Adana’da Özgürlük İçin Hukukçular Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği, İnsan Hakları Derneği: “Tahir Elçi’siz 10 Yıl” Başlıklı Basın Açıklaması Gerçekleştirdi.
Yeni Adliye Binası önünde bir araya gelen İHD, ÇHD ve ÖHD üyeleri Tahir Elçi ve tüm barış şehitleri için bir dakikalık saygı duruşu gerçekleştirdiler.
DEM Parti Adana İl Eş Başkanları Helin Kaya ve Seyfettin Aydemir’in de katıldığı açıklamada İHD Adana Şube Başkanı Av. Yasemin Dora Şeker açılış konuşmasını yaptıktan sonra ortak açıklamayı Av. Zelal Demiray okudu.
Demiray, “Ömrünü Kürt meselesinin barışçıl çözümüne, insan haklarına, faili meçhul cinayetlerdeki cezasızlık politikalarına, köy yakmaların, zorla kaybetmelerin, toplu infazların ve devlet güçleri ya da devletle bağlantılı yapıların gerçekleştirdiği ağır ihlallerin açığa çıkarılmasına adayan, pek çok kritik dosyayı AİHM'e taşıyarak uluslararası alanda da adalet mücadelesinin önemli bir aktörü olan, hakikati karartma girişimlerine karşı ısrarı ve cesareti ile bugün hâlâ hafızamızda ve mücadelemizde yaşayan, Diyarbakır Barosu ebedi başkanı Av. Tahir ELÇİ'yi katledilişinin 10. yılında anmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz” dedi.
Av. Demiray konuşmasına şu şekilde devam etti:
Katıldığı bir televizyon programında ifade ettiği görüşlerin resmi ideolojiyle örtüşmemesi üzerine hakkında hukuka aykırı bir soruşturma ve yakalama kararı çıkarılması; eş zamanlı olarak medya organlarında sistematik biçimde hedef gösterilmesi ve yoğun ölüm tehditlerine maruz bırakılması, Tahir Elçi’yi kuşatan bütüncül bir saldırı iklimi yaratmış, siyasi iktidarın söylemleri ve yargı pratiğinin araçsallaştırılmasıyla derinleşen bu süreç, Elçi’nin korunmasız bırakılmasına ve 28 Kasım 2015’te gerçekleşen katliamın koşullarının fiilen hazırlanmasına yol açmıştır.
Tahir Elçi katliamına dair soruşturma süreci, başından itibaren hem yargısal hem de siyasi mekanizmaların eksiklikleri ve taraflı uygulamaları nedeniyle etkin şekilde yürütülmemiş, olay yerini gören kameraların olay anında çalışmadığı belirtilmiş, keşfe aylar sonra gidilebilmiş, polislerin dahi dosyada şüpheli olarak yer alması ancak Londra Üniversitesi’nden alınan bir uzmanlık raporu sonucu sağlanabilmiştir. Kovuşturma aşaması da soruşturmanın eksikliklerini derinleştiren bir sürece dönüşmüş, çatışmaya ilişkin tanıkların, ihbarcıların ve yine dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun "suikast" tanımlamasına rağmen kendisinin dahi dinlenmesinden vazgeçilmiş, müşteki vekillerinin neredeyse tüm tevsi-i tahkikat talepleri reddedilmiş, dosya kapsamında olay yerinde bulunan üç polisin Elçi’ye doğrudan ateş hattında bulunduğu ve silahlarını birden fazla kez ateşlediği, bir polisin Elçi’ye engelsiz bir atış hattıyla hedef aldığı teknik raporlarla belgelenmiş olmasına rağmen, tüm bu deliller dikkate alınmamış ve tutuksuz yargılanan sanık polisler hakkında beraat kararı verilmiştir.
Bu 10 yıllık yargı süreci Türkiye’de cezasızlığın sistematik ve yerleşik bir devlet politikası olduğunu bir kere daha gözler önüne sermiştir. Bugün, Tahir Elçi dosyası tüm hukuki yollar tüketildikten sonra Anayasa Mahkemesi önünde beklemektedir. Anayasa Mahkemesi, artık yalnızca bireysel başvuru kapsamında bir inceleme organı olmanın ötesine geçmeli; cezasızlık pratiğini sona erdirecek, hakikati ortaya çıkaracak ve Türkiye’de hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması açısından belirleyici bir karar vermelidir.
Elçi’nin son sözleri “çatışma, operasyon istemiyoruz”, en büyük muradı ise onurlu bir barışın tesisi olmuştur. Bugün, barış ve demokratik toplum sürecinin konuşulduğu bir dönemden geçerken, geçmişle yüzleşmek, toplumun belleğinde açılmış derin yaraları görünür kılmak ve sorumluların hesap vermesini sağlamak, yalnızca demokratik bir hukuk devletinin gereği değil aynı zamanda toplumsal bir barışın da ön koşuludur. Bu yüzleşmenin en kritik duraklarından biri de cezasızlık politikalarına son verilerek meslektaşımız Tahir Elçi cinayetinin tüm boyutlarıyla açığa çıkarılması, gerçek faillerin cezalandırılmasıdır.
Bizler; Tahir Elçi’nin katledilmesinin tüm boyutlarının açığa çıkarılması, gerçek faillerin cezalandırılması ve cezasızlık politikalarının sona erdirilmesi için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.
Tahir Elçi’nin mücadele mirasını devralan hukukçular olarak, temel hak ve özgürlüklere yönelik her türlü sınırlamaya karşı duracağımızı; adaletin tesis edilmesi, hakikatin görünür kılınması ve barışın inşası için mücadelemizi kesintisiz sürdüreceğimizi ilan ediyoruz.
Tahir Elçi’yi, ödün vermeden yürüttüğü insan hakları, adalet ve barış mücadelesiyle sevgi ve saygıyla anıyor; onun ve benzer şekilde mücadelede yaşamını yitiren tüm meslektaşlarımızın mirasını yaşatacağımıza söz veriyoruz.28.11.2025
