Birleşmiş Milletler (BM) ve BM’ye bağlı kuruluşlar, Güneydoğu Asya’da hızla büyüyen çevrimiçi dolandırıcılık sektörünün artık küresel ölçekte organize bir suç ekonomisine dönüştüğüne dikkat çekiyor. BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNODC) değerlendirmelerine göre, özellikle Myanmar, Kamboçya ve Laos gibi ülkelerde kurulan dolandırıcılık merkezleri, her yıl dünya genelinde milyonlarca insanı hedef alarak milyarlarca ABD doları zarara yol açıyor.
Myanmar İç Savaşı Dolandırıcılık Ağlarını Besliyor
BM raporlarına göre, 2021’deki askeri darbeden bu yana silahlı çatışmaların sürdüğü Myanmar, çevrimiçi dolandırıcılık ağları için elverişli bir zemin sunuyor. Çinli suç örgütleri tarafından yönetilen bu operasyonlar, ülkenin sınır bölgelerinde kurulan güçlendirilmiş yerleşkelerden yürütülüyor. İnsan ticareti mağduru on binlerce kişi, zorla bu merkezlerde çalıştırılıyor.
Myanmar ordusu ve bölgesel güçlerin zaman zaman düzenlediği operasyonlar ise sorunu ortadan kaldırmakta yetersiz kalıyor. Ekim ayında Karen Eyaleti’nde büyük bir dolandırıcılık merkezine düzenlenen askeri baskın sonrası yapılan “tamamen kökünü kazıyacağız” açıklamalarına rağmen, birkaç gün içinde faaliyetlerin yakındaki diğer tesislerde sürdüğü yerel basına yansıdı.
BM: Baskınlar Yetmiyor, Yapısal Sorunlar Var
BM uzmanları, yalnızca güvenlik operasyonlarına dayalı yaklaşımın sonuç vermediğini vurguluyor. UNODC, dolandırıcılık merkezlerinin kapatılmak yerine yer değiştirdiğini, bunun da sınır yönetimindeki büyük farklılıklardan kaynaklandığını belirtiyor.
Çin sınırı, yoğun güvenlik önlemleri, sıkı kimlik kontrolleri ve telekomünikasyon denetimleri nedeniyle dolandırıcılık faaliyetleri açısından yüksek riskli hale gelmiş durumda. Gerçek isimle SIM kart kaydı, finansal transferlerin sıkı takibi ve dolandırıcılık karşıtı dijital uygulamalar, Çin’e yakın bölgelerde bu merkezlerin barınmasını zorlaştırıyor.
Tayland Sınırı: Görece Açık Kapı
Ancak Tayland-Myanmar sınırında tablo farklı. On yıllardır süren göç, mülteci hareketliliği ve ticaret, bu hattı daha geçirgen hale getiriyor. BM’ye göre, Mae Sot gibi sınır kentleri, Karen Eyaleti’ndeki dolandırıcılık merkezlerine erişimde kilit rol oynuyor. Aynı yollar; mültecileri, yardım çalışanlarını ve tüccarları taşıdığı gibi, insan ticareti mağdurlarını taşıyan aracılar tarafından da kullanılıyor.
Saha gözlemleri, Tayland sınırındaki kontrol noktalarının insani kaygılar ve yerel sosyal bağlar nedeniyle daha esnek işlediğini ortaya koyuyor. Bu durum, dolandırıcılık ağlarının Myanmar’a giriş çıkışını kolaylaştırıyor.
Parçalı Kontrol Noktaları, Süreklilik Sağlıyor
Myanmar’ın sınır bölgelerinde kontrol noktaları tek bir otoriteye bağlı değil. Çeşitli etnik silahlı gruplar ve milisler tarafından yönetilen bu noktalar, güvenlikten çok gelir kapısı olarak işliyor. BM raporları, dolandırıcıların kontrol noktalarındaki görevlilerle paylaşılan rüşvet ve “geçiş ücretleri” sayesinde baskılardan kolayca sıyrılabildiğini ortaya koyuyor.
Ayrıca yaklaşan operasyonlara dair bilgilerin, sınır ötesi suç ağları aracılığıyla önceden sızdırıldığı da belirtiliyor. Karen Eyaleti’nden gelen bilgilere göre, bazı etnik milisler baskınlardan önce Çinli dolandırıcıların güvenli şekilde bölgeden ayrılmasına aracılık ediyor.
BM’den Çağrı: Bölgesel ve Küresel İşbirliği Şart
Birleşmiş Milletler, Güneydoğu Asya’daki çevrimiçi dolandırıcılık sorununu yalnızca bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda insan ticareti ve insan hakları krizi olarak tanımlıyor. UNODC ve BM İnsan Hakları Mekanizmaları, bölge ülkelerine sınır yönetiminde eşgüdüm, mağdurların korunması ve suç gelirlerinin finansal takibinin güçlendirilmesi çağrısı yapıyor.
BM’nin ortak değerlendirmesi net:
Güneydoğu Asya’daki dolandırıcılık sektörü baskı altında eğiliyor, ancak kırılmıyor. Asimetrik sınır kontrolleri ve parçalı otorite yapıları değişmedikçe, bu suç ekonomisi sadece yer değiştirerek varlığını sürdürmeye devam ediyor.




