CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Gölbaşı Temsilciliği tarafından Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 106’ncı yılı dolayısıyla düzenlenen panele katıldı. Nazlıaka, Cumhuriyetin ciddi bir tehdit altında olduğunu belirterek, “Atatürk’ün Ankara’da ateşlediği direniş ruhuyla Meclis’te, sahada, meydanlarda, hayatın her alanında Cumhuriyetimizi savunacağız” dedi.
Türkiye’nin kaderini değiştiren tarihsel bir dönüm noktasını anmak için bir araya geldiklerini ifade eden Nazlıaka, 27 Aralık 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya gelişiyle birlikte bu topraklara bağımsızlık, eşitlik, özgürlük, adalet, halk egemenliği ve cumhuriyet iradesinin adım adım taşındığını söyledi. Ankara’nın o tarihten sonra kuruluşun kalbi, kurtuluşun aklı ve direnişin karargâhı haline geldiğini vurgulayan Nazlıaka, milli ruh ve bilincin Ankara’dan tüm yurda yayıldığını ifade etti.
27 Aralık’ın yalnızca milli tarih açısından değil, milli kültür açısından da son derece önemli bir gün olduğuna dikkat çeken Nazlıaka, milli ruh ile milli kültürün bütünleşmemesi halinde halkın kalbinde yer edinmenin mümkün olmadığını söyledi. Mustafa Kemal Atatürk’ün halkın kalbinde taht kurduğunu belirten Nazlıaka, Anıtkabir’e yönelik yoğun ziyaretlerin de bunun göstergesi olduğunu dile getirdi. Nazlıaka, Atatürk’ün Ankara’ya gelişiyle milletle bir sözleşme imzaladığını, bu sözleşmenin adının Cumhuriyet, temel maddesinin ise egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olması olduğunu ifade etti.
Konuşmasında güncel siyasi gelişmelere de değinen Nazlıaka, Cumhuriyetin bugün ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğunu söyledi. Atatürk ilke ve devrimlerine yönelik saldırıların arttığını ifade eden Nazlıaka, hukukun siyasetin bir aracı haline getirildiğini, sivil toplum örgütlerinin, baroların, üniversitelerin ve demokratik kurumların bilinçli olarak zayıflatıldığını, Meclis’in işlevsizleştirildiğini savundu.
Halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarının mesnetsiz iddialarla tutuklandığını dile getiren Nazlıaka, masumiyet karinesinin açıkça ihlal edildiğini belirtti. Nazlıaka, 15,5 milyon yurttaşın oyuyla cumhurbaşkanı adayı olan Ekrem İmamoğlu ile diğer belediye başkanlarının tutuklanmasını kabul etmediklerini vurgulayarak, bunun millet iradesinin yok sayılması anlamına geldiğini söyledi.
Nazlıaka, yoksulluğun özellikle kırılgan gruplar açısından derinleştiğini, bunun Cumhuriyetin ruhu ve sosyal devlet ilkeleriyle bağdaşmadığını ifade etti. Laiklik ilkesinin aşındırıldığını savunan Nazlıaka, HÜDA PAR’ın kapatılan medreselerin yeniden yasal statü kazanmasına yönelik girişimlerine de tepki göstererek, çağdaş, laik, bilimsel, karma ve parasız eğitimi savunmaya devam edeceklerini söyledi.
Türkiye’nin bir kez daha kritik bir süreçten geçtiğini ifade eden Nazlıaka, 106 yıl önce millet iradesinin yok sayıldığı koşullara benzer bir tabloyla karşı karşıya olunduğunu belirtti. Nazlıaka, “Bu millet iradesine sahip çıkmayı Ankara’da göstermiştir, boyun eğmemeyi Ankara’da kanıtlamıştır. Bugün de aynı inançla, aynı azimle buradayız. Cumhuriyetimize sonuna kadar sahip çıkacağız” dedi.
Konuşmasını, ilk seçimlerin ardından Cumhuriyetin yeniden demokrasiyle taçlandırılacağı sözleriyle tamamlayan Nazlıaka, CHP’nin kurucu parti sorumluluğuyla ülkeyi yeniden halkın iktidarıyla buluşturacağını ifade etti.
