"Ceyhan Nehrine, Adana Organize Sanayi Bölgesi yakınından geçerken zehirli atık suların boca edilmesi konusuna değinilmedi."
Türkiye Belediyeler Birliği, Adana Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde su konusunda bir toplantı gerçekleştirdi. 13 Haziran 2025 tarihinde yapılan toplantı bütün gün sürdü. 600 kişilik salon doluydu. İklim krizi ve su konusunda yapılan bir toplantıya Adana’da bu kadar kişinin ilgi duyup gelmesi çok sevindiriciydi. Toplantı ilerledikçe dinleyici kalabalığının kimlerden oluştuğu belli olmaya başladı.
Belediye çalışanları, salonun girişinde bir örnek giyimleriyle dikkat çekenler ve serbest giyimli olan, belediyenin çeşitli müdürlüklerinde görev yapanlarla birlikte önemli sayıda idiler. Bütün mahalle muhtarlarının toplantıya davet edildikleri yapılan konuşmalarda belirtildi. Adana’da bulunan odaların yöneticileri, resmi kurumların temsilcileri de toplantıda hazır bulunuyorlardı. Gerçi, toplantının sonlarına doğru salon yarı yarıya boşalmıştı, ama olsun, böylesi önemli bir konuda bu kadar kalabalık bir dinleyici kitlesi olması Adana için kazanım sayılır.
Bu toplantıda hangi yeni bilgiler edinildi?
Adana’da barajların doluluk oranı son iki-üç yılda yarı yarıya düşmüş, 16 milyar metreküpten 8 milyar metreküpe inmiş. Suyun %74’ü tarımda, %11’i sanayide ve kalan %15’i de evsel ihtiyaçlar için kullanılıyormuş. Türkiye’de 20 yıl önce kişi başına 4 bin metreküp su düşerken, bugün bu miktar 1,2 metreküpe düşmüş. Küresel ısınmadan en çok etkilenen şehir Adana imiş. Çatalan barajının su tutma kapasitesi 2,2 milyar metreküp imiş, şu anda ise 800 milyon metreküp su varmış. ASKİ’ye bağlı Seyhan arıtma tesisi yetersiz kaldığından revize edilip, kapasite artışına gidilecekmiş.
Açılış konuşmalarını yapan Adana ve Mersin Belediye Başkanları en çok, bu su darlığında şehir içme suyu ile bahçe ve tarla sulayan kişilerden şikâyet ettiler, haklı olarak. Fakat, hiçbir alternatif sunmadılar, sadece yapmayın, dediler. Oysa, yıllardır konuyla ilgili yapılan toplantılarda belediye yetkililerine söylemeye çalışıldı, yağmur suyu hasadı için harekete geçin, büyük bir maliyet gerektirmiyor, yurttaşa örnek olacak uygulamaları belediye olarak siz yapmalısınız. Adana’da mevcut belediye binalarının çevresindeki yeşil alanları bile siz musluk suyu ile sularken yurttaşlara “yapmayın” demek yeterli olmuyor. İlk olarak, belediye ana binaları ve çeşitli birim binalarının çatılarından akan yağmur suyunu depolamak ve sulama, araç yıkama gibi işlerde kullanmak iyi bir örnek olacaktır. Yağmur suyu için ayrı kanalizasyon sistemi uygulaması yaygınlaşabilir ve mahallelerde yurttaşın kullanımına açılabilir.
Adana’da bu yaz sıcaklığın 50 dereceye yükselmesi bekleniyor. Kentsel ısı adası etkisini azaltmak ve suyun toprakla buluşmasını sağlamak için parke yol yapma önerisi belediyeler tarafından kabul görmüyor. Aksine, asfalt dökmek için birbirleriyle yarışıyorlar. Sonra da, Adana’nın iklim krizinden en çok etkilenen kent olduğunu söylüyorlar.
En çok suyun kullanıldığı tarım alanında vahşi sulamadan, kapalı sulama sistemlerine geçmek gerektiği toplantıda sık sık dillendirildi. Bunun için merkezi hükümetin bütçeden gerekli kaynağı ayırması mesajları verildi. Fakirden alıp, zengine verme işiyle, muhaliflerini çeşitli biçimlerde susturma çabasıyla fazlasıyla meşgul olan hükümetin bu mesajları duyacağına kimse ihtimal vermiyor.
Toplantıyı düzenleyen ve açış konuşması yapan en yetkili kişi şöyle söyledi: “Yakın gelecekte dünyanın en önemli emtiası su olacaktır.” Emtia, mal kelimesinin çoğul halidir. Su; herhangi bir ihtiyaç değil, bütün canlılar için vazgeçilmez bir “hak”tır. Su için “mal” diyen bir anlayış ile “başka bir su yönetimi” nasıl mümkün olabilir?
Adana Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürünün konuşması ilgi çekiciydi. Parkları nasıl sulayıp, bitki ve ağaçların bakımını nasıl yaptıklarını anlattı. Kendisine, bu konuşmayı okullarda yapması gerektiğini söylemek gerekir. Adana’da kişi başına düşen yeşil alan miktarının standartların yarısı kadar bile olmadığından hiç söz etmedi. Zaten sayılı olan en önemli parklarımızın “festival” adı altında on binlerce insanın aynı anda bulunduğu tahrip edici etkinliklere açılmasını dert etmediği de, konuşmasında yer vermediğinden belli oluyordu.
Tufanbeyli ve Feke ilçelerinde atık su arıtma tesisi bulunmuyor. Bu ilçelerin atık suyu doğrudan Çatalan barajına geliyor. Bu konu toplantıda gündeme bile gelmedi. Ceyhan Nehrine, Adana Organize Sanayi Bölgesi yakınından geçerken zehirli atık suların boca edilmesi konusuna da değinilmedi.
Toplantı boyunca 12 bilim insanı konuştu. İkisi dışında, kimse sunumunun sonunda “sorusu olan var mı?” diye sormadı. Toplantıda katılımcılık konusu sınıfta kalmıştı.
Yaşar Gökoğlu