2025/26 eğitim-öğretim yılı, çözüm bekleyen köklü sorunların gölgesinde başladı. Eğitim Sen’in hazırladığı rapora göre, yüz binlerce öğretmen atama bekliyor, mevcut öğretmenler ağır iş yükü ve ekonomik sıkıntılar altında görev yapıyor. Okullarda personel yetersizliği, temizlik ve hijyen sorunları ise hala çözülebilmiş değil.
Rapor, Türkiye’de eğitim politikalarında yaşanan piyasa merkezli ve laiklik karşıtı dönüşümün eğitimi kamusal bir hak olmaktan çıkararak, piyasaya ve tek din–tek mezhep anlayışına dayalı bir yapıya dönüştürdüğünü ortaya koyuyor. Öğrenciler, yalnızca piyasa ihtiyaçlarına uygun iş gücü olarak yetiştiriliyor; toplumsal ve kültürel çeşitlilik ihmal ediliyor.
Yeni müfredat ve ders kitaplarındaki dini içerik yoğunluğu, laiklik ilkesini zedeliyor ve eleştirel düşünceyi geri plana itiyor. İmam hatip okullarının yaygınlaştırılması, zorunlu din dersleri ve sınıflarda yapılan dini uygulamalar, eğitimdeki eşitlik ve demokratik anlayış açısından ciddi sorunlar oluşturuyor.
Raporda ayrıca öğretmenlerin güvencesiz istihdam, mesleki özerklik kaybı ve sendikal hakların baskı altında olduğuna dikkat çekiliyor. Ekonomik kriz, işsizlik ve yoksulluk, öğrencilerin ruh sağlığını olumsuz etkilerken, okullarda psikolojik danışman ve rehberlik hizmetlerinin yetersizliği de vurgulanıyor.
Eğitim Sen raporu, her okula yeterli sayıda psikolojik danışman atanması ve öğrencilere ücretsiz psikososyal destek sağlanmasının gerekliliğini de içeriyor. Raporda, eğitimde gerçek eşitliğin ancak demokratik, laik, bilimsel ve kamusal bir anlayışla mümkün olacağı vurgulanıyor.
Raporun tam metni