Türk Dil Kurumu Kavram kelimesini,”1) İsim-Bir nesnenin veya düşüncenin zihindeki soyut tasarımı 2)Felsefe-Nesnelerin veya olayların ortak özelliklerini kapsayan ve bir ortak ad altında toplayan genel tasarım” iki şekilde tanımlamıştır.

Nesneler bir grup geometrik şekil, çizgi ya da doku birçok bileşenin olduğu yapılar olarak algılanabilirler. Örneğin günlük hayatımızda kullandığımız kapı, cep telefonu, kahve makinesi, bardak, araba ya da bir pantolon gibi. Nesnelerin bu boyuttaki görüntüleri ilk düzey anlamı ifade eden natürel (doğal) anlamlarıdır. Bir sonraki aşamada bu geometrik şekiller, çizgiler, renkler, dokular, belirli bir kapı, cep telefonu, kahve makinesi, bardak, araba veya pantolon vb. algılanmalarına yardımcı olabilirler. Ayrıca doğadaki canlılarda eril ve dişil iki tür olduğunu kabul edersek nesneler cinsiyetle ilişkili, erkek ya da kadın olmakla ilişkilidir diyebiliriz. Kadın bedeni daha kıvrımlı ve yuvarlak formlardan oluştuğu için yuvarlak formlara sahip kıyafetler, fırfırlı kollu bedene hoş bir şekilde oturan saten dokulu kadın gömleği, deri ceket, saç aksesuarları ve babet ayakkabılar bir kadının olarak algılanır. Araba, motosiklet, saat, cüzdan, tıraş makinesi ve takım elbise bunlar da bir erkeğin olarak algılanır. Bu nesneler erkeksi ve kadınsı kavramlara dönüşürler.

1960’lı yıllardan sonra kadınların erkekler gibi toplum hayatına daha çok katılması ile erkeklerle aynı işleri yapmaya başladılar. Bunun doğal sonucu olarak toplumsal üretimde kadın ve erkeğin beraber hareket etmesi nesneleri uniseks yani cinsiyete özgü olmayan veya cinsiyet tarafsızlığı dediğimiz bir boyuta ulaştırdı. Bu durum nesnelerin basmakalıp ilk anlamlarıdır. Tabi bu nesnelerin gerçek anlamına bakmak gereklidir. Çünkü gerçek anlam çok daha karmaşıktır. Bir toplumdaki ulusun, dönemin, sınıf, cinsiyet, yaş, dinî ya da felsefi bir inancın vb. kavramların tarihsel süreçte altta yatan davranışlarını yapılar oluşturur. Yapılar nesne ya da nesneler sistemindeki bağlantılı parçaların bir arada bulunmasıdır.

Örneğin kapı nesnesi bir odanın, evin, tiyatronun, kalenin vs. gibi yapıların bir parçasıdır. Soyut anlamda sadece bir kavramı ifade eden kapı, kendi dışında olan yapılarla içinde hareket kazanarak gerçek anlamına ulaşırlar. Kapı kadınsı bir nesne olmakla beraber bize şu çağrışımları da yapar, açılıp kapanarak bir odanın, evin ve yapının içine girilip çıkılabilir. Dışarısı ile içerisi arasındaki diyalektiğin kurulduğu ve kişiler ile bir yapı arasında etkileşimi, iletişimi başlatacak olan ilk nesnedir. Kapı mahremiyet, mahpusluk, özgürlük, güvenlik gibi kavramları da temsil edebilir.

Duvar ise daha erkeksi bir nesnedir ve içinde bulunduğu yapı ile gerçek anlamına ulaşır. Bir yapının kabuğunu oluşturur. Koruyan kollayan özelliği vardır. Yapısal olarak içerisi ile dışarısı, özel ile genel, tehlike ile güvenlik arasında örülen bir sınırdır. Duvar olumsuz anlamda düşüncelerimizi sınırlama, hapis, soyutlanma vb. gibi sınırlayandır.

                                                 

 

Sonuç olarak bu nesnelerin görsel sanatlarda kullanılmasında alegorik bir durum da vardır. “Alegori; bir görüntü, bir yaşantı, düşünce, kavram veya bir davranışın daha iyi kavranmasını sağlamak için simgesel bir bağ kurulması ve bu bağın heykel ya da resim aracılığıyla ile görsel sanatlarda aktarılması.” olarak tanımlanmıştır.

Sanatsal bağlamda kapı ve duvar kavramının görsel sanatlarda kullanılması kavramsal sanat şeklinde olmuştur.1960'larda kavramsal sanat teriminin ortaya çıkmasının en büyük sebeplerinden biri de daha önce sanatta kullanılan organik nesnelerin yerine hazır nesnelerin oluşturduğu kavramların toplum hayatına girmesi ve düşünce sistemine eklenerek sanata dönüşmesidir. Kavramsal sanatta öncelik kavramdadır. Kavramı temsil eden sanat nesnesi sonra gelir. Örneğin kapı ve duvarın içinde bulunduğu toplum, sınıf, metin, film, vs. yapı ile bağlantılı olarak ortaya çıkan mahremiyet, mahpusluk, özgürlük, güvenlik, sınırlama, hapis, soyutlanma gibi kavramların bir hikayesi vardır. Bu sebepten dolayı kavramsal sanat kendini her biçim ve malzemede gösterebilir.

Yukarıdaki resimde kapı kavramı aydınlık, duvar kavramı karanlık, ikisi birlikte bütün olarak bir gösterge olmakta, düşüncemizde kapının ve duvarın nasıl oluştuğu sorgulanmaktadır. Gördüğümüz, kullandığımız, dokunduğumuz kapı veya duvar nesne midir, yoksa onu tanımlamak için kullandığımız kavram mıdır?