Yasaklanan Bilgileri Temin Suçu Nedir? (TCK 334)

Yasaklanan bilgileri temin etme suçu, 5237 sayılı TCK’nın 334. maddesinde “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk” bölümünde şu şekilde düzenlenmiştir:

Yasaklanan bilgileri temin suçu

Madde 334 - (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Fiil, Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise faile beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.

Yasaklanan Bilgileri Temin Suçunun Unsurları Nelerdir?

Madde gerekçesine göre; madde, yetkili makamlarca kanun veya düzenleyici işlemlerin verdiği yetkiye dayanarak, açıklanması yasaklanan ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgilerin temin edilmesini cezalandırmaktadır. Böylece yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasaklayabilecekleri bilgilerin temin edilmesi suç hâline getirilmiş olmaktadır. Suçun oluşması için kanun ve düzenleyici işlemlerin yetkili makamlara o konudaki bilgilerin açıklanmasını yasaklamak yetkisini vermiş bulunması gerekir ve bu bilgilerin niteliği bakımından gizli kalmasının gerekliliği zorunlu olmalıdır. Yoksa resmî makamın her istediği bilginin açıklanmasını yasaklamak yetkisi, demokratik bir düzende kabul olunamaz. Vatandaşın haber almak hak ve hürriyetinin kısıtlanması, ancak Anayasanın olanaklı kıldığı hâllerde kabul edilebilir.

Hangi yetkili makamın hangi bilgileri yasaklayabileceği hususu, mevzuat tarafından belirtilmektedir. Demokratik bir toplumda işlemlerin halkın gözü önünde cereyanı temel ilkedir; böyle olunca devlet makamlarının, keyfî olarak, istedikleri bilginin açıklanmasını yasaklayabilecekleri kabul olunamaz.

İkinci fıkrada suçun nitelikli hâlleri gösterilmiştir.

Gizli kalması gereken birtakım bilgiler bulunmaktadır. Bu bilgilerin temin edilmesi cezalandırılmaktadır.

TCK MADDE 334 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI

Yargıtay
9.Ceza Dairesi

Esas : 2014/4290
Karar : 2014/7360
Karar Tarihi : 18.06.2014

Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, TCK’nın ikinci kitap dördüncü kısım yedinci bölümünde düzenlenmiştir.
Bu bölümde yasa koyucu Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaların kendisini ve niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri korumayı amaçlamış, bu tür bilgileri, Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken özünde devlet sırrı olan bilgiler ve yetkili makamlarca kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanması yasaklanan bilgiler olarak ayrı ayrı ele almıştır.
Yine yasa koyucu bu tür bilgilerin gizliliğinin ihlalini, temin ve açıklama olarak iki ayrı şekilde ele aldığı gibi, temin ve açıklamanın adiyen veya casusluk maksadıyla yapılmasını da ayrı ayrı düzenlemiştir.
Sevk ve uygulamaya konu suçlardan;
Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçu 5237 sayılı TCK’nın 327 nci maddesinde
“1- Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
2- Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askeri hareketlerini tehlikeye koymuşsa müebbet hapis cezası verilir.” şeklinde,
Casusluk suçu ise “siyasal veya askeri casusluk” başlıklı 328 inci maddesinde
“1- Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin eden kimseye onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası verilir.
2- Fiil,
a) Türkiye’yle savaş halinde bulunan bir devletin yararına işlenmişse,
b) Savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askeri hareketlerini tehlikeye sokmuşsa,
Fail, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Her iki suçun konusu “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgiler” yani özünde devlet sırrı niteliğinde olan bilgilerdir.
Kanun koyucu, bu bilgilerin siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin edilmesini TCK’nın 328 inci maddesinde, böyle bir özel amaç olmaksızın temin edilmesini 327 nci maddesinde yaptırım altına almış, bilginin, özünde devlet sırrı olmayıp yetkili makamların düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği itibarıyla gizli kalması gereken türde olması hallerini ise, TCK’nın 334 ve devamı maddelerinde düzenlemiştir.
TCK’nın 327 nci maddesindeki suçun oluşumu için kastın varlığı gerekli ve yeterli iken 328 inci maddedeki suçun oluşumu için kastın yanında failin yabancı bir devlet yararına ve ayrıca siyasal veya askeri casusluk maksadıyla hareket etmesi gerekmektedir. Bu husus Askeri Yargıtay’ın 27.01.1942 tarih ve 1723 esas – 1819 sayılı kararında; “Mahkemece tespit edilen suçun tavsif şekline nazaran fiil alelade ifşadan ibaret olup hadisede casusluk kastının vücudu anlaşılabilmek için suçun muktazi unsuru olan sırrın yabancı bir devlete veya onun namına hareket eden şahsı ittilaına isali şart olup, …..” denilmek suretiyle açıklığa kavuşturulmuştur.
Casusluk suçunun oluşumu için aranan bu şartın casus ile lehine casusluk edilen yabancı devlet arasında bir anlaşmanın mevcut olmasını gerekli kılar. Nitekim bu husus Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 02.10.1997 tarih ve 98 esas-114 sayılı kararında; “Casusluk sözlük anlamıyla; gözetlemek amacıyla düşman içine sızmak, yabancı bir devletle ilgili sırları öğrenmeye çalışmaktır. Hukuki kavram olarak casusluk; bir devlet menfaatine bir başka devletin askerî, siyasi ve iktisadi durumuna ilişkin gizli bilgilerin veya belgelerin araştırılması, sağlanması ve yabancı devlete ulaştırılmasıdır. Dolayısıyla casusluk, casus ile casusluğu talep eden arasında, talep edilen kimsenin devleti için “sır” niteliği taşıyan bilgi ve belgelerin karşı tarafa aktarılmasına yönelik bir anlaşmanın bulunmasını gerekli kılar…” şeklinde ifade edilmiştir. Dairemizin 08.05.1975 tarih ve 11 esas – 16 sayılı kararıyla yine Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 29.06.1978 tarih ve 70 esas -58 sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır.
TCK’nın 328 inci maddesinin gerekçesindeki “siyasal casusluktan maksat, yabancı bir devlet yararına, Türkiye Devletinin veya vatandaşlarının veya Türkiye’de oturmakta, ikâmet etmekte olanların zararına olarak bilgilerin toplanması demektir; kamu sağlığına ilişkin, malî veya milletin maneviyatına ilişkin gizli kalması gereken bütün bilgiler casusluğun kapsamı içindedir. Askerî casusluktan maksat ise, yabancı devlet yararına ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti zararına askerî bilgilerin toplanmasıdır.” şeklindeki açıklamalar da yargısal kararlarla varılan sonucun kanun koyucu tarafından da benimsendiğini göstermektedir.
Casusluk suçu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin zararına ve yabancı devlet yararına işlenen bir suçtur. Bu itibarla casusluk fiiline konu belge ve bilgilerin, casusluğu talep eden, lehine casusluk yapılan devletin resmi kurumlarına iletilmek amacıyla temin edilmesi gerekir.
Bu itibarla TCK’nın 328 inci maddesinde düzenlenen siyasal veya askeri casusluk suçunun oluşabilmesi için;
Casusluk konusu belge ve bilgilerin;
a) Gerçek ve doğru olması,
b) Suç tarihi itibarıyla gizlilik niteliğini kaybetmemiş olması,
c) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalmasının gerekmesi,
d) Siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin edilmesi,
e) Bir çabanın sonucu olarak temin edilmesi,
f) Yabancı bir devlet yararına temin edilmesi,
g) Türkiye Cumhuriyeti Devletinin zararına temin edilmesi,
h) Lehine casusluk yapılan devlet ile bir anlaşma kapsamında temin edilmesi gereklidir.
Bu koşullar altında temin edilen bilginin adiyen veya casusluk maksadıyla açıklanması halinde TCK’nın 329 330. maddeleri, casusluk maksadı dışında adi maksatla temini halinde 327 nci maddesi, bilginin niteliğinin yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği itibarıyla gizli kalması gereken türde olması halinde ise TCK’nın 334 ve devamı maddelerinin uygulanması söz konusu olabilecektir.
Kanunun amaç, kapsam ve gerekçesiyle anılan yargısal kararlar da nazara alınarak; sanıklar Ş. vd. tarafından askeri veya siyasi casusluk amacıyla temin edilen Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gerektiği Genel Kurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının yazıları ile tüm dosya kapsamından anlaşılan belge ve bilgilerin, Kuzey Irak merkezli Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP) istihbarat örgütü olduğu kabul edilen Parastin görevlilerine iletildiği anlaşılmakla,
a) Kürdistan Demokratik Partisi’nin ve onun istihbarat örgütü olduğu bildirilen Parastin’in TCK’nın 328, 330, 335, 337 nci maddeleri kapsamında ve suçun oluşumu için gerekli olan, bilgilerin yabancı devlet yararına temin edilmesi bakımından suç tarihindeki hukuki statüsünün yetkili mercilerden araştırılıp belirlenmesi,
b) Sanık H.’in Parastin görevlilerine ilettiği iddia ve kabul edilen ancak Genel Kurmay Başkanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı yazılarına göre Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgilerden olmadığı bildirilen resmi anket ve formlarla siyasi toplantılara ilişkin bilgilerin TCK’nın 334 ve devamı maddeleri kapsamında yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgilerden olup olmadığının yetkili mercilerden araştırılıp belirlenmesi ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,

Sonuç : Kanuna aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazlarıyla sanıklar Ş. vd. müdafiinin duruşmalı inceleme sırasında ileri sürdüğü temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 18.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Suçun Şikayet Süresi ve Zamanaşımı

Yasaklanan bilgileri temin suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla her zaman soruşturulabilir.

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Yasaklanan bilgileri temin suçu için yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi birin fıkra açısından 8 yıl, ikinci fıkra açısından 15 yıldır. Suç, bu zamanaşımı süresi içerisinde her zaman soruşturulabilir, bu zamanaşımı süresi geçtikten sonra soruşturma yapılamaz.

Soruşturma, Kovuşturma ve Görevli Mahkeme

Yasaklanan bilgileri temin suçu nedeniyle yapılan yargılamalar ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.

Suçun birinci fıkrasındaki hali için soruşturma aşamasında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilebilir.

Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçunda Ceza İndirimi

Teşebbüs, failin suç işlemek amacı ile icra hareketine başlaması ve kendi elinde olmayan nedenlerle suçu tamamlanamamasıdır. İnsan ticareti suçu, teşebbüse açık bir suçtur. Failin, suçun amacını gerçekleştirme niyetiyle hareket etmesi gerekli değildir. Eğer fail araç fiillerde bulunmuş ancak asıl fiilleri tamamlamamışsa, veya asıl fiillere başlamış ancak tamamlayamamışsa, teşebbüsten bahsedilebilir. Bu suça teşebbüs mümkündür. Bu durumda cezada indirim sağlanacaktır.

Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçunda Cezayı Artıran Haller

Fiilin savaş sırasında işlenmesi veya devletin savaş̧ hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askeri hareketlerini tehlike koyması suçu ağırlaştıran nedendir.

Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçunun Para Cezasına Çevrilmesi

Adli para cezası, mahkeme tarafından, failin bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar verilmesidir. Adli para cezasına çevirme yalnızca kısa süreli hapis cezalarında uygulama alanı bulabilecektir. Hükmedilen hapis cezasının para cezasına çevrilebilmesi için verilen cezanın 1 yıl veya daha altında bir hapis cezası olması gereklidir. Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçunun cezası miktarı adli para cezasına çevirme için gereken koşulları sağlamadığı için verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.

Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçu Zamanaşımı

Zamanaşımı, davanın belli bir süre içerisinde açılması veya açılmış olan bir davanın kanuni olarak belirlenmiş süresi içerisinde sonuçlandırılmaması durumunda davanın düşmesine sebep olan kurumdur. Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçunun dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.

Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ve failin hiç ceza almamasına ya da aldığı cezada indirim yapılmasına yol açan düzenlemedir. Buna göre fail mağdura karşı yaratmış olduğu zarardan pişmanlık duyarak zararı gidermeye yönelik hareket ederse bu durumda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecektir. Etkin pişmanlık her suç tipinde uygulanabilen bir düzenleme değildir. Yalnızca düzenleme bulunan suç tipleri için uygulamak mümkün olur. Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçu için etkin pişmanlık düzenlemesi bulunmamaktadır.

Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçu Şikayet Süresi

Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçu, şikayete tabi olmayan suçlar arasındadır ve savcılık tarafından resen soruşturulur. Bu suç için herhangi bir şikayet süresi bulunmamaktadır. Kamu davasına müdahil olan bir kişi bile şikayetini geri çekse dahi, davada devam edilir ve ceza davası düşmez. Bu suç için dava zamanaşımı süresi dışında her zaman soruşturma açılabilir.

Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçunda Şikayeten Vazgeçme

Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçu, şikayete tabi olmayan suçlar arasındadır ve savcılık tarafından resen soruşturulur. Bu sebeple şikayetten vazgeçme herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Şikayetten vazgeçildiğinde dava düşmeyecek yargılama devam edecektir.