Genel Olarak

Tüzel kişilerin tacirlik sıfatı Türk Ticaret Kanunu'nun 16. maddesinde düzenlenmiştir.

(1) Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.

Yine aynı maddenin ikinci fıkrasında, bazı tüzel kişilerin ticari işletme işletseler dahi tacir olarak sayılmayacakları hükme bağlanmıştır

(2) Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar.

Tüzel kişi tacirler karşımıza üç farklı grupta karşımıza çıkmaktadır.

A) TİCARET ŞİRKETLERİ

Ticaret şirketlerinden kasıt; kollektif, adi komandit, anonim, sermayesi paylara bölünmüş komandit, limited şirket ile kooperatiflerdir.

Kollektif ve adi komandit şirketler ancak "ticari bir işletme işletmek amacı ile" kurulabildikleri halde anonim, limited, kooperatif ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler'in böyle bir zorunlulukları yoktur. Burada üzerinde önemle duracağımız husus şudur: "Ticaret şirketleri, ticaret şirketleri olmaları sebebiyle tacir sayılırlar; ticaret şirketlerinin ortakları TACİR SAYILMAZLAR"

B) AMACINA VARMAK İÇİN TİCARİ BİR İŞLETME İŞLETEN VAKIFLAR VE DERNEKLER

1) Vakıfların Tüzel Kişi Tacir Sıfatı

Türk Ticaret Kanunu'nun 16. maddesine göre, amacına varmak için ticari işletme işleten vakıflar tacir sayılmaktadır. Bilindiği üzere vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleri ile oluşan tüzel kişiliğe haiz mal topluluklarıdır. Vakıflar kural olarak kazanç paylaşma amacı güdemezler lakin kuruluş amaçları doğrultusunda ticari işletme işletebilirler.

Vakıflar TTK m.40/1 "ticari işletmesini ve seçtiği ticaret unvanını, işletme merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan ettirir" şeklindeki hükmüne göre ticaret işletmelerini sicile kaydettirmek ile mükelleftirler. Vakıfların tacir sıfatları, ticari işletmelerinden doğmaktadır. Vakıflar bir ticari işletmeyi kısmen de olsa tüzel kişilikleri adına işletiyorlarsa tacir olarak sayılmaktadırlar. Yine TTK m.195/5 hükmü gereği vakıflar bir şirketler topluluğunda hakim konumda ise tacir olarak sayılacaklardır.

Vakıfların tacirlik sıfatları yalnızca amaçlarına ulaşma gayesiyle yapmış oldukları işlemlerde söz konusudur. Vakıfların, ticari işletme ile alakalı olmayan diğer faaliyetlerinden dolayı tacir olarak sayılması mümkün değildir.

Vakıfların ticari işletmelere tescili için gereken olgular arasında, ticari işletmenin merkezi ve unvanı yanında, vakfın unvanı ve merkezinin gösterilmesinin ve vakıf tarafından verilen ticari işletmenin kuruluş kararının tarihi ile ticari işletmenin kuruluşuna hangi organ tarafından karar verildiğinin aranması da vakıf tarafından işletilen ticari işletmenin tescil talebinin, vakıf tarafından yapılacağını göstermektedir.

TTK Madde 16/2'de,  "gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işle
tilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar" hükmü ile  gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıfların, işlettikleri ticari işletme münasebetiyle tacir sayılamayacağını kabul etmiştir.

2) Derneklerin Tüzel Kişi Tacir Sıfatı

TTK Madde 16/1 "Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar  da tacir sayılırlar."

Tacir tarafından işletilen ticari işletmenin, kendisinin hukuki bir varlığı yoktur. Burada önemli olan işletmeyi kendi adına işleten kimsenin yani tacirin kim olduğudur. Bu bakımdan Dernekleri incelediğimizde, Türk Ticaret Kanununun yukarıda tam metni verilen 16. Maddesine göre yasal olarak tacir olarak kabul edilen kişilik, Dernek tüzel kişiliğinin kendisidir. Dernekler tarafından kurulun İktisadi işletmelerin tüzel kişiliği olmadığı gibi derneklerin iktisadi işletmeleri kanunen tacir sayılmamakta, tacir sıfatı ve ticari faaliyetlerden doğan sorumluluklar, asıl tüzel kişiliğe haiz olan derneğe verilmektedir.

Yine vakıflarda olduğu gibi derneklerde de tacirlik sıfatı yalnızca ticari işletme faaliyetlerinden dolayı yapılan işlemler için geçerlidir. Ticari işletme ile ilgili olmayan faaliyetlerinden dolayı tacir sayılması söz konusu olmayacaktır.

C) KAMU TÜZEL KİŞİLERİ TARAFINDAN KURULAN KURUM VE KURULUŞLAR

Kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılır.

Kamu iktisadi teşebbüslerinin tacir sayılması için kanunda öngörülen iki şart birlikte aranmamakta; kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde yönetilmek cümlesinden sonra ve yerine veya bağlacı getirilerek ticari şekilde işletilmek üzere kurulan kurum ve kuruluşların da tacir sayılacakları belirtilmektedir.


TÜZEL KİŞİ TACİR SIFATININ KAZANILMASI VE KAYBEDİLMESİ

Tüzel kişilerin tüzel kişiliğinin son bulmasıyla birlikte tüzel kişi tacir sıfatı da son bulur. Ticareti terk eden gerçek kişi tacir hakkında iflas yoluyla takip terk olayının ilanından itibaren 1 yıl daha yapılabilir. Amacına ulaşmak için ticari işletme işleten dernek ve vakıflar bakımından da bu hükmün uygulanması söz konusudur. Ancak ticaret şirketleri hakkında da bu hüküm uygulanmaz.

STJ.AV.ATALAY BİROL VE AVUKAT GİZEM GÜL UZUN