TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ’NİN TARİHİ HEKİM HAKLARININ, TOPLUMUN SAĞLIK HAKKININ ve DEMOKRASİNİN MÜCADELE TARİHİDİR

TTB bir meslek örgütü olarak bir taraftan hekim hakları ve sağlık hakkı  üzerinden mücadelesini yürütürken bir taraftan da  ülkemizde demokrasi, adalet, insan hakları mücadelesi de vermiştir.  Tabii ki 70 yıldır vermiş olduğu bu mücadele hattı sadece şu anki iktidarın değil daha önceki iktidarlarında hoşuna gitmemiş, TTB dönem dönem iktidarların hedefi konumuna gelmiştir. Şimdi yine öyle bir süreçteyiz. 30 Kasım’da TTB Merkez Konsey’e yönelik “Amaç dışı faaliyet gösterme” gerekçesiyle açılan, ancak içeriğinin ne olduğu  bilinmeyen “Görevden Alınma” davanâmesinin duruşması olacak.

Merkez Konseyin “Görevden Alınma Davanâmesi”nde  altı duruşmadır avukatlarımız açılan davanâmenin usule uygun olmadığını, davanâmede konseyin kimlerden oluştuğunun dahi belli olmadığı gibi birçok durum nedeniyle   usulden bozulması gerektiğini belirttiler.  Ancak usulden bozması gereken bir davayı sürdüren mahkeme 10 Kasım’da ki davada o güne kadar yapılan tüm duruşmalarda avukatlarımızın eksik dediği belgeleri isteyerek davayı 30 Kasım’a ertelemişti. Açılan davanın hukuki bir yanı olmadığı için mahkeme sonucunu öngörmek mümkün değildir. Ancak nasıl bir karar verirse versin davanın düşme kararı haricinde vereceği her karar ülke demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçecektir. Böyle bir durum aynı zamanda TTB’nin 70 yıllık emeğinin, bilgi birikiminin, mücadelesinin de gaspı olacaktır. 

Bu dava sadece TTB davası değildir. Bu dava aynı zamanda tüm meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının da bir davasıdır. Anayasa’yı tanımayan ve hukukun üstünlüğü ilkesini rafa kaldırmış olan iktidarın önündeki hedef belli olmuştur;  hukuksuzlaştırma ve anayasasızlaştırma. Buradan başlayacak bir hukuksuzluk, kısa bir süre sonra tüm meslek örgütlerini, tüm demokratik kitle örgütlerini de içine alarak toplumun sesi iyice kısılacaktır. 

Amaç dışı faaliyet gösteren TTB değildir. Amaç dışı faaliyet gösterenler anayasayı, hukuku, adaleti korumakla görevi olan kurumlardır. TTB’nin bugüne kadar amaç ve mücadelesi;

  • Meslektaşlarının ekonomik ve özlük haklarını, mesleki bağımsızlıklarını korumak,
  • Meslektaşlarının güvenli ortamlarda çalışmasını sağlamak,
  • Koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirmek,
  • Batıdan doğuya ülkenin dört bir yanında tüm sağlık hizmetlerinin eşit, nitelikli ve ücretsiz olarak verilmesini  sağlamak,
  •  Üniversitelerde bilimsel, özgür ve özerk düşüncenin gelişmesi ve yerleşmesi, bilimsel çalışma ve liyakata dayalı bir akademik yapılanmanın olması için uğraşmak,
  • Nitelikli tıp eğitimi için mücadele etmek,
  • Nükleer santrallere,  termik santrallere, HES’lere karşı  yaşamı, doğayı, ormanı, yeşili savunmak,
  •  Pandemide toplumdan gizlenenleri açığa çıkarmak,
  • Deprem bölgesinde verilemeyen sağlık hizmetlerini ve dayanışmayı örgütlemek,
  • Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunmak,
  • Toplumun sağlık hakkını korumak olmuştur.

Her şeye rağmen  Türk Tabipleri Birliği’nin başta merkez konsey olmak üzere tüm organlarında görev alan hekimler söz konusu kısıtlılık, baskı, tehdit, haklarında dava açılma,  görevden alınma, gözaltı ve tutuklamalara rağmen, bilimsel bilginin kılavuzluğundan, mesleğin etik ilkelerinden sapmadan, hiçbir taviz vermeden toplum sağlığı, meslektaşlarının ve tüm sağlık emekçilerinin hakları için doğruları savunmaya,  uygulamaya ve mücadele etmeye   devam edecektir.