Dolandırıcılık, bir kimsenin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamasıdır.

Örneğin; A'nın hastanede bulunan bir yakınına kan gerektiğinden söz ederek B'yi ikna edip hastaneye götürerek burada, kan vermek için gelecek bir başka kişi arayacağı bahanesiyle onun cep telefonunu alıp daha sonra kayıplara karışması gibi.

Dolandırıcılık, sinsi bir suçtur. Fail, suçu bir hile üzerine kurmaktadır. Hırsızlık ve güveni kötüye kullanma suçundan farklı olarak, fail hileyle mağdurun rızasını almaktadır.

Dolandırıcılık suçunun hukuksal konusunu, mal varlığı ve irade özgürlüğü oluşturmaktadır. Dolandırıcılık suçunu diğer mal varlığına karşı işlenen suç tiplerinden farklı kılan husus, aldatma temeline dayanan bir suç olmasıdır. Birden çok hukuksal konusu olan bu suç işlenirken, yalnızca mal varlığı zarar görmemekte, mağdurun veya suçtan zarar görenin iradesi de hileli davranışlarla yanıltılmaktadır.

HIRSIZLIK SUÇU İLE DOLANDIRICILIK SUÇU ARASINDAKİ FARKLAR

Dolandırıcılık suçunda mağdur, malın alınmasına rıza göstermektedir, ancak bu rıza hileyle alınmış, aldatılmış bir rızadır. Oysa hırsızlık suçunda mağdurun hiçbir rızası yoktur.

Hırsızlık suçu yalnızca taşınabilir bir mal üzerinde işlenebilir. Oysa dolandırıcılık suçu, taşınır ve taşınmaz mallar da dahil olmak üzere her türlü mal varlığı değerine karşı işlenebilir.

Hırsızlık suçunda suçun oluşması için kast yeterli olmayıp failde kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak amacı bulunması gerekir. Oysa dolandırıcılık suçunda kast yeterlidir.

GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU İLE DOLANDIRICILIK SUÇU ARASINDAKİ FARKLAR

Güveni kötüye kullanma suçunda malın teslimi belirli bir biçimde kullanılmak için hukuka uygun yöntemlerle ve aldatılmamış özgür bir iradeye dayanılarak yapıldığı halde, dolandırıcılık suçunda teslim, hileli davranışlar kullanılarak sakatlanmış, özgür olmayan bir iradeye dayanmaktadır.

Dolandırıcılık suçunda, haksız çıkarın sağlanması dolayısıyla suç tamamlanmaktadır. Suçun oluştuğu an, çıkarın sağlandığı, zararın verildiği andır. Güveni kötüye kullanma suçunda ise suçun oluştuğu an, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunma veya bu devir olgusunu inkar seçimlik hareketlerinden birinin gerçekleştiği an olup, bu ana kadar gerçekleşen eylemler suç oluşturmaz.

Dolandırıcılık suçunda başlangıçta oluşan bir kast bulunmaktadır. Zilyetliğin hileli davranışlar kullanılarak elde edilmesi, bu suçta malın teslimi öncesi kast bulunduğunu ortaya koymaktadır. Güveni kötüye kullanma suçunda ise sonradan oluşan bir kast söz konusudur. Mal, feri zilyede belli amaçlar için tevdi edildikten sonra, geri verilmesi aşamasında malın tesliminden sonra kast oluşmaktadır.

YAĞMA SUÇU İLE DOLANDIRICILIK SUÇU ARASINDAKİ FARKLAR

Yağma suçunda mal, cebirle ya da tehditle alınmaktadır. Oysa dolandırıcılık suçunda hileli davranışla alınmaktadır.

Dolandırıcılık suçunun hukuksal konusu münhasıran mal varlığıdır. Oysa yağma suçunda zilyetlik ve mülkiyetle birlikte irade özgürlüğü de suçun hukuksal konusudur. Yağma suçunun maddi konusu taşınabilir maldır. Oysa dolandırıcılık suçunun konusu mal varlığına ilişkin her türlü varlık ve değer olabilir.

Dolandırıcılık suçunda başlangıçta bir kast vardır. Zilyetliğin hileli davranışlar kullanılarak elde edilmesi, bu suçta malın teslimi öncesi kast bulunduğunu ortaya koymaktadır. Ancak yağa suçunun oluşabilmesi için failin baştan beri yağma amacıyla hareket etmesi gerekmez. Bazı durumlarda fail, hırsızlık amacıyla harekete geçmesine karşın sonraki bir aşamada cebir veya tehdit kullanmasının bir önemi bulunmayıp hırsızlık amacıyla başlanmış eyleme mağdurun eşya üzerindeki egemenliği sona ermeden cebir ya da tehdit eklenmişse yağma suçu oluşur.

Başka bir anlatımla mağdurun hırsızlığa konu mal üzerindeki zilyetliği sona erene kadar kullanılan cebir ya da tehdit hırsızlığı yağmaya dönüştürür.