hadi artık sen başla…! GM

İnsanın, bu dünyayı katlanır kılabilmesi için birazda olsa sevgiye ihtiyacı vardı. Hatta benim daha çok…!

Yoksa bir düş mü görmüştüm sevildiğimi sanıp, ispat edemediğim. Tanıktan yoksun, sadece gözlerim kapalıyken görebildiğim kocaman bir dünya. Ölmek için daha fazla kanatılmaya ihtiyacı vardı yaralarımın. Şimdilik bu kadarıyla baş edebilirdim sanki ama yokluğunla değil. Gitme!

Sanki ev ödevini yapmayı becerememiş diğer her konuda da yetersiz kalmış hissi uyandırıyorsun bazen bende. Sürgüne gönderilmek için kalbinde sıraya girmişim sanki. Yüreğinin bu kadar kalabalık oluşu mu üzüyor beni yoksa sana yetememe duygusu mu henüz çözmüş değilim. Yine de yanında hiçbir şey olmamış gibi bulutların üzerinde hoplayıp zıplıyor yüreğim, an-ı yaşarken an-a takılıyor diz(e)lerim. Sonra düşüyorum.

Yine de her dip bir cehennem olmasa gerek, çünkü seninle mutluluğun dibine vurmuştum ve kimsenin gelip el atmasını istemeyecek kadar orda kalmak istiyordum. Sana rağmen seni seviyor ve birçok yanlışı görmüyordum. Kör olduğumdan değil seni benden uzaklaştıracak her şeyden kaçtığım için. Tüm çabam hala bu yönde. Sen arada kaşısın da yaralarımı yine de sensiz yoluma devam edemez gibiymiş geliyor bana. Bir çocuğu nasıl severse insan bende bir yanlışı o kadar sevdim anla! Hata olduğunu bile bile attım yalnızlığımı da uçurumdan, şimdi sende gitsen benden, kalakalacağım mutsuzluğumla baş başa. Ve sen hiç gelmeyecek trenin tek yolcusu olarak benden uzaklara düşeceksin o zaman. Korkuyorum, ya gerçekten gidersen ya gerçekten vazgeçersen beni sevmekten! Gitme…!

Sözlüklerden çıkarılmış tonlarca ayrılık kelimelerini sarf etmek yerine tutkulu bir aşkı yaşamak isterken kanatıyor ağzımı yine keskin cümleler. Sanki yıllarca dayanıklı sanıp giydiğim zırhım küçük bir kesi ile paramparça olmuştu. O yüzden hatalarımdan yeniden doğmama izin ver ya da daha fazla hata yapmamak için yalnızlığımı attığım çukura göm beni ama gitme!

Bilmezsin sen, küçükken karanlıktan korkardım, büyüdükçe anladım sevdiklerini kaybetmenin karanlıktan farksız olduğunu. O yüzden gitme benden seni böylesine severken, böylesine tutuşup tüm ormana bulaşmışken alevlerim, hiçbir itfaiye söndürememişken yangınları, hiçbir rüzgâr savuramamışken dumanları, gitme. Beraber yanalım demiyorum, beraber sönelim, anla.

Ulu orta söylediğin cümleler bir amaçtan yoksun, başıboş kalmış gibi ortalığa dağılmasın, adam gibi sahip çık bu dökülenlere. Ve sev beni. Cömertçe savur sevdanı hayatıma. Bak yüreğimin surlarında aşkın hüküm sürerken, engin mavilere dalıyor umutlarım, buharlaşıp yapışıyorum dudaklarına. Ve her şeye rağmen beni düşündüğünü biliyorum bir yerlerde, bırak her şeyi gözlerime dal, bırak orda yaşayalım. Seni yaşamaktan hiç vazgeçmedim ben, o yüzden deli gibi yüzüme savrulan hasretin bitsin,

hadi artık sen başla…!

GM