Erol Zavar’ın şiirleri ile Özcan Yaman’ın fotoğrafları, unutmaya unutturulmaya karşı koyuş ve tarihe not düşme olarak da algılanabilir.

“İçeride sansür yalnızca üretim için gerek duyulan kaynakların yasaklanması olarak çıkmaz karşınıza. Kimi zaman da üretimleriniz hapishane idaresinin politik tercihlerinin hışmına uğrayabilir. Bu durum sıklıkla yaşandığından, giderek ‘acaba şunu yazsam sansüre takılır mı’ kaygısı oluşabiliyor. Böylece ‘öğrenilmiş çaresizlik’ denilebilecek oto sansür gelişebiliyor. Bu da bir çeşit ezop dili geliştirilmesine ve güçlü imgeler yaratılmasına sebep olabiliyor. Yani sansür, amaçlandığının tersine bir güçlenme yaratıyor. Sansürcünün açmazı da bu olsa gerek.”  Erol Zavar

Tutuklu kaldığı 22 yıl boyunca 20’den fazla kanser ameliyatı olan, dışarıda onun için açılan kampanyalara, yapılan belgesellere rağmen serbest bırakılmayan şair Erol Zavar’ın şiirleri ile Özcan Yaman’ın fotoğrafları, unutmaya unutturulmaya karşı koyuş ve tarihe not düşme olarak da algılanabilir. Malum “hafıza-ı beşer nisyan ile maluldür”. Zavar ve Özcan da bu nisyana (unutmaya) tepki olarak, resmi tarihin koşullandırdığı zihinleri uyandırmak için yazıyorlar ve deklanşöre basıyorlar. Resmi tarihin yalanlarına karşı gerçek tarihin yazılımına katkı sunuyorlar.

kapak CENNETİN GÜZELLİKLERİ

Kitabın sayfalarını çevirdiğimiz zaman anlıyoruz ki; Erol Zavar, hastalığına, hapishanelerde kimi zaman dayanılmaz boyutlara ulaşan tecride, F Tipi Hücrelerin karanlığına, sansüre rağmen üretmeye devam etmiş. O da Özcan Yaman gibi hemen her konuda sorgulamalar yapmış. Çevre, sınıf, kimlik demiş, Gezi Direnişi demiş ama aşkı da ihmal etmemiş.

Redfotoğraf Kolektifi Kurucularından yazar ve fotoğrafçı Özcan Yaman da Gezi direnişinde çektiği fotoğrafların sergisinin temasını anlatırken şunları söylemiş: “Genelde sanatın, özelde fotoğrafın yaşamdaki karşılığını Gezi direnişlerinde gördük / yaşadık. Direnişlerin ruhu sanatla vücut bulmuştur. Yıllardır korunaklı alanlarda halka ulaşamayan ya da halkın ulaşamadığı sanat, Gezi direnişleri boyunca özellikle gençliğin orantısız zekâsı ile kendini göstermiştir. (…) Sanat sokaktı ve sokak öğretiyordu…”

Klaros yayınlarından çıkan “Cennetin güzellikleri cehennemde yaratılır”, biri “içeride” diğeri “dışarıda” iki sanatçının, şair Erol Zavar ile Fotoğrafçı Özcan Yaman’ın “tecridi, sansürü” aşarak hazırladığı bir kitap. Zavar’ın şiirleri ile Yaman’ın fotoğrafları bize “Özgürlük” kavramını yeniden sorgulatıyor.

ozcan 4

Özcan Yaman’ın ifadesiyle: “Düşünen insan nerede olursa olsun ‘özgürdür’. Maddi hayatlarının kısıtlanması onların soyut düşünme yetilerini yok edememişse hala umut var demektir… (…) Fotoğraf okumak, bu anlamda soyutlama yapmanın yaratıcı olmanın ve görmenin adı olur. Bizler, fotoğraf makinesine dokunamasalar da, fotoğraf çekemeseler de anlam üretmeyi bilinç düzeyine çıkaran tutsaklara ancak şükranlarımızı sunabiliriz “

Halen Bolu F Tipi hapishanede, tek kişilik hücrede tutulan Zavar’ın dediği gibi: “Özgürlük: Aşkla yarını hayal etmek ve şevkle o hayal için çalışmaktır”

ozcan 3

Sonuç olarak “Cennetin güzellikleri cehennemde yaratılır”da  Zavar’ın şiirlerini okumak ve Yaman’ın fotoğraflarını “seyretmek” hüzünlü bir yolculuğa çıkarıyor bizi. “Sarsan, dirilten ve sorgulatan” imgeler sobeliyor okuyucuyu.

Hadi siz de gelin, bu yolculukta onlara eşlik edin…

Mart 2023

Künye: Cennetin güzellikleri cehennemde yaratılır, Şiir ve fotoğraf, Erol Zavar, Özcan Yaman, Klaros yayınevi, İstanbul, 2023.

*Evrensel. 17.04.2023