Anayasaya göre idare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Tam yargı davası, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarara uğrayanlar tarafından zararın giderilmesini sağlamak amacıyla açılan davadır. İptal davası ile amaçlanan, idarenin hukuka aykırı işlem veya eylemlerinden zarar gören kişilerin zararının giderilmesidir.

Bu yönüyle tam yargı davası, adli yargıdaki tazminat davasının bir benzeridir. Fakat idari yargılama hukukunda tazminat davası şeklinde bir dava türü yoktur. Kanunun bazı maddelerinde tazminat davası ifadesi kullanılsa da bununla kast edilen tam yargı davasıdır.

Yukarı da belirttiğimiz üzere tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar da idari yargılama usulü kanununda ayrı bir idari dava türü olarak belirtilmiştir.

Her ne kadar kanunda ayrı bir dava türü olarak belirtilmiş olsa da idari sözleşmelerden doğan davalar tam yargı davasının özel bir türü olarak kabul edilmektedir. Başka bir ifadeyle idari sözleşmelerden doğan davalar, niteliği itibarıyla bir tam yargı davasıdır. Dolayısıyla idari sözleşmeler de tam yargı davasının konusunu teşkil eder.

İdari sözleşmelerden kaynaklanan tam yargı davaları, sadece idareye değil, sözleşmenin tarafı olan özel hukuk kişilerine karşı da açılabilir.

Tam Yargı Davasının Özellikleri

1.Tam Yargı Davasının Konusu İdari işlemler, İdari Eylemler ve İdari Sözleşmelerdir. Tam yargı davası, idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan zararın giderilmesi amacıyla açılır. Dolayısıyla davanın konusu idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerdir.

2.Tam Yargı Davasında Zarar Giderilmesi Talep Edilir. Tam yargı davasının amacı idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan zararın giderilmesidir. Tam yargı davasında idari işlemlerin iptali talep edilemez. Fakat tam yargı davasının iptal davası ile birlikte açılması mümkündür.

3.Tam Yargı Davası Sübjektif Niteliği Ağır Basan Bir Davadır. Tam yargı davası, kişisel hakların zarara uğraması sebebiyle açılır. Başka bir ifadeyle bu davanın açılmasındaki amaç, kişisel zararların giderilmesidir. Bu yönüyle bu dava sübjektif niteliği ağır basan bir davadır.

4.Tam Yargı Davası Özel Etkilidir. Tam yargı davasında verilen karar, herkese değil, sadece davanın taraflarına etki eder. Başka bir ifadeyle verilen karardan herkes değil, sadece davacı yararlanır.

5.Tam Yargı Davasında Hak İhlali Şartı Aranır. Tam yargı davası, idari işlem, eylem veya sözleşmeler sebebiyle kişisel hakları doğrudan ihlal edilenler tarafından açılır. İptal davası için menfaat ihlali gerekli ve yeterliyken; tam yargı davası için mutlaka hak ihlali şartı aranır. Hak ihlali, menfaat ihlaline göre daha dar, daha az kapsamlı bir kavramdır. Mal varlığında azalma, mal varlığının artması gerekirken artmaması, kardan yoksun kalınması, cismani veya manevi bir zararın meydana gelmesi birer hak ihlali durumudur.

6.Salt İdari Eylemlerden Doğan Tam Yargı Davasında, Önce İdareye Başvurulması Gerekir. Herhangi bir idari işleme dayanmayan salt idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların tam yargı davası açmadan önce kural olarak belirli süre içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemesi gerekir. Aksi takdirde mahkeme, dilekçelerin görevli idare merciine gönderilmesine karar verir.

7.İdari Sözleşmeden Doğan Tam Yargı Davası, Özel Hukuk Kişilerine Karşı Da Açılabilir. İdari sözleşmelerden kaynaklanan tam yargı davaları, sadece idareye değil, sözleşmenin tarafı olan özel hukuk kişilerine karşı da açılabilir.

Tam Yargı Davasının Sonuçları

Davanın Reddi: Tam yargı davası usulden reddedilirse dava açma süresi henüz dolmadıkça giderilmesi mümkün usuli eksiklikler giderilerek yeniden açılabilir. Fakat tam yargı davası esastan reddedilirse davacı aynı sebebe dayanarak yeni bir dava açamaz.

Davanın Kabulü: Tam yargı davasında dava konusu hakkının ihlal edildiğine kanaat getirilirse davanın kabulüne karar verilir ve idarenin davacıya tazminat ödemesine hükmedilir.

Tam yargı davasında hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye karşı bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren en geç 30 gün içinde yatırılmalıdır. Bu süre içinde ödeme yapılmaması halinde genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.

Tam yargı davalarında ve vergi uyuşmazlıklarına ilişkin davalarda idarece, mahkeme kararının tebliğ tarihi ile ödeme tarihi arasındaki süreye tecil faizi oranında hesaplanacak faiz ödenir. Ancak mahkeme kararının davacıya tebliği ile banka hesap numarasının idareye bildirildiği tarih arasında geçecek süre için faiz işlemez.

İptal Davası ile Tam Yargı Davasının Farkları

1.İptal davasına sadece idari işlemler konu olabilir. İdari eylemler ve idari sözleşmeler konu olamaz. Tam yargı davasına ise idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmeler konu olabilir.

2.İptal davasında amaç idari işlemin ortadan kaldırılmasıdır. Tam yargı davasında amaç zararın giderilmesidir.

3.İptal davasında menfaat ihlali gerekli ve yeterlidir. Tam yargı davasında ise hak ihlali gerekir, menfaat ihlali yeterli değildir.

4.İptal davası objektif niteliği ağır basar. Tam yargı davası ise özele etkilidir, karardan sadece davacı yararlanır.

5.İptal davası, işlemi tesis eden idareye karşı açılır. Tam yargı davası ise idari işlem, idari eylem veya sözleşmeyi yapan idareye karşı açılır. Fakat idari sözleşmenin tarafı olan özel hukuk tüzel kişisine karşı da tam yargı davası açılabilir.

6.İptal davası, idareye başvurmaksızın doğrudan açılabilir. Ancak tam yargı davası açmadan önce idareye başvurmak zorunludur. Yoksa dava usulden reddedilir.

7.İptal davasında davanın kabulü, işlemin ortadan kalkması sonucunu doğurur. Tam yargı davasında davanın kabulü, tazminat sonucunu doğurur.