"Her zaman hoşgörüden, mesleğin, sendikacılığın ve insanlığın etik değerlerinden, uzlaşıcı bir kimlikten, sorunların barışçıl yolla çözülmesinden yanaydın."
Emeğin, sendikal örgütlenmenin, barış, hak, hukuk, adalet, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin, laik, çağdaş, tam bağımsız Türkiye için yıllardır mücadele veren Muzaffer Yüksel ağabeye veda...
Sevgili Muzaffer Başkan,
Sen sadece Sağlık Emekçileri Sendikasının başkanı değildin. Adana sendika hareketinin her alanında her türlü eylemin ve mücadelenin yanındaydın. Adana’da sensiz bir eylemi herhalde kimse hatırlamaz. Senin için yaşamın anlamıydı mücadele etmek. Herkes senin kadar mücadeleye katkı sunsaydı şu an başka bir Türkiye’de yaşıyor olurduk herhalde.
Sevgili Muzaffer Başkan,
Seninle aynı gün Uruguay’ın Saraysız Başkanı Pepe Mujika’da yaşama veda etti. O da seninle aynı hastalıktan muzdaripti. İkinizde mütevaziydiniz. Yaşamınızda sadece emeği, özgürlüğü, demokrasiyi, devrimi, sosyalizmi savundunuz. Emekli olduktan sonra da mücadeleyi bırakmadınız. Diğer sosyalistler gibi… O nedenle her zaman saygıyı ve sevgiyi hak ettiniz.
Sevgili Muzaffer Başkan,
Bizi burada yalnız bıraktın. Ama sen gittiğin yerde yalnız değilsin. Türkiye işçi sınıfının efsanevi lideri ve DİSK’in kurucusu ve unutulmaz Başkanı Kemal Türker, DİSK eski Genel Başkanı Özcan Kesgeç, DİSK kurucuları ve eski başkanları Abdullah Baştürk ve Kemal Nebioğlu, Türk-İş Başkanları Halil Tunç ve Şevket Yılmaz, SES Başkanı Köksal Aydın… Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Hüseyin Ulaş, İbrahim Kaypakkaya, Berkin Elvan… Ve daha diğer birçok değerli sendikacı, devrimci, demokrat, sosyalistlerle birlikte… Şimdi onlarla birlikte Türkiye’de sendikal mücadele hattını yeniden eskisi gibi nasıl geliştirebiliriz üzerine kafa kafaya vermiş düşünüyorsunuzdur. Aynı zamanda bu ülkeye barışı, demokrasiyi, özgürlükleri nasıl geri getirebilirizin sorgulamasını yapıyorsunuzdur.
Sevgili Muzaffer Başkan,
Her zaman hoşgörüden, mesleğin, sendikacılığın ve insanlığın etik değerlerinden, uzlaşıcı bir kimlikten, sorunların barışçıl yolla çözülmesinden yanaydın. Sahanın her tarafında vardın. Pandemi, deprem, antidemokratik uygulamalar, baskılar, şiddet hiçbir şey seni yolundan döndürmedi. Düşündüğün gibi yaşadın veya yaşadığın gibi düşündün. O nedenle herkesin başkanıydın.
Sevgili Muzaffer Başkan,
Kırgın gittiğini biliyoruz. Ancak bu kırgınlığı bizlerde yaşıyoruz. Bu ülkenin gençlerine istedikleri gibi bir Türkiye bırakamadığın, adaleti, demokrasiyi, özgürlüğü, barışı getiremediğin, emeği en yüce değer yapamadığın, sendikal mücadele önündeki aksaklıkları, baskıları gideremediğin, vs. için… Ancak bunun için sen bir ömür mücadele ettin. Umarım gittiğin yerde her şey istediğin gibi olur.
Sevgili Muzaffer Başkan,
Her eylemde söylediğimiz gibi;
KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇ BİRİMİZ
Kim mi kurtaracak seni köle
görecekler seni kardeş
yuvarlananlar uçuruma
duyacaklar çığlıklarını
Seni köleler kurtaracak kurtaracaksa
ya hep beraber ya da hiç birimiz
kurtulmak yok tek başına yumruktan ve zincirden
ya hep beraber ya da hiç birimiz
Kim mi kurtaracak seni aç insan
bize gel ekmek istiyorsan bize gel
kıvrananlara açlıktan
biz gösterelim sana yolu
biz açlar vereceğiz sana ekmeği
Ya hep beraber ya da hiç birimiz
kurtulmak yok tek başına yumruktan ve zincirden
ya hep beraber ya da hiç birimiz
Kim mi alacak öcünü yenilmiş adam
vurulmuşsun madem
gel yaralıların yanına
gerçi biz zayıfız kardeş
zayıfız, yaralıyız ama
alırsak biz alırız öcünü senin
Ya hep beraber ya da hiç birimiz
kurtulmak yok tek başına yumruktan ve zincirden
ya hep beraber ya da hiç birimiz
Kim tutacak elinden bitik kişi
birleşmek zorundadır başkalarıyla
yoksulluğa dayanamayan
birleş sende yoksullarla durma birleş
yarına bırakmayanlarla bu işi
Ya hep beraber ya da hiç birimiz
kurtulmak yok tek başına yumruktan ve zincirden
ya hep beraber ya da hiç birimiz
Bertolt Brecht
HOŞÇA KAL SEVGİLİ MUZAFFER BAŞKAN, MUZAFFER AĞABEY…
Ali İhsan Ökten
Hekim-Yazar