Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Mikdat Öztürk, Suriye’nin Humus kentinde Alevi nüfusa yönelik ağır saldırılar üzerine ulusal ve uluslararası kamuoyuna acil çağrıda bulundu. Öztürk, özellikle el-Muhacirin Mahallesi başta olmak üzere Alevilerin yoğun yaşadığı bölgelerde radikal unsurların gerçekleştirdiği saldırıların “insanlığa karşı suç niteliğinde” olduğunu belirtti.
Öztürk’ün açıklamasına göre HTŞ ve ona bağlı gruplar tarafından yapılan saldırılar kısa sürede katliam, işkence, diri diri yakma, yağmalama ve zorla yerinden etme gibi ağır ihlallere dönüştü.
“Bu yaşananlar artık bir soykırım girişimidir”
Bölgeden gelen bilgiler saldırıların vahametini ortaya koyuyor. Buna göre:
-
Üç genç Alevi boğazı kesilerek katledildi,
-
Bir Alevi çift evlerinde diri diri yakılarak öldürüldü,
-
Evlerin kapılarına mezhepçi ifadeler yazılarak aileler hedef gösterildi,
-
Çok sayıda ev yağmalanıp ateşe verildi, halk zorla yerinden edildi.
Öztürk, bu tabloyu “toplu bir yok etme girişimi, açık bir soykırım teşebbüsü” olarak nitelendirdi.
Uluslararası topluma: “Zaman daralıyor, derhal harekete geçin”
Alevi Bektaşi Federasyonu, uluslararası insani yardım kuruluşlarının uyarılarına dikkat çekerek dünyanın dört bir yanındaki hükümetlere, uluslararası kuruluşlara, insan hakları örgütlerine ve demokratik kurumlara acil çağrı yaptı.
Federasyonun talep ettiği acil adımlar şunlar:
-
Saldırıların derhal durdurulması,
-
Sivillerin güvenliği için insani koridorlar açılması,
-
Bağımsız gözlemci heyetlerin bölgeye gönderilmesi,
-
Saldırıların faillerine uluslararası yaptırımlar uygulanması.
Türkiye’ye çağrı: “Sessiz kalmayın, diplomatik kanalları devreye sokun”
Öztürk, açıklamasında AKP iktidarını ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, Suriye’deki El Şara hükümetiyle kurulan diplomatik kanalları acilen harekete geçirmeye davet etti:
“Humus’taki abluka ve katliam karşısında Türkiye’nin sessiz kalmaması hayati önem taşımaktadır. Alevi sivillerin korunması, insani yardımların ulaştırılması ve saldırıların durdurulması için aktif diplomatik girişimlerde bulunulmalıdır.”
Alevi kurumlarına ve topluma çağrı: “Sessiz kalmayın, ses verin”
Alevi Bektaşi Federasyonu, Türkiye’deki tüm Alevi kurumlarını, demokratik kitle örgütlerini ve vicdan sahibi yurttaşları dayanışma göstermeye çağırdı:
-
“Ses verin, paylaşın, duyurun.”
-
Barışçıl protesto ve dayanışma eylemlerini hızla örgütleyin.
Medya kuruluşlarına: “Gerçekleri görünür kılın”
Açıklamada medya kurumlarına da çağrı yapıldı:
“Gerçekleri karartmayın. Humus’ta yaşananlar görünür kılınmadığı sürece katliam büyümeye devam edecektir. Bugün susanlar, yarın yaşanacakların ortağı olacaktır.”
“Humus’taki Alevi toplumu yalnız değildir”
Federasyon, bölgedeki ihlallerin takipçisi olacaklarını vurguladı:
“İnsanlık onuruna, yaşam hakkına, inanç özgürlüğüne ve adalete inanan herkes bu çağrının muhatabıdır. Mazlumun ve mağdurun yanında olmaya devam edeceğiz.”
