Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri cephesinden gelen açıklamalarda, DSG’nin oyalama politikası izlediği savunulurken, askeri yapı, petrol gelirleri ve adem-i merkeziyetçilik konusunda derin görüş ayrılıklarının sürdüğü vurgulandı.

Şam’dan açık uyarı: “Sorumluluğu üstlenin”

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın iletişim danışmanı Ahmed Muveffaq Zeydan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Demokratik Suriye Güçleri’ni (DSG) sert sözlerle uyardı.

Zeydan, DSG’nin müzakere sürecinde zaman kazanmaya çalıştığını ima ederek, “DSG’nin elindeki seçenekler azaldı. Bu gücün, 10 Mart’ta imzalanan anlaşmanın uygulanmamasına ilişkin sorumluluğu üstlenmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Zeydan ayrıca, Suriye’deki “yeni dönemin” halktan güçlü destek gördüğünü savunarak, zaferin birinci yıl dönümü kutlamalarının bunun göstergesi olduğunu öne sürdü. Yeni Suriye’nin uluslararası alanda kabul gördüğünü belirten Zeydan, önceliklerinin “inşa ve kalkınmaya yönelik gerçek yatırımlar” olduğunu vurguladı.

Mazlum Abdi: “Ortak anlayışa ulaşıldı”

Şam’dan gelen bu sert çıkış, DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi’nin daha önce yaptığı iyimser açıklamaların ardından geldi.

Abdi, 24 Aralık’ta katıldığı bir toplantıda video mesajla, Şam ile askeri güçlerin birleştirilmesi konusunda ortak bir anlayışa varıldığını açıklamıştı. Abdi, sınır kapıları, sınırlar ve doğal kaynaklar konusunda da ortak bir vizyon oluşturulması yönünde ilerleme kaydedildiğini söylemişti.

Özerk Yönetim: “Süreç teorik değil, pratik ilerliyor”

Özerk Yönetim Müzakere Heyeti Sözcüsü Yasir Süleyman da Rûdaw’a yaptığı açıklamada, Şam ile yürütülen görüşmelerin yalnızca teoride kalmadığını, nihai anlaşma için pratik adımlar atıldığını savundu.

Süleyman, Suriye’nin birliği çerçevesinde ordunun tek çatı altında toplanacağını ancak bu yapının farklı bileşenlerden oluşacağını ifade etti.

10 Mart Anlaşması neyi kapsıyor?

DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara arasında 10 Mart 2025’te imzalanan 8 maddelik anlaşma;

  • Askeri güçlerin entegrasyonu,

  • Özerk Yönetim çalışanlarının devlet memuru statüsüne alınması,

  • Yerel yönetimlerin anayasal bir çerçeveye kavuşturulması
    gibi kritik başlıkları içeriyordu.

Ancak Şam’dan gelen son açıklamalar, anlaşmanın uygulanma hızı ve kapsamı konusunda ciddi bir tıkanıklık yaşandığını ortaya koyuyor.

Cooper’dan Gazze İçin Çağrı: “Tüm Geçiş Noktaları Derhal Açılmalı”
Cooper’dan Gazze İçin Çağrı: “Tüm Geçiş Noktaları Derhal Açılmalı”
İçeriği Görüntüle

Dışişleri Bakanlığı: “Somut sonuç yok”

Suriye Dışişleri Bakanlığı da DSG ile yürütülen görüşmelere ilişkin sert bir açıklama yaptı. İsmini vermek istemeyen bir yetkili, SANA’ya yaptığı değerlendirmede, müzakerelerden “somut bir sonuç çıkmadığını” belirtti.

Yetkili, DSG’nin diyalog sürecini “medya çıkarları” için kullandığını savunarak, Rojava’daki kurumların birleştirilmesine dair açıklamaların pratik karşılığı olmadığını söyledi. Bu durumun, 10 Mart Anlaşması’na bağlılık konusunda ciddi şüpheler yarattığı ifade edildi.

Petrol ve gelirler başlıca kriz başlığı

Şam yönetimi, petrol konusunu anlaşmazlığın merkezine koydu. Dışişleri yetkilisi, DSG’nin “petrol tüm Suriyelilerin malıdır” açıklamasının, petrol sahaları devlet kurumlarının denetimine geçmeden ve gelirler genel bütçeye aktarılmadan bir anlam taşımadığını söyledi.

Resmi anlaşmalar ve net bir uygulama takvimi olmadan “görüşlerin yakınlaşmasından” söz edilmesini ise “değersiz” olarak niteledi.

Adem-i merkeziyetçilik tartışması

Şam yönetimi, DSG’nin savunduğu adem-i merkeziyetçilik modelini devletin birliğine tehdit olarak görüyor.

Yetkililer, önerilen modelin idari sınırları aşarak siyasi ve güvenlik alanlarında da adem-i merkeziyetçiliğe yöneldiğini, bunun ise Suriye’nin üniter yapısıyla bağdaşmadığını savundu.

Silahlı güçler ve sınır kapıları

Suriye Dışişleri Bakanlığı, Suriye ordusu dışında bağımsız silahlı güçlerin varlığını kesin bir dille reddetti. Yetkililer, bağımsız komuta yapıları ve dış ilişkileri olan silahlı oluşumların varlığının, anlaşmalarla bağdaşmadığını belirtti.

DSG’nin sınır kapıları üzerindeki tek taraflı kontrolü de eleştirilerek, bunun “müzakere kartı” olarak kullanılmasının ulusal egemenliğe aykırı olduğu vurgulandı.

DSG’nin orduya katılımı ve dış baskılar

Reuters’a göre Şam, Rojava ve ABD’li yetkililer, yıl sonundan önce DSG’nin Suriye ordusuna dahil edilmesini hedefliyor. Şam yönetiminin, yaklaşık 50 bin DSG savaşçısının üç ana birlik ve bazı küçük tugaylara dağıtılmasını, kısmi komutanlığın ise Şam’da olmasını önerdiği bildiriliyor.

Sürece Türkiye’den de sert uyarılar geldi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Bir kez daha askeri yöntemlere başvurmak istemiyoruz ama DSG, ilgili tarafların sabrının tükendiğini bilmelidir” açıklamasında bulunmuştu.

Muhabir: Güven BOĞA