Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan ve bugün tüm camilerde okutulan Cuma hutbesinde, aile kurumuna yönelik tehditlere dikkat çekildi. “Ailede Huzurun Kaynağı: Sohbet ve Muhabbet” başlığıyla yayımlanan hutbede, sapkın akımlar ve batıl ideolojilerin aile yapısını hedef aldığı vurgulandı.

Zeynep Bastık’tan Cumhuriyet Bayramı Coşkusu
Zeynep Bastık’tan Cumhuriyet Bayramı Coşkusu
İçeriği Görüntüle

“Gayrimeşru birliktelikler aile olarak sunuluyor”

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı hutbede şu ifadelere yer verildi:

“Büyük emek ve umutlarla kurulan aile yuvalarımız bugün nice tehditlerle karşı karşıyadır. Sapkın akımlar ve batıl ideolojiler, aile yapısını bozmaya çalışmakta, özgürlük bahanesiyle gayrimeşru birliktelikler aile olarak sunulmaktadır.”

Ayrıca, çocukların toplumun teminatı olduğu hatırlatılarak, onların külfet gibi gösterilmesinin tehlikeli bir algı olduğu belirtildi.

“Aile, huzurun ve güvenin yurdudur”

Hutbede, aile kurumunun manevi yönüne de vurgu yapıldı:

“Aile, Yüce Rabbimizin bizlere bahşettiği sayısız nimetlerden biridir. Ruhun sekinet bulduğu, insanın insana, cânın cânâna emanet edildiği güven yurdudur.”

Anne, baba, çocuk, nine ve dedenin ailedeki yeri ve önemi anlatılırken, dijital mecralarda yayılan bazı içeriklerin aile yapısını olumsuz etkilediği ifade edildi.

“Çözüm özümüze dönmekte saklıdır”

Hutbenin sonunda, yaşanan sorunlara karşı çaresiz olunmadığı belirtilerek şu çağrı yapıldı:

“Bu sorunların çözümü; Kur’an-ı Kerim’in rahmet yüklü mesajları ve Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in örnek ahlakıyla yoğrulan özümüze dönüşte saklıdır.”

Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün Cuma hutbesi, "Ailede Huzurun Kaynağı: Sohbet ve Muhabbet" başlığıyla yayımlandı.

AİLEDE HUZURUN KAYNAĞI: MERHAMET VE MUHABBET

Muhterem Müslümanlar!

Aile; Yüce Rabbimizin bizlere bahşettiği sayısız nimetlerden bir tanesidir. Aile, ruhun sekinet bulduğu; insanın insana, cânın cânâna emanet edildiği güven yurdudur. İmanın gönüllere yerleştiği, ibadetlerin hayat bulduğu; iyiliğin, adaletin, doğruluğun, sevgi ve saygının öğrenildiği bir mekteptir. Aile, insanı kötülüklerden ve günahlardan koruyan sağlam bir kaledir. Ahlaklı bir nesli yetiştiren, şahsiyet ve kimliği şekillendiren, erdemli bir toplumu oluşturan muhabbet ve merhamet ocağıdır. “İçinizden kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, Allah’ın varlığının delillerindendir. Bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır”[1] ayetinde buyrulduğu üzere aile, ilahi rahmetin yeryüzündeki tecellisidir.

Aziz Müminler!

Ailenin her ferdi vazgeçilmezdir, önemlidir, değerlidir. Anne ve baba; fedakârlığın, huzurun ve şefkatin vücut bulmuş halidir. Çocuklar; Allah’ın eşsiz emanetleri, aile yuvasının nadide çiçekleridir. Anne ve babanın elinde bütün insanlığın hayrına yetiştirilmesi gereken cevherlerdir. Nine ve dede ise geçmişin mirasını geleceğe taşıyan, yerleri doldurulamayan, elleri öpülesi ulu çınarlardır.

Kıymetli Müslümanlar!

Büyük emek ve umutlarla kurulan aile yuvalarımız bugün nice tehditlerle karşı karşıyadır. Sapkın akımlar ve batıl ideolojiler, aile yapısını bozmaya çalışmakta, özgürlük bahanesiyle gayr-ı meşru birliktelikler aile olarak sunulmaktadır. Ailemizin ve toplumumuzun istikbali, devletimizin bekası, millet varlığımızın teminatı olan çocuklarımız külfetmiş gibi gösterilmektedir. Anne ve babalar, nine ve dedeler ise rahatlık ve konfor gerekçe gösterilerek yalnızlığa ve ilgisizliğe mahkûm edilmektedir. Dijital mecralarda fıtratımıza uygun olmayan bir takım içerikler; bazı sinema, dizi, reklam ve televizyon programları ile aile yapımız yıkıcı etkilere maruz bırakılmaktadır. Ancak şunu bilelim ki, bütün bu olumsuzluklar karşısında asla çaresiz değiliz. Bu sorunların çözümü; Kur’an-ı Kerim’in rahmet yüklü mesajları ve Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in örnek ahlakıyla yoğrulan özümüze dönüşte saklıdır.

Değerli Müminler!

Ailemizi; Rabbimizin emrettiği, Resûlullah (s.a.s)’in hayatına aktardığı şekilde kurmak, sevgi ve saygıyla korumak, şefkat ve muhabbetle yaşatmak, iyilik ve adaletle geleceğe taşımak hepimizin ortak sorumluluğudur. Dolayısıyla, “En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır”[2] buyuran Allah Resûlü (s.a.s.)’in tavsiyesine uyarak aile yuvalarının kolaylıkla kurulmasına çaba gösterelim. Çocuklarımızın en mutlu zamanlarını lüks ve israfa kurban etmeyelim. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in, “Sizin en hayırlınız, ailesine en hayırlı olandır. İçinizde ailesine karşı en hayırlı olan da benim”[3] hadisini kendimize rehber edinelim. Ailemizde nezaket ve zarafeti hâkim kılalım. Göz aydınlığı çocuklarımızın çokluğunu Cenâb-ı Hakk’ın lütfettiği büyük bir nimet ve bereket kaynağı olarak görelim. “Biz insana anne babasına iyi davranmasını emrettik”[4] ilahi hitabına itaat ederek aile büyüklerimize merhamet kanatlarımızı indirelim. Allah’ın rızasına ulaşmanın yollarından birinin de anne babanın rızasından geçtiğini unutmayalım.

Hutbemizi Kur’an-ı Kerim’de bize öğretilen şu dua ile bitirmek istiyorum: “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi takva sahiplerine öncü eyle!”[5]


[1] Rûm, 30/21.

[2] İbn Hanbel, VI, 83.

[3] İbn Mâce, Nikâh, 50.

[4] Ahkâf, 46/15.

[5] Furkân, 25/74.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Muhabir: Haber Merkezi