109 MİLYON liranız var mı? Benim yok. O zaman tonsillektomi (bademcik ameliyatı) yapmak için iki kere düşünün.
"Hekimler haksız, hukuksuz ve orantısız bir şekilde cezalar alırlarsa kısa bir süre sonra çocuklarınıza bakacak çocuk hekimi, hastalarınızı ameliyat edecek herhangi bir branşta cerrah bulamayacaksınız."
HEKİMLER OLARAK NE YAPALIM? Ameliyat Yapmayı Mı Bırakalım? Yoksa Mesleğimizi Mi Bırakalım?
"Değerli meslektaşlarım,
109 MİLYON liranız var mı? Benim yok. Eşimle, 35 yıllık meslek hayatımızda edindiğimiz her şeyi satsak da yok.
O zaman tonsillektomi (bademcik ameliyatı) yapmak için iki kere düşünün.
Dün bir meslektaşımızın, tonsillektomi sonrası kanama ve takip eden hipoksik beyin nedeniyle 109 MİLYON TL tazminat ödemesine hükmedildi.
Zarar gören çocuk ve ailesi için çok üzgünüm. Yaşadıkları dünyanın bütün parasıyla bile azaltılamayacak kadar acı.
Ancak tonsillektominin en iyi bilinen komplikasyonu için hükmedilen tazminat, bir hekimin hayat boyu kazanabileceği paranın kat kat üstünde olamaz.
Şimdi hekimler ne yapsın? Ameliyat yapmayı mı bırakalım? Mesleği mi?
Türk KBB BBC Derneği ve Türk Tabipleri Birliğini bu kararı değerlendirmeye davet ediyorum. Hem hekimler, hem de hastalar için."
Yukarıdaki mesaj haklı olarak sosyal medyada son günlerin en çok dolaşan mesajıydı. Gaziantep’te bir KBB hekimi, dostumuz, arkadaşımız talihsiz olarak yaşadığı bir komplikasyon nedeniyle haksız, hukuksuz ve orantısız bir şekilde tüm hekimlik yaşamı boyunca kazanamayacağı bir para cezasına çarptırılmıştı. Doğal olarak hekimlerden büyük bir tepki gördü. Çünkü bu ceza sadece bir hekime verilmiş bir ceza değildi. Bir hekim nezdinde tüm hekimlere ve hekimlik mesleğine verilmiş bir cezaydı. Gaziantep Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği konuyla ve meslektaşımızla yakından ilgilendiler. Gerekli açıklamaları yaptılar. Konunun gündemde kalması için uğraş verdiler. En azından üst mahkemede bu davanın ve sonuçlarının haksız, hukuksuz ve orantısız olduğuna dair geri dönmesi için hala uğraşıyorlar.
Tıbbi olarak konuya baktığımızda olayın bir komplikasyon mu? malpraktis mi? olduğuna bakmak gerekir. Türk Tabipler Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kurallarının “Hekimliğin Kötü Uygulanması(Malpraktis)” Başlıklı 13. Maddesine Göre: “Bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi 'hekimliğin kötü uygulaması' anlamına gelir.” Komplikasyon, tıbbi uygulamaya ilişkin olarak öngörülemeyen, öngörülse dahi önlenemeyen durumdur; istenmeyen sonuç olarak da nitelendirildiği görülebilmektedir.
Komplikasyon, malpraktisten farklı olarak: “Hastaya yönelik olarak tıbbi müdahalede bulunan hekimin, her şeyi doğru yapmış olmasına rağmen yine de istenmeyen bir sonucun meydana gelmesidir.” Olası bir komplikasyon olayının gerçekleşmesi halinde komplikasyonun mümkün olabildiğince hızlı bir şekilde fark edilmesi ve komplikasyon olgusunun fark edilmesi akabinde de sürecin iyi, doğru ve profesyonel bir şekilde yönetilmiş olması gerekir. Kendi kusurlu tıbbi uygulamasından kaynaklanmayan komplikasyon sürecini iyi, doğru ve profesyonel bir şekilde yürütmüş olan doktorun veya hastanenin herhangi bir tazminat sorumluluğu gündeme gelmeyecektir. Çünkü bu halde tıp biliminin genel kabul görmüş olan kurallarının kusurlu ihlali söz konusu olmamaktadır.
Türk Tabipleri Birliği bu konuyla ilgili olarak; “Mahkemelerde Kötü Tıbbi Uygulama (Malpraktis) ve Komplikasyon Ayrımı Doğru Yapılmalı, Hekimleri Yıkıma Uğratan Tazminat Cezaları Verilmemelidir!” şeklinde açıklama yapmıştır.
Yapılan açıklamada; “Tıbbi müdahalelerde gelişebilecek komplikasyonların kötü tıbbi uygulamalardan ayırt edilmesinin çok önemli olduğu, tarafsız bilim kurullarınca değerlendirilmesi gerektiği, bu tür kararların, yalnızca bireysel olarak hekimleri değil, sağlık hizmetinin bütününü baskı altına almakta olduğu, hekimlerin mesleki faaliyetlerini kaygı ve korku ortamında yürütmelerine, risk almamak adına defansif tıp uygulamalarına ağırlık vermelerine neden olduğu vurgulanmıştır. Bu tür komplikasyon ve kötü tıbbi uygulama ayrımı doğru yapılmadan verilen ve karşılanması mümkün olmayan ağır cezalar, yalnızca ilgili hekime değil, tüm sağlık ortamına olumsuz yansıyacağını, hekimlerin, olası komplikasyonlarda tüm yaşamları boyunca kazanamayacakları tutarlar ödemek durumunda kalmamak için, riskli cerrahi ve girişimsel işlemlerden uzaklaşmasına yol açacağını, hekim-hasta ilişkisinde cezalandırma kaygısı baskın hale gelirse, zarar görecek olanın aslında tüm toplum olacağı belirtilmiştir. Bu durumların defansif tıp uygulamalarını, hastalarla para ilişkisini artıracağını, gereksiz tetkik ve yönlendirmeleri teşvik edeceğini, sağlık hizmetine erişimi zorlaştıracağını, bu zorlu koşullar altında genç hekimlerin uzmanlık alanı seçimlerinde cerrahi branşlardan uzak durmasına sebep olacağını belirtmişlerdir. Sağlık alanında hasta haklarını da gözeten bir yapı olarak kusurların ve ihlallerin mutlaka yargısal denetimi altında olması gerektiği ama tıbbi müdahalelerde gelişebilecek komplikasyonların kötü tıbbi uygulamalardan ayırt edilmesi ve haksız yere ceza verilmemesi gerektiği” açıklanmıştır.
Sağlık politikalarının yanlış yönetilmesi sonucu çok uzun zamandır sağlık alanında gerek sağlık hizmeti veren hekim ve sağlık emekçileri, gerekse bu sağlık sunumunu alan hastalar ve vatandaşlar açısından çok ciddi sorunlar bulunmakta ve bu sorunlar çözülemediği için giderek artmaktadır. Hastalar açısından aylar sonraya verilen poliklinik, ameliyat ve tetkik süreleri yıllara yayılacak, acillerde ve polikliniklerde hasta sayısı daha da artacak, ceplerinden çıkacak olan sağlık harcamaları daha da artacaktır. Hekimler açısından bakıldığında çalışma koşulları her geçen gün kötüleşmekte, ekonomik ve özlük hakları gaspı artmakta, yurtdışına hekim göçü artmakta, şiddet artmakta, malpraktis davaları artmakta, açılan davalarda hekimlere orantısız ceza verilmekte, genç hekimler bu ve bunun gibi nedenle nedeniyle artık çocuk hastalıkları ve cerrahi branşları tercih etmemektedir. Bu son olayda hekimleri çocuk hastalıkları ve cerrahi branşlardan uzaklaştıracaktır. Tüm vatandaşlarımız şunu iyi bilmelidir ki eğer bu sorunlar çözülmez, hekimler haksız, hukuksuz ve orantısız bir şekilde cezalar alırlarsa kısa bir süre sonra çocuklarınıza bakacak çocuk hekimi, hastalarınızı ameliyat edecek herhangi bir branşta cerrah bulamayacaksınız.
Dr. Ali İhsan Ökten