, özellikle tarım işçisi çocuklara yönelik riskler.)

Çocuk Cinayetleri (Bıçaklanma);

Ev İçi Şiddet (Silahla vurulma);

Aile İçi Şiddet (E.V.).

( Şiddet kültürü, aile içi şiddetten korunma hakkının ihlali.)

II. Şiddet, İstismar ve İhmalden Korunma Hakkının İhlali (ÇHS Md. 19, 34, 37)

Fiziksel, psikolojik, cinsel şiddet ve ihmal vakaları bu kategoriye girer.

Fiziksel ve Psikolojik Şiddet

Arkadaşının babası tarafından darbedilme;

Gasp girişimi sırasında darbedilme. (Md. 19: Her türlü şiddet ve istismardan korunma.)

Cinsel İstismar

Cinsel istismar suçundan aranan hükümlünün yakalanması. (Md. 34: Cinsel sömürü ve istismardan korunma.)

Gasp ve Saldırı

16 yaşındaki şüphelilerin gasp ve bıçaklama eylemi. (Md. 37: Fiziksel ve ruhsal bütünlüğe yönelik saldırılardan korunma.)

III. Ekonomik Sömürüden ve Tehlikeli İşlerden Korunma Hakkının İhlali (ÇHS Md. 32)

Çocuğun sağlığına, eğitimine ve gelişimine zarar verecek işlerde çalıştırılması. Bu başlık altında kaydedilen ölümlü iş kazaları, durumun vahametini göstermektedir.

Önemli Vaka: Moto kuryelik yapan 17 yaşındaki çocuğun trafik kazasında ölmesi (M:E:Y) özellikle tehlikeli çocuk işçiliği ve güvencesiz sektörlerdeki artan riski sembolize etmektedir.

Tehlikeli Çocuk İşçiliği ve İş Kazası

Tarım işçilerini taşıyan minibüs kazası; Moto kurye çocuğun trafik kazasında ölmesi. (Md. 32 ihlali, denetim eksikliği, ekonomik zorunluluk.)

Zorla Çalıştırma ve Şiddet

14 yaşındaki çocuğun zorla çalıştırılıp darbedilmesi. (Çocuk emeği sömürüsünün fiziksel şiddetle birleşmesi.)

IV. Özel Durumlar: Mülteci/Göçmen Çocukların Hakları (ÇHS Md. 22)

Savaş ve zorunlu göç nedeniyle özel koruma gerektiren çocuklar hem genel hem de özel risklerle karşı karşıyadır.

İhlal Örneği: Gazze'den tedavi için getirilen 5 yaşındaki kanser hastası A.'nın yetersiz beslenme ve hastalık sonucu ölümü hem yaşam hem de sağlık hakkının ağır ihlalidir (Md. 6, 24, 22).

Yabancı uyruklu çocukların (F.N, G.A) trafik ve güvenliksiz çevre koşullarından etkilenmesi, ayrımcılık yasağı (Md. 2) ve özel koruma ihtiyacının altını çizmektedir.

Sonuç ve Öneriler

Adana'da Ocak-Ekim 2025 döneminde tespit edilen çocuk hakları ihlalleri, özellikle yaşam hakkı ihlallerinin ve çocuk işçiliğinin kabul edilemez düzeyde olduğunu ortaya koymaktadır. İhlallerin temelinde bireysel silahlanma, yetersiz trafik/çevre güvenliği önlemleri ve ekonomik sömürü yatmaktadır.

İnsan Hakları Derneği Olarak Önerilerimiz

  1. Yaşam Hakkı Odaklı Acil Önlemler:

Bireysel silahlanmaya karşı etkin denetim ve yaptırımların artırılması.

Sulama kanalları çevresinde ve kent içi yollarda, özellikle okul güzergâhlarında acil güvenlik önlemlerinin alınması.

  1. Çocuk İşçiliği ile Mücadele:

Özellikle tarım, sanayi ve kuryelik gibi tehlikeli sektörlerde çocuk işçi çalıştıran işverenlere yönelik denetimlerin artırılması ve caydırıcı cezalar uygulanması.

Ailelerin ekonomik zorluklarını hafifletecek sosyal yardım mekanizmalarının güçlendirilmesi.

  1. Koruma Mekanizmalarının Güçlendirilmesi:

Aile İçi Şiddet ve Cinsel İstismar vakaları için kamu ve sivil toplum iş birliğiyle çalışan, kolay ulaşılabilir ve hızlı müdahale edebilen koruma merkezlerinin sayısının artırılması.

  1. Mülteci Çocukların Korunması:

Mülteci/Göçmen çocukların sağlık ve güvenlik ihtiyaçlarına yönelik, dil bariyerini aşan, ayrımcılık içermeyen özel hizmetlerin sağlanması.

Çocukların yaşadığı hak ihlallerini ve sonuçlarını hepimiz görüyor ve duyuyoruz; ancak artık bu duruma dur demek, çocuk hakları konusunda samimiyetimizi, sorumluluğumuzu ve çabamızı ortaya koymak zorundayız.

Eğitim Sen: Kız Çocuklarının Hakları, Eşit ve Özgür Bir Geleceğin Temelidir
Eğitim Sen: Kız Çocuklarının Hakları, Eşit ve Özgür Bir Geleceğin Temelidir
İçeriği Görüntüle

Her hak ihlalinin ardında sorumlular bellidir. Bu sorumluları görünür kılmalı, cezasız bırakmamalı ve hak kaybına uğrayan çocukların ve yakınlarının güçlenmesini sağlamalıyız. Devlete sorumluluklarını hatırlatmaya ve bu konuda ısrarcı olmaya devam etmeliyiz.

Çocukların hak ve özgürlüklerini korumalı, onları yaşamın eşit ve özgür bireyleri olarak kabul etmeliyiz. Adil, onurlu ve saygın yaşamaları için güçlü ve etkili bir mücadele yürütmeliyiz. Üstelik barışın konuşulduğu ve talep edildiği bugünlerde çocukların da barışın öznesi olduğunu ve barışçıl ortamlarda yaşamaları gerektiğini unutmamalıyız. Bunun için toplumsal, hukuki ve kültürel yapının köklü bir şekilde dönüşmesi yönünde mücadelemizi sürdürmeliyiz.

Dayanışmayla… İHD Çocuk Hakları Komisyonu

Muhabir: Güven BOĞA