DEM Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Zeki İrmez, ağır hasta mahpus Emre Erdem’e yönelik çelişkili sağlık raporları ve işkence iddiaları üzerine Adalet ve Sağlık Bakanlıklarına soru önergeleri yöneltti; durumu TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na taşıdı.

DEM Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Zeki İrmez, Türkiye cezaevlerinde siyasi mahpuslara yönelik hak ihlalleri, işkence ve kötü muamele uygulamalarının artarak devam ettiğini belirtti. İrmez, bu ihlallerin son örneklerinden birinin Kırşehir Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan ağır hasta mahpus Emre Erdem’e yönelik olduğunu ifade ederek, konuyu Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'na sunduğu yazılı soru önergeleriyle ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na yaptığı resmi başvuruyla gündeme getirdi.

Ağır Hastalıklar ve İşkence İddiaları

Marmara Cezaevi’nden Kırşehir S Tipi Cezaevi’ne, ardından Kırşehir Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sevk edilen Emre Erdem’in, cezaevinde fiziksel şiddete maruz kaldığı ve onur kırıcı muamele gördüğü kamuoyuna yansımıştır. Vekil İrmez, görevli gardiyanların Erdem’e “Guantanamo’ya hoş geldin” ve “İmralı 1 burası 2” gibi ifadeler kullandığını belirtmiştir.

Ağır hasta bir mahpus olan Emre Erdem’in sağlık durumu ciddiyetini korumaktadır:

Adana Eczacı Odası (ADEO)’ndan Seri Ziyaretler
Adana Eczacı Odası (ADEO)’ndan Seri Ziyaretler
İçeriği Görüntüle
  • Bir gözünde tamamen görme kaybı mevcuttur.
  • İleri seviye vertigo ve kemik çürümesi hastalıkları bulunmaktadır.
  • Sağ kalça uyluk kemiğindeki çürümenin son evreye ulaştığı hastane tetkikleriyle belgelenmiştir.

Yüksek Engellilik Raporları Yok Sayıldı

Erdem’in sağlık durumu, geçmişte farklı devlet hastanelerince düzenlenen raporlarla belgelenmiştir:

  • 13 Kasım 2014, Bingöl Devlet Hastanesi: Görme ve kas-iskelet sisteminde ciddi problemler, zihinsel/ruhsal davranış bozukluğu teşhisi konulmuş ve engellilik oranı %71 olarak belirlenmiştir.
  • 26 Temmuz 2017, Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi: Süreğen hastalıklar yeniden değerlendirilmiş ve engellilik oranı %74 olarak tespit edilmiştir.
  • 28 Kasım 2018, Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi: Mevcut hastalıkların devam ettiği belirtilmiş ve engellilik oranı %64 olarak kayda geçmiştir.

Bu üç farklı rapor, Emre Erdem’in kronik ve ilerleyici hastalıklarının, onun yaşamını tek başına sürdüremeyecek düzeyde olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Ancak, Kırşehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 18 Ağustos 2025 tarihli sağlık raporunda, bu bulgulara rağmen, mahpusun hapis cezasının infazının hayatı için tehlike teşkil etmediği, ağır hastalık ve engellilik durumunun saptanmadığı ve yaşamını tek başına sürdürebileceği yönünde değerlendirme yapılmıştır.

Milletvekili İrmez, bu yeni raporun, önceki devlet hastanelerinin tespit ettiği ağır sağlık sorunlarını yok saydığını, bilimsel ölçütlerden uzak ve siyasi ön yargılarla hazırlanmış "açık biçimde skandal niteliği" taşıdığını belirtmiştir.

Tıbbi Kararlarda Siyasi Baskı İddiası

Vekil İrmez, cezaevlerindeki politik uygulamaların, sağlık kurumlarının kararlarını doğrudan etkilediğini, tıbbın bilimsel ilkelerinin ve etik sorumluluklarının siyasal baskılar altında görmezden gelindiğini savunmuştur. Bu durumun, Türkiye’deki anti-demokratik siyasal atmosferin bir yansıması olarak ortaya çıktığını belirtmiştir.

Dilekçelerde, Emre Erdem ve diğer hasta tutsaklara acilen uluslararası hukuk normlarının uygulanması ve siyasi mahpusları normlardan istisna tutma halinin ortadan kaldırılması talep edilmiştir.

Bakanlıklara Yöneltilen Sorular

Mehmet Zeki İrmez, bu açık çelişki ve hak ihlalleri üzerine her iki bakana da ayrı ayrı sorular yöneltmiştir:

Adalet Bakanlığı'na Yönelik Başlıca Sorular:

  • Önceki devlet hastanesi raporları ile Kırşehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi raporu arasındaki çelişki hakkında bir inceleme başlatılıp başlatılmadığı.
  • Emre Erdem’in sağlık durumunu net bir biçimde ortaya koyacak “bağımsız” bir sağlık kuruluşuna götürülüp götürülmeyeceği.
  • Kırşehir Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde görev yapan infaz koruma memurları hakkında, Emre Erdem’e yönelik işkence ve onur kırıcı söylemler nedeniyle idari veya adli bir soruşturma açılıp açılmadığı.
  • Son beş yılda cezaevlerinde yaşanan ölüm, intihar veya “şüpheli ölüm” vakalarının sayısı ve bunların hasta mahpus kategorisindeki dağı yapılıp yapılmadığı.
  • Hekimlerin bağımsız karar alabilmesi için Bakanlığın bir güvence mekanizması bulunup bulunmadığı.
  • Cezaevi mahpusları hakkında düzenlenen sağlık raporlarının bilimsel ve etik ilkelere uygunluğunu denetleyen bir birim veya iç denetim prosedürü olup olmadığı.
  • Hasta mahpuslar hakkında düzenlenen sağlık raporlarının bağımsız veya tarafsız kurul tarafından yeniden değerlendirilmesine yönelik yasal veya idari bir düzenleme planlanıp planlanmadığı.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na Talepler

İrmez, Komisyona yaptığı başvuruda, dile getirilen hak ihlalinin sonlanması adına sorumluluk alınmasını talep etmiştir. Komisyonun kanunlarla belirtilen yetkilerini kullanması, hak ihlaline neden olan sorumlular hakkında adli ve idari soruşturma açılması için girişimde bulunulması ve özellikle Hükümlü ve Tutuklu Haklarını İnceleme Alt Komisyonu’nun Kırşehir Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ni ziyaret ederek incelemelerde bulunması istenmiştir.

Muhabir: Güven BOĞA