İCRA AVUKATI

İcra takibinde takibin taraflarının sağ olması taraf ehliyetiyle ilgilidir. Şayet takip talebinde taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ehliyetine sahip değillerse icra dairesi bu husus resen araştırmak zorunda olduğu için takip talebini reddetmelidir.

Şayet icra dairesi takip talebini kabul ederek borçlu olarak gösterilen tarafa, ödeme veya icra emri gönderirse şikayet yargılamasında icra mahkemesinin takibi iptal etmesi gerekmektedir.

Ancak ölü kişiye başlatılmış olan takipler bakımından Yargıtay uygulamasında bir farklılık göze çarpmaktadır. Yargıtaya göre hiç kimse sağ olmadığını bilerek ölü bir kişiye takip başlatmak istemez. Şikayet yargılamasını gören icra mahkemesi takibi doğrudan doğruya iptal etmemelidir. Bu durumda iradi taraf değişikliğini düzenleyen HMK 124 hükmü kıyasen uygulanmalıdır.

Şayet verilen süre içerisinde takip, alacaklı tarafından ölü kişinin mirasçılarına yöneltilirse şikayet talebi reddedilmeli ve bu surette takibin devamı sağlanmalıdır.

Esasen Hukuk Muhakemeleri Kanunun icra hukukunda kıyasen uygulanmasını öngören bu fikir başlı başına ilgi çekicidir.

Takipten önce kişi vefat etmişse alacaklıya takibi mirasçılara yöneltmesi için süre verilmelidir.

Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun

6183 sayılı Kanunda gösterilen alacaklarının bu kanuna göre tahsili, kamu düzenine ilişkin olduğu için icra dairesinin hukuka aykırı olarak bu alacakların tahsilini amaçlayan takip talebini kabul etmesi halinde bu işleme karşı süresiz şikayet yoluna başvurulabilir.

Kamu düzenine ilişkin şikayet yargılamasında resen araştırma ilkesi geçerlidir.


Genel Haciz Yoluyla İlamsız İcra Takibi Yapılabilir Mi?

Para veya teminat alacakları için önceden bir dava açıp, ilam elde etmeye gerek olmaksızın genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapılması mümkündür. Ancak belirli bir parasal sınırın altındaki uyuşmazlıklar tüketici hakem heyetinin kapsamında olduğundan, bu uyuşmazlıklar için icra takibine başvurmadan önce tüketici hakem heyetine gitmek zorunludur.

Takip Talebinde Bulunmanın Sonuçları Nelerdir?

İcra müdürü takip talebinin kanunda öngörülen şartları içerdiğine karar verirse ödeme emri düzenler. Ödeme emri, takip talebinden itibaren üç gün içerisinde tebliğe gönderilir.

Hacze iştirak için takip talebinde bulunulan tarih esas alınacaktır.

Takip talebinde bulunulduktan sonra takip konusu alacak için menfi tespit davası açılması halinde, ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemez.

Takip talebinde bulunulması ile alacak hakkındaki zamanaşımı kesilir.

Ödeme Emrine İtiraz Etmek İsteyen Borçlu Ne Yapmalıdır?

Ödeme emrine itiraz etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde dilekçe ile veya sözlü olarak takibin yapıldığı icra dairesine itirazda bulunmalıdır.

İtiraz yetkisiz icra dairesine yapılmışsa, yetkisiz icra dairesi bunu yetkili icra dairesine gönderir.

Gecikmiş İtirazda Bulunulabilir Mi?

Borçlu, kusuru olmaksızın süresinde itirazda bulunmamışsa gecikmiş itiraz yolundan faydalanabilir.

Gecikmiş itirazda bulunabilmek için borçlunun kusuru olmaksızın iradesi dışındaki bir sebebe dayanarak itiraz edememiş olması gerekir.

Borçlu, gecikmiş itirazı icra dairesine değil, icra mahkemesine yapacaktır. Gecikmiş itiraz, dilekçe ile ya da tutanağa geçirilmek suretiyle sözlü olarak yapılabilir.

Gecikmiş itiraz, borçlunun itiraz etmesine engel olan sebebin ortadan kalktığı tarihten itibaren üç gün içerisinde ve en geç parayı çevirme işlemi bitinceye kadar yapılmalıdır.

Burada sözü geçen 3 günlük sürede hem itiraz sebeplerini hem de ödeme emrine itiraz etmesine engel olan sebebi ve bunun delillerini bildirmelidir.

İcra Dairesinin Yetkisi Kamu Düzenine İlişkin Midir?

İcra Dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmadığından, icra dairesinin kendiliğinden yetkisizlik kararı vermesi mümkün değildir. Bu nedenle icra dairesinin yetkisizliğini ileri sürmek şikayet değil, itiraz yoluyla olur.

Yetki itirazı, süresi içerisinde esas hakkındaki itiraz ile birlikte yapılır.

Borçlu, esas hakkındaki itirazlarını ileri sürerken yetki itirazında bulunmamışsa takibin ilerleyen aşamalarında icra dairesinin yetkisizliğini ileri süremez.

Zira süresi içerisinde yetki itirazında bulunulmadığında yetkisiz icra dairesi yetkili hale gelir.

Ödeme Emrine Süresi İçerisinde İtiraz Edilirse Ne Olur?

Süresi içerisinde ödeme emrine itiraz edilmesi halinde takip durur. Borçlunun borcun yalnız bir kısmına itiraz etmesi halinde, itiraz edilmeyen kısım için takip devam eder.

İcra dairesi BORÇLUNUN HAKLI OLUP OLMADIĞINI ARAŞTIRAMAZ!

Borçlunun itirazını bertaraf ederek takibe devam etmek isteyen alacaklı, ya genel mahkemede itirazın iptali davası açar ya da icra mahkemesinde itirazın kaldırılması talebinde bulunur.

Borçlu, itirazında herhangi bir sebep göstermek zorunda değildir. Yalnızca borca itiraz ediyorum şeklinde bir beyanda bulunulması, takibin kendiliğinden durması için yeterlidir.

İtiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması aşamasında itiraz sebeplerini genişletemez ya da değiştiremez.

Mal Beyanı Ne Demektir?

Mal beyanı, gerek kendinin gerekse üçüncü kişilerin elinde bulunan mal, alacak ve haklarından borcunu ödemeye yetecek miktarın çeşit ve niteliklerini, her türlü gelirlerini, borçlunun yaşayış şekline göre geçim kaynaklarını ve buna göre borcunu ne suretle ödeyebileceği hususlarını içerir.

Hükümden de anlaşılacağı üzere borçlu, tüm mal varlığını bildirmek zorunda değildir. Borcunu ödemeye yetecek mal varlığı unsurlarını bildirmesi yeterlidir.

Borçlu, haczi kabil olmayan mal varlığı unsurlarını da bildirmek zorundadır.

Mal beyanı, yazılı ya da sözlü olarak icra dairesine yapılacaktır. Ödeme emrine itiraz etmek istemeyen borçlu, ödeme emrine itiraz süresi içerisinde mal beyanında bulunmak zorundadır.

Süresinde mal beyanında bulunulmamasının yaptırımı tazyik hapsidir.

Mal beyanında bulunmayan borçlunun hapisle tazyikine karar verilebilmesi için, kendisine tebliğ edilen ödeme emrinde hapisle tazyik ihtarının bulunması gereklidir.

Gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak suçtur.

İcra Avukatı Ne İş Yapar? Görev ve Sorumlulukları Nelerdir?

İcra hukuku işlemlerine ilişkin danışmanlık ve dava avukatlığı hizmeti veren icra avukatının diğer mesleki yükümlülükleri şunlardır;

Öncelikle borçlu ile anlaşma sağlayarak alacağı tahsil etmeye çalışmak,
Alacağın, borçlu ile yapılan görüşmeler neticesinde tahsil edilememesi halinde, icra müdürlüğü aracılığıyla icra takibi başlatmak,
Davasını aldığı gerçek ve tüzel kişinin hakkını dava bitimine kadar savunmak,
Borçlunun mal varlıklarına haciz konulması, satış işlemlerinin gerçekleştirilmesi ve nihayetinde alacağın tahsil edilmesi için çalışmak,
Rehin ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla alacak takibi yapmak,
Finansal kiralama(leasing) ve kredi sözleşmelerinden doğan alacakların takibini sağlamak,
Karşılıksız çek davaları açmak ve takibini yapmak,
Borca ve kötü niyetli açılan icra davalarına itiraz sürecini başlatmak ve takip etmek,
Haciz işleminin başlatılmasından tahsiline kadar olan tüm süreçte müvekkil ile iletişim halinde bulunmak.
Nasıl İcra Avukatı Olunur?
Hukuk müşaviri olmak için, üniversitelerin dört yıllık eğitim veren Hukuk bölümlerini lisans derecesi ile tamamlamak gerekmektedir.

İcra Avukatında Olması Gereken Özellikler

Problemler karşısında çözüm üretme yeteneği göstermek,
Birden fazla görevi önceliklendirme ve yönetme yeteneğine sahip olmak,
Meslek etiğine uygun davranışlar sergilemek,
Sözlü ve yazılı iletişim kanallarını etkin bir şekilde kullanabilmek,
İcra ve dava dosyalarının incelenmesi, müzekkere oluşturulması, borçlu görüşmelerine katılım gibi hukuki süreçlere hakim olmak,
Olumlu tutum ve yüksek motivasyon sahibi olmak,
Düzenli ve detaycı çalışma becerisi sergilemek,
İkna kabiliyeti becerisi göstermek.