Soyu tükenmeye yüz tutmuş
hayaller dağılır ortalık yere
ki bilir herkes hayaller yitirilince
sadece acı biriktirmeye başlar duygular.

Hiç bitmeyecek bir yolculukta
kirli bir ışık sızmaya başlar yürekten içeri
henüz akşam bile olmadan
kendini boşluğa atar karanlıklar
dönüşü olmayan bir yola girer umutlar.

Yatağın ılık sessizliğine gömüldüğünde
düşer akla can yakan sevişmeler bir çığ gibi
yaşanan heyelandır zaman
rüzgârın silip süpürdüğü
toz tabakası gibi gözden kaybolsa da bazen
unutulmuyor –aşk-
ki zor aşkların yaraları kolay kolay iyileşmez bilinir
hava değişir değişmez sızlamaya başlar
unutuluyorsa adı aşk olmuyor zaten
çok derinde bir yerde kanayıp duruyor arzular.

Ve buna rağmen gidiliyorsa sevgili
ayrılırken sarılmanın
ne anlamı var…!

GM