“2025’in Kazananı Yok, Kaybedeni Milyonlar Oldu”
2025 yılının ekonomik kriz, baskı, şiddet ve gerileyen demokrasi kültürüyle anılacağını ifade eden Ağbaba, “Bu yılın kazananı yoktur; kaybedeni ise emekçiler, gençler, öğrenciler, eğitimciler, sağlık çalışanları ve geçim mücadelesi veren milyonlarca yurttaşımız olmuştur” değerlendirmesinde bulundu.
Ağbaba, milyonlarca insanın açlık sınırının altında bir gelirle yaşamaya mahkûm edildiğini belirterek, “Asgari ücret açıklandığı gün açlık sınırının gerisinde kalmış, emekli aylıkları temel ihtiyaçları dahi karşılayamaz hale gelmiştir. Dünyanın en yüksek enflasyon oranlarından biri yaşanırken, vatandaşın hissettiği gerçek hayat pahalılığı bunun çok daha üzerindedir. Pazarda, mutfakta ve faturalarda yaşanan yangın her haneye ulaşmıştır” dedi.
“Seçilmiş Belediyeler Yargı Eliyle Baskı Altında”
Türkiye’de yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda ciddi bir demokrasi ve hukuk krizi yaşandığını savunan Ağbaba, halkın oylarıyla seçilmiş belediyelerin hedef alındığını söyledi.
Ağbaba, “Cumhurbaşkanı adayımız ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere muhalif belediye başkanlarına yönelik yürütülen soruşturmalar ve operasyonlar, hukukla değil siyasi hesaplarla yürütülmektedir. Sandıkta kazanılamayan belediyeler, baskı ve sindirme politikalarıyla teslim alınmak istenmektedir. Bu anlayış demokrasiye açık bir müdahaledir ve kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
“Ülke Nefes Alamaz Hale Geldi”
Ülkede artan baskılar ve yargının siyasallaşması nedeniyle toplumun nefes alamaz hale geldiğini belirten Ağbaba, şu değerlendirmede bulundu:
“Gerilim dolu siyasi atmosfer, yaygınlaşan insan hakları ihlalleri, ifade özgürlüğüne yönelik baskılar ve yargının siyasallaşması toplumu çıkmaza sürüklemiştir. Hukukun üstünlüğü yerini keyfiliğe bırakmış, adalet duygusu derinden zedelenmiştir. Gençler işsiz ve umutsuzdur. Üniversite mezunları ya işsizdir ya da güvencesiz çalışmaya zorlanmaktadır. Eğitim sistemi nitelik kaybederken öğrenciler barınma ve beslenme sorunlarıyla baş başa bırakılmaktadır. Sağlık çalışanları ise ağır iş yükü, düşük ücret ve şiddet tehdidi altında görev yapmaktadır.”
Bu tablonun kader olmadığını vurgulayan Ağbaba, “Emekçinin yoksullaştığı, halkın susturulduğu, gençlerin geleceğini yurtdışında aramak zorunda bırakıldığı bu düzen kabul edilemez. Türkiye daha iyisini hak etmektedir” dedi.
“2026 Yılı Umut, Adalet ve Huzur Getirmeli”
Yeni yıl mesajında mücadele vurgusu yapan Ağbaba, “Emeğin sömürülmediği, adaletin siyasete kurban edilmediği, herkes için insanca bir yaşamın mümkün olduğu bir Türkiye için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Ağbaba, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Kaybedenlerin hep aynı olduğu bu düzeni değiştirmek zorundayız. 2026 yılının eğitimden sağlığa, ekonomiden sosyal yaşama kadar hayatın her alanında güzel günler getirmesini diliyor; tüm Türkiye’nin ve hemşerilerimin yeni yılını sağlık, huzur, mutluluk ve kardeşlik dileklerimle kutluyorum.”



